BÖLÜM 10

28 0 0
                                    

merhaba. ben deli bir kız.
içince daha da kendisi gibi olan bir kız.
bugun sadece aşık olasım var.
bugun sadece yaşayasım var...
henüz normalken, henüz yaşıyorken...

Cerenle uyanıp mükemmel bi kahcaltı yaptıktan sonra, eyfele gitmeye karar verdik.

Parisin o meşhur metrosuna binip eyfel kulesine geldik.
ilk goruste etkilendim ancak o kadarda etkilenecek bir şey değildi...
demir yığını bir kule sadece....

eyfel kulesine çıktığımızda fotoğraf cekilecek hic bir yer bulamadık. o kadar doluydu ki...

Japonlardan yer bulunca birer fotograf cektik Cerenle.
Anca bir fotografa zamanımız yetmisti , herkes bizi bekliyordu.

Eyfelden inerken bir evlilik teklifine şahit olduk. italyan bir çift, evlenmeye karar veriyordu. Kız gözleri dolarak çocuğa sarılmıştı . bunu görünce kendimi eksik hissettim. benim aşık olduğum biri yoktu... tabi kalbim sanki birine aşıktı... ama henüz tanımıyordum.

Eyfelden inip etrafı gezinmeye başladık. Eyfelin altında harika bir park vardı. bir sürü insan oturmuş sohbet ediyordu. Cennet gibiydi....
Cerenle bir süre daha gezindikten sonra canım sigara istedi ve bir ince sigara yaktım. Biraz ilerdeki agaçlara yöneldik, parkın sonuna doğru gidiyorduk.
Yürüdükçe her şey tanıdık gelmeye başladı...
parktaki ağaçlar,banklar, karşıdaki binalar...
ilerledikçe bir köprüye vardık .
bir sürü insan, aşkını kanıtlamak için bu köprüye kilit takıyordu.
Her ırktan insan vardı.. Dikkatli baktığımda köprüde tanıdık gelmişti bana.
Kilitlere, aşıklara baktım ve gülümsedim.
Bu hayatta gerçekten aşık insanlar vardı...
O sırada gözüm bir kilide takıldı. Bi anda bütün gördüklerim aklıma geldi.

Bu kilidi ben takmıştım. Cok sevdigim bir kadın vardı ve birlikte Parise tatile gelmiştik...
Bu düşüncelerim doğru muydu? Kilidin arkasına baktım. İki harf kazınmıştı. Bunları ben kazımıştım. benim ve sevgilimin baş harfleri...
başım dönmeye başladı.
gözlerim doluyordu. iyi hissetmiyordum.
Köprünün korkuluklarına tutundum.
Gerçekten bu kadar hızlı mı aklımı kaybetmiştim?

Rüyamda gördüğüm bir şeyde, o kilidin anahtarlarını sevgilimle birlikte bir ağaca gömdüğümdü.

Koşarak geldiğim parka geri döndüm.
hangi ağaçtı rüyamda gördüğüm?

4 büyük dal, üstünde kalp şeklinde bir çizik... ah evet.
uzun zamandır aşina olduğum ağacın yanına gittim ve altını eşelemeye başladım.
"deli miyim, bu gercek mi?" diye dusunerek toprağı kazarken elim bir şeye takıldı. iyice kazınca bir anahtara ulaştım.
başım dönüyordu.... bu anahtar o kilidin anahtarı mıydı?

anahtarı alıp tekrar köprüye döndüm ve yakından tanıdığım kilide doğru gittim.
anahtarı kilide taktım ve çevirdim.
dönmüştü... kilit açılmıştı.

aman tanrım. bu nasıl olabilirdi?
kilidi kapadım tekrar. anahtarı cebime soktum.

Bayılacak gibi hissediyordum.
Kolumu biri tuttu o sırada.
"İyi misiniz" diye sordu ingilizce.
Cevap veremeden telefonum çalmaya başlamıştı, Ceren arıyordu.
ah, unutmuştum onu . köprüde yanından ayrılmıştım.

"Alo ceren, köprüdeyim ben. sen nerdesin? tamam, geliyorum birazdan"

kolumu tutan çocuğa döndüm.
telefonda türkçe konuştugumu gorunce gülmüştü.

"Pariste bir Türkle karşılaşmak ha?" dedi.

güldüm
"Pariste bir Türkle karşılaşmak.. gerçekten büyük bir yetenek."

"iyimisin, bir şey ister misin?"

" tesekkur ederim , iyiyim. bi an başım döndü"

"iyi olduğuna emin misin? pek iyi gorunmuyorsun..."

"bi an başım döndü dedigim gibi, saolun "

çocuk gulumsedi ve başını salladı. Gerçekten tatlı bir erkekti
o sırada bir kız gelip çocuğun elini tuttu ve konuştu

"ne oluyor sevgilim"

ah, tabii ya. böyle bir çocugun sevgilisi olmaz mı? ne kadar salakça bir aklım var...

"hanfendinin başı dönmüş , yardım edeyim dedim"
çocugu zor durumda bırakmamak için bende konuya dahil oldum

"evet bir an kötü oldum, saolsun beyfendi yardım etti, tekrar teşekkür ederim"

birbirimize gulumseyip vedalaştık.

Cerenin yanına gittim ve güzel sakin bir kafede akşam yemegi yedik.
Geceyi şehrin her sokağını gezmeye adadık ve her köşe başındaki kafede kendimize arkadaşlar bulduk. Her şey çok güzel olmasına rağmen kendimi tam olarak geceye verememiştim.

pansiyona geri dondugumde,
aklimda köprüdeki kilit ve o çocuk kalmıştı...

Gördüğüm kilidi nasıl önceden tanıyordum? Dejavunun farkli bir seklini mi yaşamıştım? ama ya anahtar... onu nasıl bulabilmistim?

Ve benim kadar gururlu bi insan.. nasıl sevgilisi olan birini düşünüyordu? asla sevgilisi olan birine yaklaşmazdım ama aklımdaydı işte.
bana yakın gelmişti. icinde bir enerji vardı , farklı bi enerji... sanki dünyanı butun enerjisini içine çekmişti. ve ben o enerjiyi kaybetmek istemiyordum. güven verici biriydi.

yatakta döndüm durdum, bi turlu uyuyamadım. Cereni uyandırmamak için sessizce yataktan kalkıp nokta kadar olan balkona çıktım. soğuk hava vücudumda dolaşırken şehir hala uyumuşa benzemiyordu. üstüme bir şeyler geçirip aşağı indim. bi süre havanın ne kadar güzel oldugunu dusunerek yurudukten sonra salaş bi kafeye oturdum. Soğuk kremalı bir kahve söyledim.
kahvemi yudumlarken kafeye göz gezdirdim. fazla kisi yoktu. icerde bi arkadas grubu oturuyordu, benim gibi disarda oturan sadece bir bayan vardı. Orta yaşlı, hoş bir bayandı.

Kadın ona baktığımı farkedip yüzünü bana çevirdi. Gülümseyip selam verdim. o da gulumsedi.
masamı göstererek onu masaya davet ettim ve geldi.

İngilizcemin yettiği kadar sohpet ettik. Buralarda oturan bir bayandı. 34 yaşındaydı ve bir çocuğu vardı.

Gerçekten samimi bir insana benziyordu. Yaşamış görmüş geçirmiş bir hali vardı.

kadının gözlerine bakıp sordum
"sen pariste, aşkın başkentinde yaşıyorsun ve evlisin. dusunceni merak ediyorum, sence aşk nedir?"

kadın gülümsedi ve elini kalbine koydu.

"aşk burda hissettiğindir. burda hissettigin kadardır. bu kadar basit.
ne kadar aşkın içine karıştırırsan başka şeyleri, o kadar bozulur aşk.
sen sadece burada hissettiğine bak. buraya odaklan. "

biraz daha aşktan konuştuktan sonra başka bir sey geldi aklıma ve onuda konuya dahil ettim

"dejavu olayını biliyorsundur, malum ismi sizin ülkeye ait. ben uzun zamandır ruyalar goruyorum. cok gercekci ruyalar bunlar. sanki baska bir hayatı yasiyormusum gibi hissediyorum ruyadayken. bazen ruyalarım mı gerçek, şuan yaşadığım mı karistiriyorum .
bugun cok ilginc bir olay yasadim.

ben ilk defa Parise geldim bu yaz. Bugun Eyfel kulesine gittik. parktaki koprude, kilitlerden birisi tanidik geldi. ruyamda gormustum onu. anahtarıni agacin altina gömdüğümu de gormustum rüyamda.
agacin altina baktigimda gercektende orda bir anahtar vardı. ve o kilidi acti. bu nasil mumkun olur?"

kadın soylediklerim karşısında pek şaşırmış gibi durmuyordu. konusmak yerine beni dinlemeyi tercih etmisti.

bi süre daha konuştuktan sonra kaldigim pansiyonun adini soyledim ve vedalaştık.

pansiyona gidip kendimi yatağı attim ve sabah zilin çalmasıyla kalktım

Kapıyı açtığımda karşımda pansiyon gorevlisi vardı.

"sizi birisi bekliyor efendim"

aşağı indigimde dun aksam ki kadın vardı. beni gorunce gulumsedi ve ciddi bir şekilde konuştu

"seni tanıştırmam gereken bir kişi var"

The Dream Of AimerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin