" Dediğim gibi Ezgiciğim, " dedikten sonra samimi olduğunu umduğum bir kahkaha patlattım. " Senin gözlerin sürekli lens kullanmaktan tembelleşmiş iyice. Lenssiz çok kötü görüyorsun. "
Yarısını içtiği su dolu bardaktan bir yudum daha aldı.
" Haklısın sanırım. "
" Lenslerini düzenli olarak tak bence, sabahları unutma. " diye ekledim.
Başını sallayarak beni onayladı.
Ezgi'nin söylediği cümlelerden sonra önce donup kalsamda sonradan beynim devreye girmişti ve zor durumda kalınca son gaz saçmalayan kişiliğim gün yüzüne çıkmıştı. Aslı ve Zeynep' in aksine gözü açık olmayan saf Ezgi neyseki benim yalanlarıma inanmış, pencerenin önünden voleybol topu geçtiğini sanmıştı.
Tam olarak nasıl yaptığımı bilmiyorum ama biraz meslek sırrı ve ikna edebilme kabiliyetiyle, Ezgi'nin saflığı, lens takmayı unutmuş olduğu bozuk gözleri ve pencereyle Zeynep'in yatağı arasındaki mesafenin fazlalığı birleşince başarmıştım.
Derin bir nefes verdim. Umarım kızların yanında bu konuyu açmazdı. Aksi halde kızlar şüphelenebilirdi.
Karnım biraz ağrımaya ve midem bulanmaya başlayınca Ezgi' ye gülümseyip yatağıma geçtim. Ve birden kendimi çok kötü hissettim.
Ben ne yapıyordum?
Yıllardır birbirimizden hiçbir şey saklamadığımız arkadaşlarımdan önemli bir şey saklıyordum.
Kampın sonuna kadar Barışla aramızdaki arkadaşlık olmayan değişik iletişimi saklayamazdım.
Ya Barışla olan iletişimimi kesecek ve bunu uygun bir dille kızlara anlatacak, özür dileyecektim. Ya da kızlara en kısa zamanda anlatıp onların dediği şeye göre hareket edecektim.
Mantığım birinci seçeneği ve aklım ikinci seçeneği savunurken, içimde neresi olduğunu bilmediğim bir yer akışına bırakmamı istiyordu.
En kısa ve uygun zamanda önce Aslı'ya, sonra Ezgiyle Zeynep'e anlatmaya karar verdim. Ama şu anda olan olayların aniden bastıran adrenalini geçmiş ve birden kendimi yorgun hissetmiştim. Bunda hasta ve aç olmamın da payı vardı tabiki.
Uzun süredir yaşamadığım bu yüksek dozda adrenalinden sonra kalori verdiğimi umuyordum.
Aslı zorla kapatmış olsa da o gittikten sonra tekrar açtığım vantilatör birkaç saniye aralıklarla üzerime eserken belki de Barışla konuşmamın iyi bir şey olduğunu düşündüm. İşe yaradığı zamanlar olmuştu. Kulübeye vantilatör getirtmek ya da tırnaklarıma oje sürdürmek gibi.
Banyonun kapısının açıldığını duydum ama gözlerimi açamayacak kadar uykulu olduğum için açmadım. Normalde gündüz vakti kolay kolay uyuyamasamda şimdi bastıran uyku benim için bir avantajdı. Karnım çok ağırımadığı ve biri yüksek sesle konuşmadığı sürece uyanmazdım. Böylece ağrı kesici içmek zorunda kalmamış olurdum.
----------
Gözlerimi açtığımda ter içindeydim. Aslı, Zeynep ve Ezgi başıma geçmiş bana anlamsız anlamsız bakıyordu.
" Ne oldu kızlar? " dedim gülümsemeye çalışarak ama içimdeki sıkıntı, ortamın rutubeti ve kızların bakışları birleşince gülümsemek hiç kolay olmuyordu.
Doğrulmak için ufak bir hamle yaptım ama Zeynep buna engel oldu ve tekrar yatağa yatmak zorunda kaldım.
" Bir sorun mu var? " diye sordum kızlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"
HumorYıldız Koleji, sınav senelerinden önce on birinci sınıf öğrencilerini rahatlatmak amacıyla yaz kampına götürür. Yaz kampına gittikleri için sevinen öğrenciler, düşman okulları Kaya Koleji' nin de aynı kampa geldiğini görünce sinirlenir. Gerek de...