(Yaa ağlamak üzereyim ya okuyucuları gördükce gülüyorum ama arkadaşlar vote az ya lütfen beğendiyseniz vote vermeyi unutmayın -Yukarıda Kerim var-)
Kerim koltukta kendini salmış bir şekilde uyuyordu. Her tarafında yastıklar vardı. Biri kafasının altında olmak yerine yerde, diğeri elindeydi ama sıka sıka içindeki pamuklar kendinden geçmiş şekildeydi. Diğeri ise belinin arkasındaydı. Daha sayılmayacak kadar vardı ama yerleri belirsizdi. Pazar günleri uyuyabildiği kadar uyuyordu. Cumarteside Özdeyle buluştuğu için büyükbabası laf söyleyememişti. Sonuçta onun istediği bir evlilikti. Kim 18 yaşında kendi isteğiyle evlenirdi ki?
Kerimin yüzünü birden gülümseme sardı. Rüyasında kendi kendine homurdanıyor ve sırıtıyordu. Biraz dönmeye çalıştı ve koltuktan düştü. Çarpmanın etkisiyle uyanmıştı ve"Hay ben bu koltuğu böyle yapanın ebesini..."
Sabah sabah küfür ederek başlamıştı daha doğrusu öğlen öğlen. Saat 1'i akrep kovalıyordu. Rüyanın bölündüğünü hatırlayınca tekrar koltuğa kafasını gömdü. Mantık şuydu
"Belki tekrar uyursam rüyanın devamını görebilirim!"
Dizi misali kaldığı yerden devam edecekti.(Saftirik işte)
Döne döne yıpratmıştı. En sonunda koltuğa depik attı ve takrar düştü. Telefonuda onun gibi yerdeydi. Kulaklık ise geceleyin Kerimin altında ezildiğinden kabloları yamulmuştu. Telefonu açtığında saat biri gösteriyordu şarz durumu ise kritikti. Kerimin kafasında şimşekler çaktı. Telefonun şarzı %1 di. Yerden fırladı ve odasına koştu koşarken küçük parmağını sehbaya çarptı. Ayağını tutarken tek ayak üzerinde duramayıp birde düştü. Yerde patlamalı bir of çekip kalktı. Telefon kapanmadan önce şarzı bulmalıydı. Odasına koştu ve dolapları karıştırdı. Bulamadı en son prizler aklına geldi koştu ilk önce yatak odasındaki prizleri karıştırdı. Sonra salona geçti ordada yoktu. En son bakılacak yere gitmeyi düşündü ve banyoya yürüdü. Sarpın oraya katmasına normalde çok sinir olurdu ama bu sefer orda olsun istiyordu. Hızlı olması gerektiğinden kapıyı hızlıca açtı ve girdi ardından kendini yerde buldu. Sağ omzunun üstüne düşmüştü. Yerler ıslaktı ve kaymak olasıydı. Yerde kıvranırken telefon kapandı. Kerim kaşları çatık bir şekilde doğrulmaya çalıştı. Omzu feci şekilde acımıştı ama oynatabiliyordu bu iyiye işaretti. Dudağını hafif ıssırdı ve oturdu oturmasıyla dış kapının açılması bir oldu. Sarp içeri daldı ve telefonu kerimin burnuna dayayıp salladı"Niye cevap vermiyon lan telefeno..."
Kerim burnuna şaşı bir şekilde baktı ve Sarpın elini tuttu. Gözlerini kıstı sonra ağzını genişletti. Sarp bir eline baktı birde Kerime
"Sana biraz naz yapayım dedim."
Sarp yüzünü on şaşı yaptı ve elini çekmeye çalıştı. Kerim daha sıkı tuttu ve Sarp
"Anne..."
Diye bağırdı. Kerim yerinden kalktı ve Sarpı tuttuğu gibi koltuğunun altına aldı. Boğuyor gibi yapıyor ve kızıyordu
"Sana kaç kere tuvaletini yaparken müzük dinleme diycem serseri."
Sarp birden durdu ve
"Yoksa... Yoksa sen beni mi izliyorsun... Kaç yıllık kankamsın sana hiç yakıştıramadım."
Kerim dahada sinirlendi ve Sarpın kafasına parmağıyla fiske vurmaya başladı. Sarp bağırıp şikayet ediyordu.
----------------------
Sude Özdenin yatağında oturmuş katoloğu inceliyordu.
"Acaba düğününde hangisini alsak..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA İNEKLİK
Teen FictionGeçmişten uzaklaşmak o kadar zordu ki. Onca yaşanmışlığı unutmak güç istiyordu. Ne kadar onlar unutmaya çalışsalarda yakalarını hiç bırakmıyordu. Ağladıkları, bağırdıkları, utandıkları, kızdıkları bazen de güldükleri, sevdikleri, iç geçirdikleri...