Ne düşünmem gerektiğini bilmeden dün tanıştığım kadının arkasından gidiyordum .
Beni kiminle tanistiracaktı , neden?Kadın arada bir arkasını dönüp bana gülümsüyordu. Nereye gittiğimizi bir türlü söylemedi. Tanımadigim sokaklardan geçerek yokuş yukarı tırmandık. Yollar tozlu ve eskiydi. Nerdeyse şehrin tepesine vardığımızda büyük bir kilise gördüm. Kadın kiliseye doğru yoneldi, bende onu takip ettim.
Kapıda sigara içen ve sohbet eden insanlar vardı. Kilisenin içinden geçip gölge bir bahçeye çıktık. Burda bir sürü kadın oturmus sıra bekliyordu.
Oldukça salaş giyinmiş bir kadın, diğer kadınların üstünde elini gezdiriyor ve fransızca bir şeyler söylüyordu. Beni görünce işine devam etti ama bir kaç saniye içinde tekrar göz göze geldik. Bana dikkatlice baktı.
İngilizce "ismim Maria" dedi.Daha sonra Fransızca bir şeyler söylemeye başladı. gelip bana dokundu.
Beni buraya getiren kadın dün anlattıklarımı aktarmış her kelimesiyle. Maria da beni gormek istemiş.Marianın konuşmasının ingilizce çevirisini dinlediğimde gerçekten şaşırmaya başlıyordum...
Maria, auramın mor renkte olduğunu söyledi .
"
kırmızı rengin ve mavi rengin karışımlarının oluşturduğu mor menekşe rengi çok yüce ruhani hedefleri ve ruhsal gücü simgelemektedir. ruhsal tekamül yolunda çok ilerlemiş birinin aurasında menekşe rengi ağırlıklı olarak görülür. taban rengi menekşe moru olan kişiler yaşamları boyunca tinselliklerini geliştirirler. öğrendikleri ve bilgelikleri arttıkça auraları da genişler ve parlar.o hep asil bir kişilik yapısını, kraliyet rengini temsil ettiği gibi, aura üzerinde bir yalıtıcı ve arıtıcı olarak da işlev yapar. o yüksek alemlerden yansıma yapan bir renktir, sadece spiritüel üstatlarda görülmektedir.sen bu üstadlardan birisin. senin ruhun çoğu insanın hissedemediklerini hissediyor.
Her insan, doğmadan önce eşini tanır.
Doğduğumuzda unuturuz bunu.Sen unutmamışsın. Aklın hatırlamıyor olabilir ama
(kalbime dokundu)
senin çakran olağanüstü açık.
ruhun eşinin ruhunu hissediyor. şuan şu saniye bile... onun hissettiklerini hissedebiliyorsun. Onun yaşadıklarını biliyorsun. "olduğum yerde donup kaldım. ne saçmalıyordu bu kadın ? ah hadi ama, çocuk degiliz ya !
Maria inanmadığımı, iğrenerek bakan suratımdan anlayıp konuşmaya devam etti
"Bak, yakında dünya yeni bir enerji düzeyine geçecek. Çoğu arkadaşının mide bulantısından ,baş ağrısından şikayet ettiğini göreceksin. Onlar enerji düzeyine ilk giren kişiler olacak. Çoğu insan geçemeyecek bu düzeye.
Sen nasıl olacaksın biliyormusun?
Yeni enerji düzeyine girdiğimizde, dediklerime inanan bir kişi olmuş olacaksın.
Bu yüksek bir enerji düzeyi olacak...
Sende zor atlatacaksın...enerji düzeyine girmeyi başardığında ise, sadece rüyaların degismeyecek...."
______________
İnanmalı mıydım?
Reiki, uzak doğu mucizeleri....
bi kaç efsane duymuştum.İnanan insanlar okumuştum. Ama bilmiyorum, Marianın anlattıkları biraz fazla değil miydi ?
Daha fazla dayanamayıp Cerene Eyfele gittigimizde bir kilidin anahtarini bulduğumu ve Maria yı anlattım. Ceren üzgün bir şekilde gözlerime baktı ve konuştu
" Abla...
Senin icin gercekten endiseleniyorum. 1 yilda o kadar degistin ki. Eskiden bu kadar degildi rüyaların, yaşadıkların."Ceren ellerimi elleriyle kavradı ve devam etti
"abla.. Maria denen biri hiç yok. Sen parkta yaşadığın kilit olayından sonra bilinçaltını mafettin. Korku içinde kaldın. Beyninde stresten kurtulmak için bu yolu seçti. bir kaçış yarattı kendine. Mantığına uydurmaya çalıştı her şeyi.
bu anlattiklarin gercekten cok sacma. Bu kadarı artik fazla sacma abla. Bunlari doktoruna anlatmalisin"Ceren aglamaya baslamisti.
Kendimi bok gibi hissediyordum"senin aklini kaybetmeni istemiyorum tamammi? " diye bağırmıştı.
tamam ceren benim icin endiseleniyordu ama bunun hayal olmadigindan emindim.
"Ceren bu kadar abartmana gerek yok."
Ceren gozlerime alayla baktı.
"dün akşam kacta kafeye gitmistin?
"bilmiyorum, 4 galiba"
"peki bugun Kiliseye ne zaman gittin"
"ogle vaktiydi"
Ceren söylenerek yere baktı
"Sen dün geceden beri uyuyorsun. Biraz once tuvalete kalktın, yanıma geldin ve bunları anlatmaya başladın. Pansiyonun ilersindeki sokakta kafe yok. Bu şehrin tepesinde kilise yok "
gözlerimi patlarak Cerene baktım.
"bekle de gor"
telefonumu hızlıca elime alıp google haritaları açtım ve Kiliselere baktım.
Cerene agzinin payini vermek icin beklerken hayatımın en zor anlarını yaşadım;
Gittiğimiz yönde hiç kilise yoktu.
Yanlış yüklenmis olmalıydı. Bi daha aradım, bi daha , bi daha... Yoktu.Yandex haritalardan baktım. burda olmalıydı. Google haritalar kotu diyorlardı zaten.
Yandexin arama butonundan şehirdeki kiliseleri arattım.
Ah tanrım... Nasıl olurdu bu?
Yoktu. Hic bir sey yoktu orda. Ne kilise ne de başka bir şey.
Ceren yanıma gelip konuştu
"lütfen abla... ugrasma artık. ben cok baktım. artık rüyalarından uyanmıyorsun. artık hep rüyadasın.
bunun bilincinde olursan işimiz cok daha kolay olucak. nolur bana güven.
bu hastalığı yenebilirsin"Cerenin sozleri beni silah gibi vuruyordu. Anlayamıyordum.
Nasıl..
gerçek...
değildi?
hayır. olamazdı. telefonu fırlatıp üstümdeki pijamaları yırtarcasına çıkardım.
Giyinip Cerenin gitme deyislerini umursamadan kapıyı açtım ve koridora fırladım.
Koşarak pansiyondan çıktım ve dun aksam oturdugum kafeyi aramaya başladım.soldaki sokaga girdim. ilerledikte rüyamdaki yere benzememeye başladı. burasi değildi.
geri dönüp sağdaki sokağa girdim. bu olmalıydı. olmak zorundaydı. yürüdükce burası da yabancı gelmeye başladı.
'unuttum buraları ilerde olmalı' diyerek koştum.Koştukça umudum azaldı.
Koştukça korkum arttı.Koştukça nefesim tükendi.
Koştukça ben tükendim.Ana yola ulaştığımda kendimi yere atıp ağlamaya başladım.
Yazıktı bana.. ben haketmemistim bunu.
dunyada o kadar kötü, pislik insan varken ben degildim bunun sahibi,
olamazdım.Etrafımda birileri toplanmış bana birşeyler söylüyordu. umrumda değildi. Nefes alamıyordum.
_________
Gözümü açtığımda pansiyondaydım.
ne olduğunu anlayamadım bi an.
Sonra kahkaha atmaya basladim. o kadar komik geliyordu ki... ardindan aglamaya basladim.
Mutluluk ve dehset karisimi bir aglama...Gorduklerim ruyaydi demek, delirmemistim.
Ceren bana bunlari soylememisti...
sokakarda deli gibi kafe aramamistim. Maria gercekti.
Kafede konustugum kadin gercekti.kalkip keyifle yuzumu silip disari baktigimda banyodan seslenen Cereni duydum
" Doktorunu aradım, bayılman normalmiş. Halisunasyonlarının başladigini soyluyor. Maria dedigin kadin beyninin kaçışıymış doktora gore de . Neyse fazla stres yapmasın diyor.
Hadi hazırlan bu akşam dönüyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dream Of Aimer
AléatoireAda. kendine ait olmayan rüyalar gören bir kız. bir gün bu rüyaların başkasına ait anılar olduğunu öğreniyor. aşık olduğu kişiye. Ada, gördüğü kirli anıların o'na ait olduğunu öğrendiğinde ne yapacak?