8- ROMEO BOZUNTUSU

110K 5.8K 2K
                                    

Kıyafetlerimin karşısında derin düşüncelere dalmışken Aslı yanımda belirdi.

" Bu kadar düşünecek ne var? "

Rastgele siyah bir tayt ve beyaz bir askılı çıkarıp üzerime attı.

" Harbiden, "dedim." Neden düşünüyorsam. "

Kıyafetleri hızla giydim. O sırada telefonuma bir bildirim geldi.

Telefonu elime alıp gelen mesaja baktım. Barış atmıştı.

" Çitlerin oraya gel. "

Cevap yazmadan telefonu taytımın arka cebine tıkıştırdım ve kulübeden çıkmadan önce kızlara seslendim.

" Bana şans dileyin. Bu arada anahtarı yanıma almıyorum. "

Hepsi büyük bir hüzünle beni uğurladı. Kulübeden çıkıp çitlerin oraya doğru yürüdüm.

Yaklaşınca Barış' ın çitlere yaslanmış, sigara içtiğini gördüm. Beni fark etmemişti.

" Çok zararlı. İçme, " dedim.

Bakışlarını bana çevirdi.

" Bugün emirleri veren sen değilsin, benim. "

Gözlerimi devirdim. Bu gecelik ona katlanabilirsem bu bir mucize olacaktı.

Cevap vermedim ve beraber çitlerin üzerinden atladık.

Biten sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi.

Ona yüzümü buruşturarak baktım.

" Bu sefer neyi beğenmedin? " diye sordu.

Otomatiğe alıp hızla konuşmaya başladım.

" Yerlere çöp atma. Doğaya karışması ne kadar uzun sürüyor biliyor musun? Ayrıca toprağa verdiği zarardan hiç bahsetmiyorum. Sadece o şey bile topr- "

" Tamam tamam sus. Merak etmiyorum."diye sözümü kesti.

Susup kollarımı birbirine bağladım ve yürümeye devam ettim. O ne anlardı ki çevreden.

Yavaş yavaş başlayan yürüyüşümüz gittikçe hızlanırken mağaraya çok yaklaşmıştık. Mağarada en fazla ne yapabilirdik ki?

Kayalıklara geldiğimizde bandajlı bileğime kısa bir bakış attı. Ama bem umursamadan kayadan aşağı inmeye başladım.

Kolumun ağrısı o kadar hafifti ki, bazen bandajlı olduğunu unutuyordum.

Kayadan inip mağaraya girdim. Barış da arkamdan girdi.

Telefonumun yardımcı ışığını açıp etrafa baktım.

Geçenki gelişimde üzerinde uyuyakaldığım çarşafım yerde çok hafif buruşmuş halde duruyordu. Büyük el feneri ise mağaranın ortasındaydı.

Hemen gidip el fenerini açtım.

Telefonumun ışığını söndürüp cebime koydum ve arkamda dikilen Barış' a döndüm.

" Ee? " dedim. " Üç saat boyunca neler yaptıracaksın bana? "

" Henüz düşünmedim. " dedi sırtını duvara yaslayarak yere otururken.

Iy. Duvarda böcek falan olabilir ben hayatta sırtımı duvara yaslamam.

" Nasıl düşünmedin? " dedim.

Beni kölesi yapmaya çok istekli görünüyordu halbuki. Ben bir 840502684 isteği olacağını düşünmüştüm.

" Benim için fark etmez. " dedim onun konuşmasına izin vermeden ve omuz silkerek çarşafa oturdum.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin