Ağlamaktan gözlerim yanmaya ve ağrımaya başlamıştı. Burnumu çekip tekrar telefonumu elime aldım. Barış' ın adının üzerine tıkladım.
Telesekreter devreye girince kapattım.
" Bize ne olduğunu anlatacak mısın artık? " dedi Ezgi endişeyle.
" Ben aptal, gerizekalı, salak bir kızın tekiyim. " dedim.
" Sabahtan beri kendine hakaret ediyorsun. Hakaretlerine bir ara verip bize ne olduğunu anlatmayı denemelisin. " dedi Zeynep.
Başımı iki yana salladım.
" Kötü şeyler söyledim, çok kötü şeyler. "
Pişmandım. Barış uzaklaşıp bakış açımdan gidene kadar arkasından bakmıştım. O gözden kaybolduktan kısa bir süre sonra ise söylediğim sözler kafama dank etmiş, dediğim şeylerin ağırlığının farkına varmıştım.
Ben tam bir aptaldım, düşüncesizin tekiydim. Biri bana öyle şeyler söylese şu an ne halde olacağımı tahmin bile edemiyordum.
Yaptığım şeyin ağırlığı kalbime bir hançer gibi saplanırken koşmuş, Barış' ı bulmaya çalışmıştım. Fakat onu kampın girişinde arabasına binmiş, gazı sonuna kadar kökleyip kamptan uzaklaşırken görmüştüm ve yetişememiştim.
Etraftaki insanların dikkatini çekmiş olsam da bu umrumda olmamıştı. Koşarak kulübeme dönmüştüm. Yatağıma oturmuştum ve son bir saatimi ağlayıp Barış'ı arayarak geçiriyordum. Fakat telefonuna ulaşılamıyordu. Kızlar bana ne olduğunu sorunca da sadece kendime hakaret ediyor ve çok kötü şeyler söylediğimi söylüyordum.
En sonunda dayanamayan Aslı beni kolumdan tutarak zorla kaldırdı. Banyoya kadar zorla yürüttü.
" Bir saatin var Melis. Adam akıllı bir duş al ve şu gözyaşlarına bir son vererek çık banyodan. Kendini harap etmenin kimseye bir faydası dokunmaz. "
Kapıyı üzerime kapattıktan sonra aynaya bakmamayı tercih ettim ve üzerimdekilerden kurtulup kendimi banyoya attım.
Banyodan çıkıp üzerime bir şeyler geçirdikten sonra Zeynep saçlarımı kuruturken şifon yerinin aynasından kendime baktım. Gözlerimin etrafı kızarmıştı, ağladığım bariz belliydi. Başımın ağrısından bahsetmiyorum bile.
Saate bakmak için telefonumu elime aldım.
00.00
O sırada telefonum çalmaya başladı.
Arayan Barış'tı.
Zeynep'i itip ortada dolanmaya başladım ve telefonu açtım.
" Barış? " dedim endişeyle. " Barış ben- " diye devam ederken sözümü kesti.
" Söyleyeceğin şeyleri merak etmiyorum. Sadece bir şey söylemek için aramıştım. "
Kelimeleri yayarak konuşuyordu ve konuşma sesinden bile fazlasıyla sarhoş olduğu belliydi.
" Sen sarhoş musun? " dedim.
" Sanane? " dedi. " Sabah yemekhanede sana bir sürprizim var. Bilgin olsun diye söylüyorum, erken gelip bir göz atmak istersin belki. Yemekhanenin kapıları yedide açılıyor. "
Ben bir şey söyleyemeden telefonu yüzüme kapattı.
Olduğum yerde kaldım, adımlarım durmuştu. Ne sürprizinden bahsediyordu?
Kızlar hemen yanıma toplanırken konuşmam gerektiğine karar verdim. Kuruyan dudaklarımı yaladım ve yutkunup konuştum.
" Sabah yemekhanede bana bir sürprizi varmış. Yemekhanenin kapıları saat yedi de açılıyormuş. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"
HumorYıldız Koleji, sınav senelerinden önce on birinci sınıf öğrencilerini rahatlatmak amacıyla yaz kampına götürür. Yaz kampına gittikleri için sevinen öğrenciler, düşman okulları Kaya Koleji' nin de aynı kampa geldiğini görünce sinirlenir. Gerek de...