Herşey Açığa Çıkıyor

242 19 5
                                    

İki gün sonra ben hava alayım diye disarı çiktım. Hemen arkamdan bir el kavradı.
Soğukkanlı olmamak elde değildi çığirmaya calisiyordum.

2 kişi olduklarını anlamıştım, konuşup duruyordu ikisi de.

"Hızlı ol." Diye fısıldadı biri diğerine. "Yoksa patron Rydel adına cok kızar. Kızarsa acısını bizden çıkartır, fena olur haa."

Demek Rydel'ın bahsettiği patron buydu. Olmayabilirdi de. Ama kesin oydu. Oydu. Ya evet tabi yaaa, Rydeli son gördüğümde dememiş miydi? Demişti. Muhtemelen oydu.

Beni arabaya koyduklarını hatırlıyorum. Sonrası yok------

~ JACOBUN AĞZINDAN ~

Eve geldigimizde Alex'i bulamadık. Ben ve Caroline polise gittik. Haber verdik. Telefon sinyallerinden anlamaya çalıştılar. Sonunda onun Forks'un dışında oldugunu öğrendik. Hepimiz cok korkuyorduk. Polislerle yola çıktık. Sinyalleri takip ediyorduk. Sonunda forksun siniflari disinda bir kulubede oldugunu ogrendiler. Eve baskin yaptilar. Ama ben kokulardan vampir oldugunu anladım.
"Siz dışarida bekleyin" dedi polis.
Bunun üzerine dışarıda kaldık.

Alexe birşey olursa kendimi asla affedemezdim, ömrüm boyu en yüksek derecede vicdan azabı duyardım.

Öte yandan vampirler ne zaman peşimizi birakacak diye düşünüyordum

Birden polisler ve alex dışarı çıktı.
Koşarak Alex'e sarıldım ama bu aralar bana kırgın olduğu için -ona sırf arkadaş kalalım dediğim için benim kollarımı iterek ters ters baktı.
Gidip Caroline'a sarıldı... tam istediğim gibi

~ ALEXİN AĞZINDAN ~

Jacobun üzüldüğü her halinden belliydi, ama ona sarılmak içimden bile gelmiyordu. Beni kırmıştı bir kere.

Öyle böyle derken arabaya bindik.
Kimsecikler konuşmadı eve giderken.
Herkes susuyordu,
Tıpkı fırtına öncesi sessizlik gibiydi.

Birkaç gün sonra bir haber aldık. Siz de şok olacaksınız: Rydel'ın patronu ve beni kaçiran o iki ahmak vardı ya, bir kurt onları öldürmüş, ama sonra da kurdu öldürmüş birisi. Kurdun kim olduğunu bilmiyoruz, polislere de kurt olduğumuzu anlarlar diye zaten hiçbir şey diyemedik.

O kurt yaşasaydı ona minnet duyardım ❤ ama olsun, olduğu yerden de minnet duyuyorum ona ❤

Bu arada değişik bir gelişme yaşandı sayın seyirciler!!! Dikkatleri buraya alalımm. Öhöm, başlıyorum;
Dün öğleden sonra yürüyüş yapmıştım. Eve geldigimde kapıda bir not buldum. Şöyle yazıyordu: 'akşam benimle yemeğe gelir misin prenses? Konuşacak konularımız var.saat 8 gibi hazır ol.'
Ben notu aldıktan sonra, istemeden yüzümde bir tebessüm oluştu. Demek bizim Jacob hatasını anlamıştı. Sevinmiştim. Sonra tüm ögleden sonramı kendime dışarıda kıyafetler secmekle geçirmiştim.
Saat 6'ya geliyordu.
Ben de daha saçımı yapacağım, diye hemencik 'dar, mini, vişne çürüğü ve kolları siyah dantelli elbisemi' üstüme geçirdim. Saçlarımı fönletip yana attım vee.. tataaamm!
Sonunda ayağıma siyah bot-topuklu tarzı şeyi geçirip kabanımı aldıktan sonra evden çıktım. Saat tam sekizde Jacob arabayla evin önüne geldi.

"Selam"
"Selam"
"Tam saat 8" dedim ve ekledim: "tebrikler. İlk sinavindan a aldın."
"Ne demek istiyorsun?"
"Kızlara böyle hitap etmemelisin. Otur çocuk. F aldın!"
"Derslerden kafayı üşütmuşsün sen!"
Kötü bir başlangıç yapmıştık. Ve ben -mutsuzdum! Hayal kırıkliğına uğramıştım.

Derken geldik.
Elit bir restaurant...
Mozart çalıyor.
Kulağı tırmalamayan hafif bir uğultu var. Ve -harika masalar. Servis harika. Mekan harika. Tek kelimeyle herşey -ve Jacob H A R İ K A.

Cam kenarındaki manzarası harika olan masamıza yerleştiğimizde, sessizce manzarayı izlerken kulağımı tırmalayan garsonun sesi geldi:

"Sipariş menüleriniz, buyrun lütfen."

Bize sipariş menülerini verdikten sonra kararsız kalmistım. Ama et seçtim. Asla vazgeçemem!
Siparişleri beklemeye koyulduk.
Jacob;
"Geldiğin icin teşekkür ederim." Dedi.

Benden ses çıkmayınca konuşmasına devam etti;

"Gerçekten teşekkürler. Yaptığim hatanın seni olumsuz yönde çok etkiledigini biliyorum, ve bu yüzden beni affetmen için seni bir günlük yemeğe çağırdım. Bu konuların üstüne yogunlaşmak gerekir diye düşundüm.
Yani, umarım sakincası yoktur."

Başımı iki yana salladım. Bu sakınca yok anlamina geliyordu.

Devam etti;

"Senden sonsuz defa özür diliyorum ve-"

Sonra sustu, çünkü lafını kestim,
Evet, kestim.

Ve aynen şöyle dedim:

"Seninle olmayı isterim ama artık değil, Jake. Sen şansını kaybettin."

Jake birden durdu. Sonra da;

"Bana bir şans ver. Herşey düzelecek. Söz veriyorum."

Durdum. Düşündüm.Bunda bir sakınca yoktu sanırım.

"Pekala"

Kurt KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin