DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"

49-MUTLU

Merhaba,
Bölüm biraz gecikti ama sonunda geldi.. Yeni bölüm ortalama bir hafta içinde gelir.

Bu bölümü  hyl_hrcn, derolata, mavikelebek_su,hopidik_gubidik, mihriyldrmmm, nisamcfc, forforaway ve beyzadmrr 'e ithaf ediyorum.'@Uzaydaki_mor_panda'  kullanıcı adını vererek ithaf isteyen bir okuyucu olmuş fakat Wattpad'de profili görünmüyor. Kullanıcı adını yanlış yazmış sanırım, ona da ithaf ediyorum ✋

İyi okumalar!

En az otuz kişiden oluşan, ateşin etrafına puflar koyarak oturan geniş halkada Kaanları buldum ve yanlarına oturdum.

"Siz ne ara geldiniz," dedim Ar-As ve Ez-An çiftine bakarak.

"Biz döneli çok olmadı, sizi yalnız bırakmak istemedik," dedi Aslı.

"Bizde kamp ateşini duyunca gelmeye karar verdik," dedi Ezgi.

"Bende Hakan'dan kurtulmak için geldim," dedi Zeynep sessizce.

Kızlara yaklaşıp sadece onların duyabileceği yükseklikte konuştum.

"Anlaşılan hepinizin akşamı güzel geçmiş. Gece ayrıntıları konuşuruz ama asıl bomba bende."

Sırıtarak normal pozisyonuma döndüm. Hepsi yanıma yaklaştı.

"Ne oldu?"

"Kulübeye gidince anlatırım," dedim.

Onları böyle merak içinde bırakmayı seviyordum, sırıtarak ateşin başındaki insanlara baktım. Gülsu ve tayfası yoktu. Fakat başta Hakan ve Elçin olmak üzere Kaya Koleji'nden bir sürü yüz vardı. Bizim okul ateşin başında oturan insanların yüzde otuzunu falan oluşturuyordu.

Hakan ve Elçin'in yanına oturan Barış'a baktım. O da bana baktı ve dışardan soğuk görünse de anlamlı olan bir bakışma yaşadık. Gülümsememek için kendimi zor tutarken bakışlarımı kaçırdım.

Yağmur durmuştu. Herkes havadan sudan konuşurken gözüm birkaç kişi yanımızda oturan Melike'ye takıldı. Sırıtarak bir çocuğun elindeki gitara bakıyordu. Onunla göz göze gelince gülümsedim ve bakmayı bırakıp bizimkilerle konuşmaya devam ettim. Kaan'ın ve kızların bana kötü bakışlar atmaları haricinde her şey normaldi.

O sırada elinde gitar olan Kayalı bir çocuk çalmaya ve söylemeye başladı.

"Olmazsa olmazdı," diye mırıldandım.

Kızın biri ve bir erkek gündemdeki şarkılardan birini söylerken herkes alkışla, sallanarak onlara eşlik ediyordu. Ondan sonra gitar birkaç kişi arasında dolaştı ve başka şarkılar da çalındı.

Bunu düşman okulumuzla yapıyor olmamız son derece şaşırtıcı olsa da itiraf etmeliyim ki, eğleniyordum.

"Siz ne biçim bir sıkıcısınız ya," dedi Melike yüksek sesle. "Verin şu gitarı, verin."

Gitar elden ele Melike'ye giderken kahverengi saçlarını geriye attı ve kemik çerçeve gözlüklerini düzeltip gitarı aldı. Yüzündeki ifade tekrar bilindik sırıtışına dönerken, mor şeytan gülümsemesiyle oturan insanlara baktı.