Burası da nasıl bir yer. Bir kısa telefon konuşması ile buraya gelmiştim ve üstelik Harry ortalıkta gözükmüyor.
Taksinin camından bu yerin garipliğini süzüyorken bir yandan da ''ne kadar ödemem lazım'' diye soruyordum gözlüklü taksiciye.
''15 lira yeterli olur''
Araba durmuştu ve ceplerimi karıştırıyor gibi yapıyor olmam asla olmayan parayı getirmeyecekti. Kapıyı açarken ''ahh bir dakika sanırsam paramı evde unutmuşum'' diye geveliyordum.
Arabadan çıkmamla karşılaştığım Zayn'e şaşırmamı belirli eden bakışlar atıyordum .Zayn işte buradaydı. Karşımda duruyordu.
Ah Harry amacın neydi ki ? Zayn halimi anlamış olup paramı ödemesini izlerken kızaran yanaklarımı iki avucumla vurarak yok etmeye çalıştım.
Taksi gittiğinde Zayn dengesini kaybedip bana tutunduğunda onu ileride yıpranmış olan koltuğa sürükledim. Harabeydi burası. Gençlerin sprey boyalarıyla süslediği duvarlar burayı daha beter hale getirmişti. Yıkık binanın içinde duran bu tek koltuk yıllardır burada gibi duruyordu.
''Zayn ben gerçekten çok üzgünüm. Sadece o -''
Başını yattığı yerden kaldırıp dudaklarına garip şekil vererek parmağını ağzıma götürüp beni susturdu. Sarhoş muydu?
''Sana anlatacaklarım var mavi ornitorenk''
Tebessüm belirdi . Ornitorenk ne alakaydı ki?
''Ornitorenk mi?''
Tamamen doğruldu ve güldü.
''Hiç mi Phineas ve Ferb izlemiyorsun? Orada gagalı bir ornitorenk var ya aynı onun gibisin.''
Gülümsemem solduğunda az sarhoş olduğunu belirli eder şekilde '' pardon '' dedi.
Dediklerimi ve duygularımı algılıyordu. En azından bu iyi bir şey.
''Orada bir ornitorenk var. Uslu 'grrr' demekten başka bir şey yapmayan''
Onu taklit eder şekilde '' Ne yani ben hep 'grr' mı diyorum''
Gülmüştüm ama asıl gülme nedenim bu değildi. Yaşadıklarımız ve bu konuşmamız göz önünde bulundurulursa ne kadar saçmayız. Benim ona sarılmam lazım ve özür dilemem lazımdı. Onun ise beni affetmesi. Ornitorenkler hakkında konuşacağımızı hayatta düşünmezdim. Gerçi burada Zayn'le karşılaşmamı da beklemezdim ama.
''Hayır hayır. O orni varya tüm dünyayı geziyor ama sahiplerinin haberi bile yok. Sende onun gibisin. Sende bir şey var ama ben çözemiyorum''
Farklı konuları birbirine benzetmesi sarhoşluğunun kanıtı gibi bir şey olabilirdi.
''Evet bay Malik. Tüm dünyayı gezdim ve sen sahibim olarak bundan haberdar değilsin''
Koltukta yan yana oturarak konuştuğumuz konunun harikalığı beni sıkmamıştı. Zayn'le konuşuyordum. Bu iyi bir şeydi.
''Onu demek istemedim. İçinde gizemli şeyler saklayan kutusun''
''O dizi hayal ürünü Zayn''
''Biliyorum biliyorum fakat sen hayal olmayacak kadar güzelsin.''
Bu konu başka yerlere uzanıyor.
''Sen de sarhoşssun''
''Sarhoş olsaydım şu an sana küfürler savururdum. ''
''O zaman niye böylesin''
''Sarhoşum ama beni sarhoş eden içki değil .Sen beni sarhoş ediyorsun''
''Zayn-''
Kollarını bana sardığında sustum.Gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla
'' özür dilerim o gün bir anlığına seni kırdım. Üzdüm. Çok özür dilerim ''
Kollarını daha da sıktı ve ''ağlama '' dedi.
'' O gün belki bir kere kırıldım ama sen ağlayınca paramparça oluyorum''
Bu adam gerçekten de bana aşık olmuş muydu? Bu yük gibi hissettiriyordu ama pamuk kadar yumuşaktı da. Kalbimde oluşan duyguları anlatamıyorum.
''Beni affettin mi?''
Bu soruyu sorduğumda kollarını ayırdı ve sağ baş parmağıyla göz yaşımı sildi.
''Tam tersine. Sana daha çok bağlandım''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGELS
FanfictionKitabın ismi ''Melekler'' olabilir. Size Beyaz'ı da hatırlatabilir ama Hayır. Bu Siyahların hikayesi. "Başka birisine sarıldım. İçim parçalandı"