AİLECEK YEMEK

279 40 2
                                    

Kerim gerçekten Özdeye anlatabilecek miydi? Ona o kadar güveniyor muydu? Ona ne kadar yakın hissetsede Özde öyle hissediyor muydu ki? Bir an hepsini aklından çıkardı ve sessiz kısa bir cevap verdi.

"Annemi ve babamı ben öldürdüm. "

Özde hiç kıpırdamadan Kerime bakıyordu. Kerim kaşlarını hafif çatmıştı. Daha fazla konuşmak istemiyordu. Özde anlamıştı ama hep refleks gibi gelen sorudan sordu.

"Ne? "

Kerim kaşlarını tekrar düzleştirdi ve

"Dondurman eriyor... "

"Hıh? "

Özde eline doğru kayan dondurmaya baktı ve hızlıca üstünden çekti. Söylenir gibi konuşurken Kerim sırıttı iç çekti ve banktan kalktı. Özde arkasından bakarken

"Nereye?"

-----------------

Hava hafif kararmıştı. Özdenin evine araba yaklaştı durdu. Özde emniyet kemerini çıkardı ve çantasını taktı kapıyı açtı arkasından Kerim arabadan indi. Kerimin yanına yaklaşırken saçını düzeltti. Kerim iki elini cebine kattı ve iç çekti. Özde

"Bu gün eğlendirdiğin için sağol"

Kerim memnun olamamıştı.

"Bir kız nişanlısına böyle teşekkür etmemeli... "

Dedi ve gözlerini iki kez kırptı. Özde dudağının bir tarafını kaldırdı ve şaşkınca baktı. Kerim hafif kafasını eğdi. Ardından Özde evlerinin penceresine baktı. Annesi babası ve kardeşi pencereye yapışmış onları izliyorlardı. Kerim Özdeyi fark edince arkasını döndü ve hepsi el salladı. Güldü oda el salladı. Tekrar Özdeye döndü ve

"Selam vermeden gitmek olmaz değil mi? "

Kapıya doğru ilerlerken Özde

"Hayır, hayır... Selam verdin ya zaten. Nereye gidiyorsun, dur orda. "

Elini kerime uzattı tutacaktı ama kapı açıldı hemen sustu elinide saçına götürdü. Ailesi kapıya dizilmişti. Resmen kerime karşılama komitesi düzenlemişlerdi. Kerim kapıda durdu ve onları selamladı. Annesi

"Akşam yemeğine kalmak ister misin? "

Özde resmen çatlayacaktı. Annesine kaş göz yapıyordu. Annesi kaşını çattı ve Özdeye suskun kızgınlık yaptı. Özde annesini ikna edemeyince bu sefer Kerime yaklaştı dibine girdi ve beline çimdik attı. Kerim iki büklüm dururken Özde

"En son bana yemek yediğini söylemiştin değil mi? "

Kerim düşündü ve

"En son, çook öncede kaldı. Şu an çook acıktım. Babamda izin verirse annemin yemeklerinin tadına bakmadan gidemem. Hı bu arada size anne ve baba diyebilir miyim? "

Özde ön dişlerini çıkarırken. Babası kafasını sallarken annesi güldü ve

"Tabiki sende bizim oğlumuzsun. Lafı bile olmaz... "

İçeri geçtiler ve Özde dışarıda kaldı hepsi Kerimin etrafında dört dönüyordu. Özde en son girdi ve kapıyı kapattı.

Hepsi masada oturmuş ve gülüyorlardı. Özdenin annesi Kerimin tabağını doldurup duruyordu. Tabağı türlü çorba olmuştu. (Nasıl bir yemek olduğunu bilmiom ama bütün yemekler karışmış işte :D) Kerim durmadan sürekli yiyordu. Annesi kattıkca hiçbir şey söylemeden mideye indiriyordu. Özde şaşkınca yutkundu ve

"Gerçekten acıkmış olmalısın..."

Annesi Kerimi sevmişti. O kadar yemesine karşın hemde...

"Beğendin mi oğlum? "

Kerim kafasını kaldırdı. Ağlamak istiyordu ama belli etmiyordu.

"Hayatımda yediğim en iyi yemek... "

Galiba gerçekten ağlayacaktı kendini tutamıyordu. Karşıda gördüğü acı biberleri aldı ve hepsini ağzına attı. Bütün herkes ona şaşırdı ve Özde direk bir bardak su koydu. Kerim şimdi daha az ailesini düşünüyordu. Ağzı yanarken kızardı sonra morardı ve tekrar kızardı. Ayhan kafasını salldı ve

"Bu renk değişikliği annemin yemeklerinden mi yoksa acıdan mı? "

Masadakiler gülerken annesi Ayhana ölümcül bakış attı. Ayhan korktu ve etrafa bakmaya başladı. Babası

"İyi bakalım evlat seni sevdik umarım sende bizi sevmişsindir. "
Kerim hafif kafasını eğdi ve

"Sanki annem ve babam yanımdaymış gibi hissettim. "

Bir an masada sessizlik oluştu. Kimse bu konu hakkında üzülmek istemiyordu. Özde araya girdi ve

"Hadi masayı toplayalım. "

Hepsi birden kalktı ve Kerimde sonradan kalktı. Pek alışık değildi. Özde bir kaç tabak aldı ve Kerimin eline verdi ve mutfağı işaret etti. Kendiside aldı ve sıra bulaşıkları yıkamaktaydı. Kerim Özdenin annesinin bulaşıkları yıkamasına izin vermedi ve otutturdu. Babasına meyve verdi ve Özdeyi yanına alarak mutfağa geçti. Tam başlayacaktı ki Özde önlüğü getirdi pembe ve ayıcıklıydı. Kerim fırsattan istifade kollarını açtı ve bekledi güya Özde ona sarılıp bağlayacaktı. Hafif hayale dalmışken pembe ayıcıkları yüzüne yapışmış buldu. Özde kendi önlüğünü giymiş ve bağlanmamış bırakmıştı. Tekrar kerime döndü oda sadece kafasından geçirebilmişti. Kerim tekrar aynı sahnenin geldiğini düşünerek yine kolunu açtı. Özde kafasını hayret içinde sallerken kerimin kafasını tuttu ve çevirdi. Kerim tekrar kollarını indirirken somurtuyordu. Özdeninkini de bağladıktan sonra bulaşıklara başlafılar. Ara sıra baloncuk çıkarıyor ve gülüyorlardı. Salakca olsada onlar eğleniyorlardı.

---------------

Kerim kapıdan çıktı ve durdu. Özde kapıda tek başınaydı. Bu sefer kerim

"Yemek için sağol. "

"Cidden acıkmıştın belliki. "

"Aslında sadece, her zaman anne yemeği yiyemiyorum. Yada her zaman bir aileyle yemek yiyemiyorum. Tek başına sıkıcı oluyor. Kendi kendine gülüncede deli gibi hissediyorsun yani... "

Özde yaklaştı ve Kerimi yanağından öptü. Kerim sabit dururken

"Galiba ne demek istediğini anladım."

Kerim yutkundu ve

"Hee, o zaman ben gideyim... "

Garip bir şekilde arabaya yürüdü ve Özdeye el salldı oda karşılık verdi. Özde kapıyı kapattığında Kerim çoktan motoru çalıştırmıştı. Normal yola geldiğinde gözleri doluyordu yüzünü bir gülümseme sardı. Bu karışık duygular onu nereye götürecekti? Hiç bilmiyordu ama bu yolun sonu evdi.

(Oylar gelsin lütfen)


ELVEDA İNEKLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin