14.BÖLÜM: "ARES DUMAN"🌟

2.3K 140 32
                                    

-Bahar Zorlu-

O kadar güzel bir geceydi ki kelimelerle anlatılamazdı. Bazen öylesine inatçı, öylesine kaba olsa da bazen de o kadar içten, yürekli ve kibar davranıyordu ki aklımın sürekli ona gitmesi içten bile değildi. Sanki Kurt sürekli zihnimde dönüp duruyor, sürekli onu aramam, mesaj atmam ya da onu görmem gerek gibi hissediyordum. İnsanlarda tuhaf bir izlenim bırakıyordu. Onunla konuşmak, bir şeyler paylaşmak dudaklarınızın arasına bir çikolata parçası alıp üzerine güzel bir kahve yudumlamak gibiydi. Kahvenin sertliği ile çikolatanın eşsiz uyumuydu.

Hastaneden çıkarmasına verdiğim o söz sayesinde yemeğe çıkmıştık ama ben pişman değildim. Şimdi ise en zor göreve çıkmak üzere geri sayıyordum.

Yataktan kalktığım gibi duş alıp üzerime rahat bir şeyler geçirip merkeze geçtim. Herkes bir işle meşgulken bende Ahengin yanına gittim.

"Nasılsın çaylak?" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum. Çaylak da neyin nesiydi? Kalmış mıydı böyle hitaplar? Ama anlaşılan kalmıştı ve en son buraya benim geldiğime göre bu lakap üzerime yapışacaktı.

"İyidir de çaylak demesen daha iyi olur."

Gülümsedi. "işte ondan emin olamayız çaylak."
"Sizin şu ekipte bende olacağım, sadece bir operasyona dâhil olup benden ne isterlerse onu yapacağım. Yani temelli kalmayacağım." Dediğimde kızıl ellerini havaya kaldırdı.

"Sakin ol bakalım çaylak. Ekipte olman ya da olmaman bize artı sağlamaz." Diyerek kahkaha attı. Anladım bu sözleri daha çok duyacaktım. Benim herhangi bir etkimin olmayacağını düşünüyordu. Bu düşünceye gülümsedim.

"Şaka bir yana cidden hiç operasyon havamda değilim." Dediğinde saçlarımı geriye attım. "Sen mi?" diye sordum. "Bende insanım Bahar." Diyerek kahvesini yudumladı. "Senden daha dayanıklıyım Ahenk Göktürk." Diyerek sırıttım.

"Onu da kim demiş?" diye sorduğunda önündeki kahveden bir yudum aldım. "Benim acı eşiğimin daha yüksek olduğunu kanıtlamıştım diye hatırlıyorum. Hani şu vurulma meselesi." Dediğimde kaşlarını kaldırarak gülümsedi.

"Çaylak vururlar eyvallah da ölmezsem sıkıntı büyük. E ölmediğime göre şimdi onlar düşünsün." Diyerek yerinden kalktı. Masadaki sıcak kahveyi sinirden diklediğim gibi yuttum.

Operasyona çıkalım bakalım neler olacaktı. Umulmadık taş baş yarardı değil mi?

Bahadır'ın yanına geçtiğim gibi dikkati üzerime topladım. "Nasılsın Baho?" dediğimde gülümsedi ve önündeki dosyayı bırakarak kollarını birbirine bağladı. Asker yeşili uzun kollusu ile muazzam bir görüntü sergiliyordu.

"Dökül bakalım ne istiyorsun çaylak?" dediğinde elimi diğer elime vurdum. "Neden herkes çaylak diyor?" diyerek kaşlarımı çattım. "Çünkü çaylaksın." Dedi tüm pervasızlığı ile.

"Ben sana çapkınsın diyor muyum?" diye sorduğumda kollarını havaya kaldırdı.

"Ohoov yavaş gel istihbaratın çaylağı. Nereden biliyorsun sen bunları?" dediğinde ona yaklaştım. "Bildiğin üzere çaylak olsam da artık bende sizden biriyim." Diyerek gülümsedim. "senden çok iyi Arabistanlı Lawrence'ın kadın versiyonu olur. Sende o ışığı görüyorum Bahar." Dediğinde işi dalgaya vurduğunun farkındaydım.

"Şu yapılacak olan operasyon hakkında bilgi istiyorum. Toplantılara katılamadım ve hiçbir şey bilmiyorum." Dediğimde önündeki dosyayı kapattı. "Kurt'tan neden bilgi almıyorsun çaylak?" dediğinde sinirle soludum. "Canım senden bilgi almak istedi çapkın. Ne yapacaksın?" dediğimde kaşlarını kaldırdı.

YALNIZ KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin