Gözümü açtığımda bir evdeydim. Gerçek bir ev. Etrafta ne pis insanlar vardı ne de pis koku. Ev gibi kokuyordu. Ve sanırım ben uzun zamandır bu kokuya mahrum kalmıştım. Ayağa kaktığım da başım döndü ve yatağa tutundum. Ardından üzerimin giyinik olduğunu fark ettim. Üzerimde eşofman ve siya tişört vardı. Ayakta durabildiğim de dün gece olanlar gözümün önüne perde gibi indi ve beynimin köşesinde yer edinmeye başlamıştı. Hayır olmaz. Hatırlamak istemiyorum.
Kapı açılma sesi duyduğumda hepsi kaçıp gittiler.
Kıvırcık'tı. Kahramanım'dı.
''İyi misin?''
Hiçbir şey düşünmeden cevap vermek istedim. Çünkü eğer düşünürsem cevabımın pek olumlu olacağı söylenemezdi.
''İyiyim '' dedim gülümsemeye çalışarak.
''İyi olmadığını biliyorum. Anlat bana her şeyi''
Yıllarca beklediğim konuşma gerçekleşiyordu. Biri gerçekten de ama gerçekten de sahte gülümsememe kanmamıştı. İçimde tırtıllar kanat açtı. Şu an gerçekten de mutluydum. Dün geceyi unutacak kadar. Sanki biri boğazıma batmakta olan koca diken acıtmadan çıkarılmış gibi. Çok güzel bir his.
Odanın misafir odası olduğu ortadaydı. Cam kenarındaki koltuklar, tek kişilik küçük yatak, içer de ki küçük banyo...
Kıvırcık çoktan koltukların birisine kurulmuştu. Bende onun karşısındakine oturdum ve camdan giren güneş ışınlarını inceledim . Çok huzurluydu. Bunu saatlerce yapabilirim.
***
Nerdeyse yarım saat olmuştu fakat karşımdaki kurtarıcının yüzüme bakması ve benim güneş ışınlarına bakmam dışında gerçekleşen hiçbir faaliyet yoktu.Saçma bir soruyla suskunluğu bozdum.
''Niye her beni gördüğünde beni koruyorsun? Yani demek istiyorum ki seninle her karşılaştığımda ki beni her seferinde bir kötülükten kurtarıyorsun , sen beni her kurtardığında kendimi kahramana yıllarca ihtiyacı varmış ve sonunda bulmuş bir küçük kız gibi hissediyorum''
Bana garip garip baktığında kendimi rezil ettiğimi anlamıştım.
''Sen bakma bana. Sadece takılıyorum öylesine''Ensemi kaşıyıp eski odak noktama döndüm ve konuştuğum zaman karşımda olan kişinin ruhunun 2 dakikalık dinlenmesini ve hiçbir şey dinlememiş olmasını diledim.
''Kuzenime çok benziyorsun. Sanırım o yüzden .''
Yüzümü ona döndürdüm ve onunla göz göze geldim.
''Eğer tüm bunların sebebi kuzeninse onu bir gün görüp ona teşekkür etmek isterim çünkü onun sayesinde her beladan senin sayende ucuz yırtıyorum''
Emin değilim ama yüzünü bir hüzün kapladı ve konuşmaya başladı.
''Kaçırıldı, yani çok küçükken daha evin önünde evcilik oynayan bir çocukken kaçırıldı. Bende seni her gördüğümde -ki daha 2 kez oldu - ona benzetiyorum. Gözleriniz aynı renk. ''
Soluma -camın zıt tarafına- döndüm ve ilerde duran dolap aynasına baktım. Gözlerime odaklandım.
Sonra saçma bir şey olduğunu varsayıp karşımdaki Batman'e yöneldim.
''Çok ama çok üzüldüm''
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Yüzündeki hayal kırıklığına bakılırsa çok iyi anlaşan iki kuzenlermiş küçükken.
''Seni gördükçe onu hatırlıyorum ve rahatlıyorum. Artık o emin ellerde yanımda diye düşünüyorum. Yani kısaca benim bu deli kafamın içinde sen şu anlık benim kuzenimsin onu bulana kadar . Bu süreç içinde her daim yanında bulunacağım ve seni koruyacağım. ''
Ne yani? Kuzenini bulduktan sonra beni kenara mı fırlatacak?
Düşünmek istemiyorum. Geleceği aklımın ucuna bile getirme istemiyorum. En azından şimdi yapmayacak ve ben bu anın tadını çıkarmak istiyorum. Tam düşünce içinde boğulurken kapı açıldı.
''Harry hadi geç kaldık''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGELS
FanfictionKitabın ismi ''Melekler'' olabilir. Size Beyaz'ı da hatırlatabilir ama Hayır. Bu Siyahların hikayesi. "Başka birisine sarıldım. İçim parçalandı"