38-MAÇ

95.3K 5.1K 3.6K
                                    


Boğazım etütten sonra öğle yemeğine kadar yaptığımız çalışma yüzünden az da olsa hala ağrırken konuşmadan önce öksürerek sesimin düzelmesini sağladım.

"Kafeteryaya gidelim mi?"

Daha yeni öğle yemeğinden çıkmıştık ama olsundu, çikolatalı bir şeyler içmek için hala yerim vardı. Üstelik kafeteryanın kakaolu soğuk kahveleri çok güzeldi.

"Biz Arasla kamptan kaçıyoruz, akşam yemeğini dışarda yiyeceğiz ve sinemaya gideceğiz," dedi Aslı.

"Bizde Hasanla dışarı çıkacağız," dedi Ezgi. "Beraber çiftler randevusu mu yapsak?"

Onlar kendi aralarında anlaşarak bizden ayrılırken Kerem bir şeyler bahane edip gitti. Kesin sevgilisiyle buluşacaktı pislik. Şu Aslınur denen kızla bir an önce konuşmalıydık!

Geriye Kaan, Zeynep ve ben kalınca omuz silktim.

"Biz gidelim o zaman."

Onlarda benim gibi işsiz oldukları için kabul ettiler ve kafeteryaya kadar yürüdük. Arabayla gidecek halimiz yoktu elbette...

İçeceklerimizi alıp masaya oturduğumuz sırada Zeynep konuştu.

"Bu kafeteryanın adını Starbucks yapmalılar."

Gülerek onu onaylarken içeriye Elçin girdi. Beni görmeden önce o da bizim aldığımız içecekten aldı ve hemen yanımızdaki masaya oturduğu sırada bizi fark etti.

"A selam," dedi utangaç bir şekilde gülümseyerek.

"B selam," dedi Kaan ama neyseki Elçin bunu duymadı.

Sessizce gülerken bende selam verdim.

"Selam, naber?"

"İyi. Sıkıldım biraz."

"Bizde sıkıldık," dedim. "Denize gitmeye falan da üşeniyoruz."

Elçin dediğim şeye gülerken Zeynep konuştu.

"Bizim masaya gelsene."

Elçin Kaan'a kaçamak bir bakış attı ama anında bakışlarını kaçırdı. Çünkü Kaan dik dik ona bakıyordu. Alttan Kaan'ın bacağına bir tekme attıp fısıldadım.

"Ne bakıyorsun kıza?"

Gözlerini kırpıştırıp bana döndü.

"Dalmışım," dedikten hemen sonra dudaklarını birbirine bastırdı.

Aklıma gelen şeylerle dudaklarıma bir sırıtış yerleşse de bir şey söylemedim. Elçin'e döndüm ve bende ısrar ettim.

"Ya gelsene, arkadaş olduğumuzu herkes biliyor zaten."

En sonunda kalkıp yanımıza gelirken keşke Barışla da her şey bu kadar kolay olsa diye düşünmeden edemedim. Ama önümüzde çok engel vardı. İlk sorun erkek olmasıydı, bizim çocuklar bunu hiç hoş karşılamazdı. İkinci neden bizim okula oynanan oyunları düzenleyen kesimin başında olmasıydı. Onun bunu fazla taktığını düşünmüyordum ama benim için önemliydi, yarısı arkamdan dedikodu yapsa da okulumu seviyordum ve böyle bir şeyi göze almak isteyeceğimden emin değildim.

Elçin sonunda kalkıp yanımıza gelirken kafeteryadaki kişilerin dikkatini çekmiştik ama umursamadım. Elçin eğlenceli bir kızdı ve biz de sıkılıyorduk, bizim arkadaşlığımıza artık alışmalılardı.

Elçin bizim masaya oturunca açılan koyu sohbet ile zamanın nasıl geçtiğini hiçbirimiz anlamadık. Okul, sınavlar, dersler, yemekler, spor, müzik zevki gibi şeyler hakkında konuşuyorduk ve Kaanla Elçin'in zevkleri sürekli aynı çıkıyordu.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin