Göz açıp kapayıncaya kadar zaman gelmişti. Bu sefer ki görev fazla zor değildi. Bir kaç paket maddeyi satacaktım. Bar için beni John hazırlayacaktı. Yani o öyle dedi. Fakat onun hazırlamasını istemediğimden direkt kendim hazırlanmaya başlamıştım.Dolaptan aldığım danteli siyah mini bir elbiseyi üzerime geçirdim. Ardından yine dolaptan bulduğum siyah yüksek topuklu ayakkabıları ayağıma geçirmek için koltuğun kenarına oturdum. O sırada John kapıdan içeriye girdi.
''Sana hazırlanma demiştim''
Sesinde hafif ciddiyetlik vardı.
''Erken gitmek için kendim hallettim. ''
John bana doğru yaklaştı ve saçımı geriye attı. İki elini de belime koyup sessizce konuşmaya başladı.
''Soyun. Seni ben giydireceğim''
Hayatımda bu kadar saçma cümle duymadım. Gerçekten ciddi ciddi beni kendi pis elleriyle mi giydirecekti. Mide bulantımın yaklaştığını hissettiğimde yutkundum.
''Saçmalama. İşte giyindim ben''
John etrafımda dolaştı ve yine yüz yüze geleceğimiz şekilde önümde durdu. Yüzümü avuç içine almaya yeltendiğinde başımı çevirdim.
''Vücudunun tadına bakmak istiyorum.''
''Daha fazla iğrençleşme. Midemi bulandırıyorsun''
John makyaj masasına yöneldiğinde bende geriye doğru bir adım attım.
''En azından yüzünü süslememe izin ver''
Ses çıkarmadım. Elinde maskarayla bana doğru döndüğünde tedirgince geriye gittim. Sonuçta erkekti . Yapamazdı. Ayrıca bana dokunmasını istemiyordum ama mektubu almak için zorundayım.Sonunda durduğumda John bana sürmeye başlamıştı bile.
''Çok güzelsin''
Aslında hayalleri süsleyen erkekti. Belki onunla hala sevgili olabilirdim ama bana eskiden yaptıkları affedilecek gibi değildi.
Maskarayla işi bittiğinde eline göz kalemini aldı. Tamam belki maskarayı güzel sürmüş olabilirdi ama göz kalemini sürebilmesi imkansızdı.
''Yapamazsın''
dedim geriye adımlarken.
''Senin canını acıtmam''
Dediğine gülümsedim. Sanki eskiden canımı hiç acıtmamış gibi söylemişti. Keşke hiç birini yapmasaydı da şu an mutlu olsaydık- olsaydım.
İçimden geçirdiğimi duymuş gibi tek kelime daha ekledi.
''Artık''
Sonunda sırtımı duvara vurduğumda gidecek yerimin kalmadığını anladım ve gözlerimi açabildiğim kadar açtım. Tek eliyle yanağımı tutarken diğer eliyle gözüme sürmeye başladı. Beni şaşırtacak şekilde dikkatlice sürmesini bitirdikten sonra diğer gözüme geçti ve orada da işini hemen bitirince kalemi geri yerine koydu.
Başka hiçbir şey almadığında kendimi tutamayarak '' Başka malzeme yok mu?'' diye sordum.
''Güzelliğini daha fazla mahvetmeni istemiyorum. ''
İltifat mıydı cimrilik miydi anlayamasam da artık bu adamın dediklerini umursamamam gerektiği kesindi.
''Özür dilerim''
Bir anda beklemediğim ama yıllarca beklediğim kelimeyi söyleyince duraksadım. Bu özürün hepsine yeteceğini mi zannediyordu.
''Beni affettin mi?''
Sesli bir şekilde güldüm ve içimde birikmiş olan her şeyi düşünmeden söyledim.
''Affetmek mi. Bir özürle hepsi geçer mi zannediyorsun. Hiçbir şey hiçbir şey bende açtığın yaraları kapatamayacak anlıyor musun - sesim artıyor- Eskileri çok çabuk unuttun herhalde. Sevgilin olduğum halde beni 1 hafta soğuk odada bıraktığın yada kemerine dizime vurduğunu hatta daha da dinlemek ister misin? Annem öldüğü için küçücük yaşta sana sığınsam da sen beni kullandın. Ben 13 yaşımdayken sende 18 yaşındaydın ve beni kullandın. Kötü emellerine alet ettin. Hatta bir ara hatırlıyor musun seni terk ettiğim zaman o çocuk sayesinde senden kurtulduğumu. O zaman bana-''
''Tamam yeter yüzüme vurma. Ben hepsini unutturacağım sana tamam mı? Her şey daha güzel olacak ''
Açık olan saçımı ellerimle savurdum ve kelimeleri kusmaya devam ettim.
''Anlamıyorsun. Sen onca yıl hem bana iyilik yapıp hem onları burnumdan getirdiğinde o çocuk beni senden kurtaran o çocuk 1 günlüğüne hatta 1 saatliğine de olsa kalbimde taht kurdu. ''
''Ne yani o çocuğa mı aşıksın''
Nefessiz kalmıştım. Gerçekten de aşık mıydım?
''Yani o anlamda değil. Benim demek istediğim senden bin kat daha iyi yere sahip olduğu . Şimdi lütfen hemen işi bitirip mektubu almak istiyorum.''
Elini cebine götürdü ve bana doğru uzattı.
''Bu kadar acı verdiğimi bilmiyordum. Sana güveniyorum. İstersen mektubu şimdi alabilirsin''
Mektuba uzandım ve 'şimdi mi güveniyorsun. Keşke daha önce güvenseydin' diyesim geldi ama keşkelerle hiçbir yere gidilemezdi. Bense içinde keşke olmayan ama birçok keşkeyi birleştiren cümlemi söyledim.
''Seni affedebiseydim.''
**********************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGELS
FanfictionKitabın ismi ''Melekler'' olabilir. Size Beyaz'ı da hatırlatabilir ama Hayır. Bu Siyahların hikayesi. "Başka birisine sarıldım. İçim parçalandı"