6. Bölüm | Geçmişe Dönüş

90 11 0
                                    

** Bu bölümde zamanda yolculuk yapan karakterimiz kendi karakteriyle çarpışıyor bu yüzden fazlaca anlam çatışması yaşayacağız şimdiden kusura bakmayın**

Odanın kapısını yavaşça açtım, gerçekten de başarmıştım 51. Bölge'deydim. Yavaşça koridorlarda dolanırken Jack'in odasına rastladım perdeyi aralayıp içeri baktım bizim ekip toplanmış bilgisayardan dikkatlice bir şeyleri izliyorlar aynı zamanda da tartışıyorlardı.

    Odanın solunda bulunan elektronik takvime baktım bugün benim 51. Bölgeye geldiğim tarihti saate baktım büyük ihtimalle şuan sürünerek ulaşmaya çalışıyordum.

    Bir şeyler yapmalıydım eğer Jack'le konuşursam bana inanmayacaktı bu yüzden kendi başıma bir iş yapmalıydım. Akşam vakitleriydi bir süre bekleyip kendimi nasıl durdurabileceğimi düşündüm ve bu saatte en etkili olan şeyin renkli prototif uçaklar olduğunu düşündüm.

    Hemen o bölümü aramaya koyuldum biraz gezdikten sonra prototif uçakların olduğu bölümü buldum. Otomatik pilot olduğu için pek zorluk çekmedim geriye kalan tek bir iş vardı kendimi bulmak.

     Neyse ki bütün helikopterlerin odak noktası o anda benim üstümde olduğu için kendimi bulmam kolay oldu. Renkleri değiştirip dikkat çekmeye çalıştım en sonunda gök yüzüne baktım fakat aldırmadım.

    Hayır! Olamaz bu anı hatırlıyorum 51. Bölge'ye girerken havada uçan portotif uçağı önemsememiştim, hatta onun "Ufo" olduğunu düşünmüştüm.

    Nerden bilebilirdim o uçağın bana bu işlere hiç girmemem gerektiğini söylemesini. Benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Otomatik pilotu geri çevirdim.

    Koridorlarda kendimi geri çevirmeye çalışacak yollar arıyordum, geri dönmeliydim yoksa bu uzaylılar beni yem olarak kullanacaklardı.

    Bir an kendimin yanına gidip kendimle konuşmaya çalışacaktım eminim bu durumu anlayışla karşılardım ama bir an bile olsun yanımdan ayrılmıyorlardı.

    Çare yoktu, kendimi kurtaracak yollar ararken yine küçük bir elektrik yedim ve ışıklar gözümde patlamaya başladı ve yine bir baş dönmesi yaşadım. Tekrar kendime geldiğimde zaman makinesinin içindeydim.

    Biraz durdum ve kendime geldim, sonra kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda iki uzaylı bana bakıyordu sanırım sonum gelmişti. Biri elindeki kabloyu alıp yine kafama takmayı denedi, engellemeye çalıştım fakat başaramadım.

    Bana "Biraz sakin olmayı dene, sana zarar vermek istemiyoruz. Aramızda iletişim kurduğumuz Gritscript yani şu kafanda bulunan kablo düzeltilebilen bir fix yedi, sen burada zaman makinası ile uğraşırken biz de onu düzelttik.

    O kağıtta yazan yazı ise kaçmayı düşünmen içindi, sana zarar vereceğimiz falan yok. Sorunu sende farketmişsindir umarım, zaman makinesinde gittiğin tarihte 45 dakikadan fazla bir süre geçiremiyorsun.

    Biz de ENIAC bilgisayarıyla karşılaştırarak sistemdeki açığı bulmaya çalışıyoruz. Gittiğinde 45 dakikan olacak, 45 dakika içinde bilgisayarı alamaz isen baştan başlayacaksın. Eğer bu baştan başlamalar sürekli olarak devam ederse beynin hangi zamanda olduğunu kestiremeyecek ve görevini yapmamaya başlayacak bir süre sonra da beyin ölümün gerçekleşecek.

    Bunun ilk belirtileri burun kanamasıdır, sonra baş ağrısı başlar ve sonra maalesef ölüm. Senin için en iyisi ilk adımda almak olur, yoksa gerçekten büyük sıkıntılar çekebilirsin." dedi. Ne zaman gideceğimi sordum ve istediğin anda gidebilirsin, kendini ne zaman hazır hissettiğin zaman.

    Bir masaya oturduk ve bir plan yapmaya çalıştık. Hemen ilk sorumla başladım.
- Nereden başlayacağım, tam olarak nereye ışınlanacağım belli mi?
- Evet, biz her şeyi belirledik bilgisayarın olduğu ofisin karşısında bir kafe var oranın tuvaletine ışınlanacaksın.
- Neden tuvalet?
- İstersen sokağın ortasına ışınlayalım millet de seni şeytan sansın ve öldürsünler değil mi?
- Tamam, anladım. İşe koyulsak mı artık?
- Tamam gitmeden sana vermem gereken bir şeyler var benimle gel.
   
    Bu gördüğün adam Prespert Eckert bilgisayarın kurucularından biri. Ha bu arada 1947 yılında dünyanızda savaş olduğu için ölmemeye dikkat et.
   
    Bir düğmeye bastı ve 30cm çapında küp camın içine önce şeffaf jole kıvamında bir su döküldü ondan sonra ise ten renginde bir boya döküldü. Yaklaşık 20 saniye sonra çıkan şey fotoğraftaki Prespert Eckert'tın maskesinden başka bir şey değildi.

    Çıkarıp kafama taktılar ve gidip aynaya baktığımda ben bile sahte olacağına inanmayacağım kadar gerçekti. İkinci adımdaydık dönemin kıyafetlerine baktık ve onun da aynısını yaklaşık 1,5 dakikada diktiler.
- Bu eline verdiğim küçük mıknatısı Prespert'in boyun bölgesine yapıştır, 45 dakika sonra uyanacak o zamana kadar sende gelmiş olacaksın, iyi şanslar.
   Benden eser yoktu artık, ben Prespert Eckert'im tıpkı bir zamanlar Tom White olduğum gibi. Kapılar kapandı, elektrik ve ışıklar..

Time Traveller (Zaman Gezgini)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin