18.BÖLÜM: FİNAL🌟

2.4K 153 27
                                    


-Bahar Zorlu-



Hayalleri vardı insanların. Herkesin olduğun gibi benim de vardı. Başarılı olmak, iyi biri olmak, sevdiğim birinin olması gibi. Hani bazı zamanlar vardı ya hayatınız tepetaklak giderken her şeyin düzeldiği anlar vardır. Annemin olmayışı beni eksik bırakmıştı ama o eksikliğin sebebi vardı.

Tıpkı Onur'un yalnız olmasının bir sebebi olduğu gibi. Birbirimize saklamıştık birbirimizi.


Kızılla beraber birimde otururken döner sandalyesine oturmuş durmadan dönüyordu. Sinirden döner sandalyesi bir an bile durmuyordu.

"Kızıl başım döndü ama." Dediğimde bir anda durdu. "Kafayı yiyorum Croft. Delireceğim. Kızım ne yapmaya çalışıyor bu Duman?" dediğinde kahkaha attı. "Cidden sinirlerim bozuldu Bahar kusura böyle bir gülüp bir ağlayabiliyorum." Dediğinde kahkaha atarak başını masaya yasladı.

"kızım ölmüyorsun değil mi? İnsan gibi sesler çıkar bari." Başını kaldırıp bana baktığında yüzündeki ifadeden dolayı bende kahkahayı bastım.

"Kızım nasıl bir etkin var senin? Benim bile sinirim bozuldu ya." Derken birime Onur girdi. Bizim bu halimizi görüp yanımıza gelirken biz tekrar kahkahayı bastık. Gözlerimizden yaş geliyordu. Onur elini uzatıp bu ne hal dercesine yanımıza geldiğinde koluna tutup masadan indim ve kendimi yere atmaya hazırlanırken kolumdan sıkıca tutan Onur sayesinde yere düşmedim.

Kolumdan tutup terasa çıkardığında içeride Ahenk kahkaha atarken bende ona eşlik ediyordum.

"Kendinde misin Bahar?" diye sorduğunda gözlerimdeki yaşları silip ellerimi sallayarak kendime hava yaptım. "iyiyim. Of. Kızıl beni de kendine benzetti. O neydi öyle?" dediğimde kendine çekip bir anda sarıldığında ne olduğunu bilmeden kollarımı kaldırdım. Durumun şokunu atlatınca kollarımı beline sardım ama iki kolum birbirine yetişmemişti bile. O kadar heybetliydi ki benim boyum normal dahi olsa yanında kısa ve çelimsiz kalıyordum.

Bana yetişebilmek uğruna boynunu bir hayli aşağıya eğmişti. "bir şey mi oldu Onur?" diye sorduğumda ayrılıp elimi sıkı sıkıya tuttu.

"Özledim." Diyerek gülümsedi. "özledin?" diye sorduğumda neşeli bir çocuk gibi başını salladı. Gözlerim yaşardığında başımı eğdim.

Çenemden tutup kaldırdığında korku dolu gözlerle ne oldu dercesine baktı. "kimse bana özlediğini böyle söylememişti." Dediğimde gülümsedi. "Oy oy oy yerim seni. Seni zaten kimse özleyemez. Ben özleyebilirim. Bu kadar. O buz gibi mavi dondurucu harelerin ardında tatlı mı tatlı bir kız var, kimse bunun farkında değil ben hariç. O tatlı kızı kimseye gösterme ben hariç. Kıskanırım tamam mı?" dediğinde gülümseyip başımı salladım. Birime girdiğimizde Engin elindeki kahveyle bakışıp iç çekiyordu.

Sakinleşen Ahenge bakıp meşhur soruyu sordu Onur. "Engin'in nesi var?" diye sorduğunda kızıl yüzünü buruşturup yanıtladı. "Aşık olmuş beyefendi." Dediğinde mutlu mutlu gülümsüyordu.


"Millet ben izin aldım. Uzay'ı da alıp Amerika'ya gidiyorum. Annem ve babamla tanıştıracağım." Dediğinde işin ciddiliği şimdi kafamıza dank etmişti. "Bir dakika Uzay şu pembe saçlı, senin koruması olduğun kız değil mi?" dediğinde başını hülyalı bakışlar eşliğinde salladı.

"Oğlum sen onun korumasıydın en son ne oldu?" dediğinde aşık bakışlar atarak konuşmaya başladı.
"Aşık oldum."

Ayağa kalkıp giderken el salladı. "Her neyse millet. Ben müdürden izin almaya gelmiştim, şimdi ise Amerika'ya gidiyorum kendinize iyi bakın. Allah'ım NASA benim Uzay'ımı görse astronotları uzaya yollamazdı ulan." Diyerek birimden çıkınca herkes şok ile kapıya bakıyordu.

YALNIZ KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin