Hayırlı bayramlar arkadaşlar :) kitap kapağı yapabilecek olan biri ulaşırsa çok sevinirim. Iyi okumalar ❤️
***
Multimedya: Alp-Çağatay''İlknur nerede kız? Alt tarafı işemeye gittim, hemen beni ekmiş.''
''Akın, koş güvenliği çağır. Çıkış kapısına gelsin, hemen!'' ne olduğunu sorgulamadan yanımdan ayrıldı. İlknur'un yanına gelip adamların sıkıca sardığı ellerinden kurtarmak için uzandığım sırada, başka bir el arkadan kolumu kavradı. ''N'apıyorsun erkek papatya!'' diye bağırarak arkamı döndüğümde kırışan ve meymenetsiz, soğuk yüzüyle beraber, yaşlı bir bedene sahip olan kel bir adamla karşılaştım. Kafamda yaptığım analize göre bu Akın olamazdı heralde.
''Erkek papatya ha?'' yüksek sesli bir kahkaha patlattı. ''Ne demek bu erkek papatya?''
''Sanane be moruk. Sen kimsin? Bırakın kızı, yoksa yersin şaplağı keline.''
Adam tekrar histerik bir kahkaha attı. ''Sevdim seni küçük kız. Güzelmişsin.'' Beni süzdü. ''Güzelliğinin solmasını istemiyorsan, söyle arkadaşına ortaklıktan vazgeçsin. Bu ufak bir uyarıydı. Emin olun, devamı da gelir.'' Gülüşü cümlesinin sonuna doğru silinmiş, yüzü ciddi ve çirkef bir yüz ifadesine bürünmüştü.
''Ya dedem yaşında adamsın, öleceksin hala ortaklık düşünüyorsun. Senin yaşındakiler kendine mezar bakıyor be.''
''Beni sinirlendirme ufaklık. Kes sesini. Git ve arkadaşına mesajımı ilet.'' Kaşları çatıldı ve hala bırakmayıp kavradığı kolumu sıkmaya başladı.
''Kolumu bırakmadığına göre, sen de benimle gelceksin sanırım. Tabii yerse. Arkadaşımı ve beni bırak yoksa, Çağatay'dan önce ben yollarım seni ahirete.'' Artık ben de sinirlenmeye başlamıştım. Çıkış kapısının en köhne köşesindeydik ve ne kimse bizi görüyor, ne de görenler yardım ediyordu. İlknur ağzı kapatılmış şekilde debelenirken canının yandığını biliyordum.
Yaşlı adam nerdeyse sıkarak çürüttüğü kolumu bıraktı. Adamlarına da emir verdi. ''Bırakın kızı.'' Tekrar bana döndü. ''Artık serbestsiniz. Gidin ve her şeyi o genç ve aptal arkadaşınıza iletin.''
İlknur'a kaçamak bir bakış atıp ''Şimdi kızım!'' diye bağırdım. Ben yaşlı adamın bacak arasına tekme sallarken, o da yanındaki izbandutların karnına dirseğini geçirdi. Onlar kıvranırken biz de kıvrak bir hareketle yanlarından ayrılıp koşmaya başladık. Koşarken arkama bakıp, ufak bir bakış atarken ''Sensin aptal!'' diye bağırmyı da ihmal etmedim.
Allah'ım attığım tekme yüzünden yaşlı dümbelek inşaallah kısır kalmıştır, inşaallah testisleri patlamıştır, inşallah prostat kanseri olmuştur.
Allah'ım affet, bütün dua hakkımı böyle kullarına beddua ederek harcıyorum. Sen büyüksün Allah'ım.Nefes nefese kalmış bir şekilde tuvalete girdik. İlknur'un sararan yüzünden korkmuş olduğu belliydi. Bense tamamen o şapşal adama zarar vermenin mutluluğunu yaşıyordum. Musluğu açıp elime doldurduğum suyla İlknur'un yüzü yıkadım.
''İyi misin, sana bir şey yaptılar mı?''
''Yok, ama yetişmeseydin adamlar sanırım kemiklerimle beyzbol oynarlardı.'' Gözlerini devirdi.
''Aptal Akın'a güvenliği getirmesini söylemiştim ama Allah bilir şimdi hangi kızın poposunu röntgenliyordur.'' Çıkmak için kapıya yöneldiğimizde arkadan kıkırdama sesleri geldi. Arkamı döndüğüm de 11-12 yaşlarında 2 oğlan vardı. ''Ne işiniz var sizin kızlar tuvaletinde? Bizi mi kesiyorsunuz? Bak bir de hala gülüyor.'' Çocuklardan birinin koluna çimdik attım.
![](https://img.wattpad.com/cover/45140798-288-k781419.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3D #WATTYS 2015
Teen FictionElimizdeki tek hayat felsefesi yemek yemek, tek içkisi kakaolu süt olan, yıllar önce ilk defa aşık olup aldatılan, bukalemun gözlü ''Deli, dolu Dila''yı kardeşlik kasesine atıyoruz. Ardından gözünü açtığı andan itibaren arkadaşlık ettiği Çağatay'ı...