(3.kez yazışım. Aman Allahım güçlü kalmakta da aynı durumdayım. Ne olacak bu halim. Önceki ikisi daha güzel daha ayrıntılı daha uzundu ama şimdi fazla vaktim yok. Güçlü kalmak kitabını okumayı unutmaz mısınız?)
(kısa yazmamı lütfen buna bağlayın)
''Evet efendim Camila'nın arkadaşıyım''
Siyaha bürünmüş annesi oturduğu yerden bin sorusu ile beni baymak üzereydi. Beni inceledi ve memnun kaldığını belirli eder şekilde başını salladı.
Ardından beni ilgilendirmeyen uzun bir muhabbete giriştiler.
Annesi geleli yeni sayılırdı.Ama ben şimdiden sıkılmıştım. Elimi açık siyah saçlarımın ucuna götürdüm ve dolayarak kendimce oyun oynamaya çalıştım. Karşımda kumral kısa saçlı hanımefendi bir kadın oturuyordu . Her ne kadar giyinişimi değiştirsem de karşımdaki kadına zerre benzeyememiştim. Benzemekte istemesem de onların yerinde olma nasıl bir duyguydu merak ediyorum.
Onların anne-kız muhabbetine dalması uzun sürmese de onların alanından uzaklaşmak işime gelirdi. Hala aynı yerimde otursam da beynimi onlardan uzaklaştırarak geçmişimi düşünmeye çalıştım.
Hayatıma ne olmuştu? Çok olmasa da güzel bir hayatım vardı. En azından annem vardı. Babam da vardı ama yok gibiydi. Sıcak bir ev , saçımı ören bir anne, ara sıra beni seven baba. Aslında beni çok seviyordu iş kazası geçirmeden önce.Galiba.
Babama annemi sormak istediğimde duraksadım.
Kızar mı diye düşünmeden edemiyordum. Ama 'birazdan geleceğim ' diyen annem yarım saattir yoktu.Odadan çıkmama babam izin vermiyordu.İçimi merak doldurduğunda artık sormam gerektiğini anladım.
''Baba. Annem nerde ?''
Bakışlarını televizyondan ayıran babam sert bir ifadeyle dalga geçer gibi ''Ben nerden bileyim. Git bana meyve getir''
Ayağa kalktım ve annem tarafından örülmeyi bekleyen açık saçlarımı gelişigüzel topladım. Odadan çıktığımda meyveden önce derdim annem olduğundan odalara göz atmaya başladım. İlk önce kendi odama baktım. Yanıtsız cevap almamla belki banyo ediyordur diye banyoya doğru ilerledim. Kapıya yanaştım ve herhangi bir ses duyamadım. Nerdeydi annem?
Umutsuzluğum giderek artmıştı ve tek çarem onu beklemekti.
Meyve almak için mutfağa gitmeye koyuldum. Annem gelecekti. Buna inanıyordum.
Mutfak kapısını açtığımda karşılaştığım şey ile dengemi kaybettim. Annemi bulmuştum. İyiydi ama tek sorun cansız olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGELS
FanfictionKitabın ismi ''Melekler'' olabilir. Size Beyaz'ı da hatırlatabilir ama Hayır. Bu Siyahların hikayesi. "Başka birisine sarıldım. İçim parçalandı"