(Cancanlar teog stresi yüzünden yeni bölüm yazamamıştım-üzgünüm- daha hızlı yazmaya çalışcam:) Multimediada Özdecik var.)
Kerim koltukta oturmuş çekinerek etrafa bakıyordu. Herkes ona gözünü dikmişti ne yapacağını bilmiyordu. Elindeki alçıyı taşıması zor olduğundan dizine koydu. Özde gilin evindeydiler. Sarp öne çıktı ve
"Cidden beni hatırlamıyor musun? En yakın arkadaşını..."
Kerim kafasını salladı. Sanki 'hayır' demesi suçtu ve yargılanıyordu, daha doğrusu herkes onu gözleriyle yargılıyordu. Sarp dudaklarını büzüştürürken
"Ben demiyor muyum şu hafızaların kesin bir kopyası yapılmalı diye. Al işte lazım oldu ne yapacağız?"
Kerim kaşlarını kaldırdı. Eskiden olsa alıştığı Sarptı ama şimdi saçma fikirlerini yeni yeni öğreniyordu. Tek düşünebildiği 'Bu kişiyle ne kadar yakınım' dı. Sarp elini çenesine koydu.
"O zaman sana bir özet geçeceğiz. Bu hatırlamana yardımcı olur...Şurdaki adam senin deden olur. Kendisiyle bir alıp veremediğiniz var. İyi anlaşamıyorsunuz."
Reşat bey kaşlarını hafif çattı, Sarpa baktı. Sarp bakışlarını hemen kaçırdı ardından ellerini göğsüne koydu.
"Ben Sarp tek ve en iyi kankanım. Çocukluktan beri kankayız biz. Şurdaki senin kayınpederin diğeride kayınvaliden. Şu küçük veledin ismini bilmiyorum heralde Özdenin kardeşi. Onları pek iyi tanımıyorsun daha yeni tanışıyorsunuz. Şurdaki oturan kızda senin nişanlın Özde."
Özde koltukta kafasını çevirdi ve Kerime baktı. Göz göze geldiler Özde ne kadar kararlı baksada, Kerim hatırlamaya çalıştıkca sanki beyni deliniyormuş gibi hissediyordu.
Gözleriyle iltibatı kesti karşıda oturan aileye döndü. Reşat bey, Özde, ailesi koltukta oturuyordu. Sarpta yeni yeni bir sandalyeye geçti. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Raşat bey araya girdi.
"Şu anda ne yapacağımızdan emin değiliz bu yüzden doktorlara da danışacağız. Kolu iğleşene kadar da Kerimin evine bir yardımcı gönderirim. Ve zaten devamı gelir..."
Özdenin annesi fırsattan istifade söze daldı.
"Özde Kerime baksa daha iyi olur. Nişanlılar zaten bir sorun çıkmaz.Birbirlerine de alışırlar. Hem boş boşuna para vermeyede gerek yok dimi Mehmetcim?"
Özdenin babası biraz tedirgin oldu ama annesi bir çimdik attı.
"Evet...Evet iyi olur."
Özde 'ne oluyor be' der gibi annesine kilitlendi. Annesi ise 'sus yoksa bacaklanı kırarım' bakışı attı. Özde kenara sıkıştırılmış kedi gibi sandalyeye gömüldü. Susdu çünkü biliyordu ki annesine karşı çıksaydı anlının ortasına terlik yiyecekti. Reşat bey onay verince Özde sinirlice gözlerini birbirine yapıştırdı.
"Zalım garı..."
Dudaklarını hafif oynatmıştı bu yüzden kimse duymamıştı.
-------------
Reşat bey arabaya bindi. Kerimde koltuğa yerleşti. Tam emniyet kemerini bağlayacaktı ki kolu kırık olduğundan elini atamadı. Reşat beye baktı o çoktan bağlamıştı.
"Dede, yardım eder misin?"
Reşat bey duraksadı hangisinin daha çok garip olduğunu çözmeye çalıştı. Yardım istemesi mi? Yoksa ona 'dede' demesimi? Kerim yıllardır ona büyükbaba deyip duruyordu. Dedeyi genelde torunlarıyla çok yakın olan insanların kullandığını düşünmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA İNEKLİK
Teen FictionGeçmişten uzaklaşmak o kadar zordu ki. Onca yaşanmışlığı unutmak güç istiyordu. Ne kadar onlar unutmaya çalışsalarda yakalarını hiç bırakmıyordu. Ağladıkları, bağırdıkları, utandıkları, kızdıkları bazen de güldükleri, sevdikleri, iç geçirdikleri...