MULTIMEDIA: Onur Kurt
-Bahar Zorlu -
Kalbim doğru mu yaptın yanlış mı yaptın derken zihnim büyük bir ego ile 'tabi ki de doğru yaptın o kadar insanın zehirlenmesini önledin' diyordu. Bencilce bir düşünceydi. Onları hayata dolaylı yoldan ben bağlamıştım belki de. Bugün Bahadır'ın daveti ile arkadaşlarıyla tanışacaktım ama gitmek istediğimi pek sanmıyorum. Israr etmesi sonucu kabul etmiştim ama gitmek istemiyordum. Hem neden tanışıyordum ki? Onlar benden farklı, hayatımız, yaptığımız iş, olaylara bakış açımız. Allah bilir onlar benden daha farklı nefes alıp-veriyordur. Saçma düşüncelerin zihnimi ele geçirmişti. İşe gitmek istemiyordum, Bahadır'ın arkadaşları ile tanışmak istemiyordum. Ben başka bir iş yapmak istiyordum. İşimden yaşadığım şehirden uzaklaşmak istiyordum. Haktan bey iyi biri değildi belki de istifa etmeliydim ama hayır bunu şimdi yapamazdım, bana ihtiyaçları olabilirdi. Bahadır bana gerçeği göstermişken onu yüz üstü bırakamazdım.
Yataktan kalkarak banyoya gidip duş aldım. Banyoda oyalanmak tanışma faslını ortadan kaldıracakmış gibi kısa saçlarımı delicesine yıkamıştım. Bit olsa giderdi, o derece tekrarlamıştım. Saçlarımı herkes problem edermiş gibi neden uzatmadığımı sorardı. Annem bir defasında saçlarımı yakmıştı, o olaydan beridir saçlarımı uzatmam. Kulaklarımın hemen altında olması insanları neden bu derece rahatsız ettiğini anlamıyordum. Dolabımdan siyah dar paça pantolon beyaz bir gömlek ile koyu mavi bir ceket aldım. Saçlarım hala ıslakken yatağımı düzelterek aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı kurutup hafiften kabarttım ve sol tarafıma gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Aynaya bakınca kendi aksimden çok babam beni karşıladı. İki cümlesinden biri 'Bahar sınavlara gir, istihbarata katıl, ailemizde ajan olsun.' Hayır, kimin ailesinde ajan vardı? Kimin? Neden bu konuya bu derece saplantılı olduğunu merak etmiyor değildim. Babamın ısrarlarına dayanamadım en azından susması için sınavlara girdim. Her defasında sonucun başarısız olacağını tahmin ettiğim için sonuçlara bakmadım ve babama 'bu seferde olmadı' diye geçiştirdim. Bahadır'ı görse bak nasıl da boylu poslu bu adama meslektaş olsana diye yeniden başlardı. Bahadır'dan ziyade arkadaşlarıyla tanışmak beni bir hayli geriyordu. Neden tanıştırmak istediğini de anlamış değildim. Ben onlardan çok farklıydım. Hani bir söz vardır ya 'biz ayrı dünyaların insanlarıyız' diye bu söz benim için geçerliydi. Ben onlardan farklıydım.
Hala daha içim rahat değildi. Ayaklarım geri yatağa gitmek ve oradan kalkmamak istiyordu. Bahadır Of! Ne işim var benim senin arkadaşların ile? Suratıma kapatıcı sürerek yüzümün rengini eşitledim ve daha güzel durmasını sağladım. Siyah bir kalem çekerken gözlerimin mavisi delicesine parlıyordu. Zihnimin bir köşesi heyecandandır o dediğinde diğer taraf ne olacak ki onlar da senin gibi insan diye beni avutuyordu. Hayır! Onlar insan değildi. Benim onlarla ne işim vardı? Sabahtan beri tekrar ettiğim gibi, oraya gitmemeliydim. Hem ben gidince ne olacaktı ki, ne yapacaktım onların yanında.
Telefonumu cebime sıkıştırıp yeterli bir miktar para aldım, kredi kartı sevmezdim. Babam inatla almak kullanmamı istemişken sürekli reddetmiştim. Ne gerek vardı mantığını çoğu zaman sevmişimdir.
Kolumdaki saate bakınca evden çıkmam gerektiğini gösteriyordu. Siyah spor ayakkabılarımı giyerek merdivenlerden indim. Apartmanın kapısını açıp ciğerlerime derin bir çekerek çıktığımda geri dönmek için geç olmadığını kendime söylüyordum.
Siyah spor arabanın kaputuna yaslanmış kollarını birbirine bağlamış sert ama çekici bir ifade ile yolu izleyen sarışın yüz hatlarına sahip adam kafasını robotmuş gibi bana çevirince korkmadım değil. Az önceki erkek mankenlere taş çıkartacak duruşunu bozup şaşırmama sebep olan bir şey yaparak çarpıkça gülümsedi ve yanıma ağır ama emin adımlar ile geldi. Elini tanışmak için uzattığında kendisi gibi en az sesi de çekici olduğu kanısına vardım. Bu adam bana uzun boylu birilerini anımsattı hiç şüphesiz. Özellikle sarışın birisini. Aklıma gelen mavi gözleri es geçerek yeşil gözlere odaklandım. Sahi nereden aklıma geliyordu bu mavi gözler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ KURT
AventuraRuhuna hapsolmuş siyahlığın içinde fark edemeden varoldu. Gözleri ruhunu yansıtacak kadar derin ve mavi. Kum saatindeki tanecikler kadar sessiz. Uzayın derinlikleri kadar çekici. Cesareti kadar deli. Adı gibi yalnız olmaya mahkum... Kurt gibi... O...