15. Bölüm | Zamanda Kayma

60 8 0
                                    

İnsanoğlu 2250den sonra ki yapıtları ya çar çur etmişti ya da büyük bir savaş çıkmıştı. Daha 4 saat önce 2251 yılındaydım ve teknolojinin son demlerine yaklaşılmıştı. Fakat şimdi, taş devrinden farkı yoktu etrafın.

Orman da yürüyor gibi hissediyordum. Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. Sanki 2291 yılında değil, milattan önce 1000li yıllarda gibiydim.

Bir an düşündüm. Ya gerçekten zamanda bir kayma yaşadıysam? Ya da bu aptal uzaylılar beni yanlışlıkla geçmişe gönderdiyse?

Tek çarem birilerini bulmak, neler olduğunu öğrenmekti. Biraz yürürken uzakta hareket eden birini gördüm. İnsan mıydı bilmiyordum. Eğer geçmişe gittiysem dillerini de bilemezdim.

Kafam çok karışıktı, gidip sormaktan başka bir şansım yoktu;
- Merhaba.

Yavaşça arkasına döndü, üstündekilere bakılırsa bir atın postuyla üstünü örtmüştü. Korktum ve geri çekildim. Büyük bir ihtimalle geçmişteydim. Yanıma yaklaşıp; " Merhaba" dedi.

Aksağınına bakılırsa İngilizdi. O an geçmişte olmadığımı anladım. Bir yandan huzurlu, bir yandan da korkmuş hissediyordum. Neyse ki düzenli konuşması beni sakinleştirdi;
- Sizin gibi birinin burada ne işi var?
- Buna inanmayacağını biliyorum. Ben geçmişten geldim. Fakat böyle bir yer beklemiyordum.
- Buna şaşıracak vaktim maalesef yok, beni takip et güvenli bir yere geçelim.
- Güvenliğimizi tehdit edecek bir durum mu var?
- IV. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya yaşanılmayacak bir yere geldi. Mutasyonlar, ortaya çıkan yeni hayvanlar...
- IV. Dünya Savaşı mı? Hangi yıldayız tam olarak?
- 3816.
- Üç bin sekiz yüz on altı mı?
- Çok eskiden geldin sanırım?
- Biraz öyle. Daha doğrusu 2291 yılına gitmek istiyordum ki...
- Zamanda büyük bir kayma yaşamışsın belli ki.
- Hala zaman makinesi bulunmadı mı?
- Savaş çıkmasaydı bulunacaktı. Savaş elimizde ki her şeyi aldı. Senin geldiğini görünce gelecekten bunları düzeltmek için geldiğini düşünmüştüm. Açıkcası ben de biraz hayal kırıklığına uğra...

Lafını bitirmeden bir topluluğun sesini duydu ve beni geriye çekip ağaçların arasına soktu. Bir bakıma kamufle olmuştuk. Fazla sabırsız davranıyordum. Fakat o seslerin geçmesini bekliyordu. Sesler geçtikten sonra lafa girdi;
- Bunlar Beyaz Zıpkınlar bu bölgeye sahip olmak istiyorlar.
- Savaş çıkalı ne kadar oldu? Ve kaç yıl sürdü?
- 3812-3815 arasında oldu. Yaklaşık 183 milyar insan hayatını kaybetti. Bir yıldır sayım yapamıyoruz fakat duyduğum bilgilere göre yaklaşık 12 milyar kişi yaşıyormuş. Bu tabii ki artmıştır.

Bunları duymak tuhaftı, ve korkunçtu. Yüz seksen üç milyar insan hayatını kaybetmişti. Fakat ilginç olan nokta 100 yılda üç dünya savaş gerçekleşmişken, neredeyse iki bin yıl içinde sadece tek dünya savaşı olması tuhaftı. Soracağım çok soru vardı çünkü aklımda bir sürü soru işareti vardı;
- Bu Beyaz Zıpkınlar ne istiyor?
- Krallık kurmak, başta olmak istiyor. Herkese gücünü göstermek ve bu bölgenin sahibi olmak istiyor.
- Bu.. Bu çok ilkelce...
- Farkında mısın? Baştan başladık, en baştan. İnsanlar tekrar ateşi bulacak, teknoloji ve daha fazlası...

Durum ciddiydi. Bunların olması, yaşanması korkunçtu. İsimsiz arkadaş sessiz ortamı bozarak;
- Ben Shoodly.
- Ben de Louis memnun oldum.
- Seni daha güzel bir gelecekte karşılamak isterdim Louis fakat elimde ki tek şey bu.
- Evet, ben de böyle bulmak istemezdim. Neden Beyaz Zıpkınlarla konuşup bunun saçmalık olduğunu anlatmıyorsun?
- Bunu denemediğimi mi sanıyorsun? Sanki adam 5000 yıl öncesinde yaşıyormuş gibi. Tek bildiği şey yıkmak ve öldürmek.
- Sana yardım etmek isterdim Shoodly fakat başka bir işim var. Eğer bu görevi halledersem sizin içinde bir çözüm bulmaya çalışacağım.

Shoodly cevap veremedi, yada vermedi. Dönmeyi bekliyordum ki aklıma kafamın arkasında ki düğme geldi. Elimi arkaya attım ve bastım, ilk önce canım acıdı. Sonra elime tekrar baktığımda yağ ve kan vardı.

Şaşıp kaldığımı gören Shoodly öğüt verircesine;
- Geçmişten bile gelsen, sivilceni patlatmak tehlikelidir dostum.

Time Traveller (Zaman Gezgini)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin