Yorganın altındaki ayaklar birbiriyle buluştu. Birkaç kez gerilince yavaşça Özde gözlerini açtı. Burnuna dolan güzel kokuyla gülerek başladı güne.
Merakla araladığı gözlerinin arasından Kerime baktı. Bu koku Kerimin kokusuydu. Biraz utanmıştı. Kendi kendine kızmaya başladı. Niye Kerimi kokluyordu ki? Hem kerimle aynı yatakta yatıyorlardı. Biraz durdu ve uykulu gözleri büyükçe açıldı.
Sarılıyorlardı. Kerimle. Kerimle sarılıyorlardı. Yatakta kerimle. Bütün gece. Sarılarak. Uyumuşlardı.
Yutkunurken önündeki çeneye dikkat kesildi. Pürüzsüz ve yüzüne tam uyan bir çene yapısı vardı. Sonra boynuna kaydı gözü. Hiç adını hatırlayamadığı bir çıkıntı vardı boğazında. Evet adem elmasıydı düşündüğü. Büyük balkon penceresinden vuran ışık ne kadar beyaz olduğunu göz önüne seriyordu. Silkinip sadece kendisinin duyabileceği şekilde konuştu.
"Hıh, şimdi uyanır. 'Benimi izliyorsun' falan der. Sonra bende utanırım bu eşekte havaya girer. Bu sahneyi yaşamadan önce kurtulmam lazım."
Kerimin kolları belinden geçmişti. Kurtulma şansı %10. Çırpındı, debelendi ama işe yaramıyordu. Hem onu uyandırmamak hem de buradan çıkmak çok zordu.
Kurtulamayacağını anlayınca Kerime gözünü dikti. Beyniyle ona emir vermeye başladı 'Bırak, belimi bırak, dön diğer tarafa doğru. Bıraksana hadi bırak.' Bir dakikalık bu sessizlikten sonra Kerim kıpırdadı ama tam tersi biraz daha sarılmıştı. Dayanamayıp yanağını tuttuğu gibi çekiştirdi. Kerim mızmýzlanarak uyandı yanağı kızarmıştı.
"Pürüzsüz yanağımdan ne istiyorsun? Öpeceksen uyurken öpebilirdin."
Özde alayla sırıttı. İçindeki Kerime vurma dürtüleri onu ele geçiriyordu.
"Herhâlde hafıza kaybı hiçbir işe yaramadı. Kişilik yine aynı odun. Biraz daha vursam bir ihtimal oda gider. Denesem mi?"
"Hop dedik. Sabah sabah bu kadar şiddet yanlılığı yeter. "
"İyi be. Sen kaybedersin. Belki geri gelirdi hafızan."
Özde bunu söyledikten on saniye sonra karnı guruldamaya başladı. Hafif karnını tuttu ve
"Acım..."
Kerim şaşkınlıkla ona baktı.
"Uyanır uyanmaz acıkır mısın?"
"Hayır acıkır acıkmaz uyanırım."
"Sanki ben bunu bir yerden duymuştum."
Dedi yüzünü ovalarken.
"Kolunu çeksen de bende çıksam. Bütün dünya rahatlasa."
İkiside koluna bakıp tekrar birbirlerine baktılar. Kerim çekti, hiç rahatsızlık duymamıştı ama öyle davranırsa daha iyi olacaktı. Özde banyonun kulpunu tuttuğu anda Kerimde tuttu. Birbirlerine ölüm bakışı atarak dişlerini sıktılar.
"Önce ben tuttum. Benim hakkım!"
Özde tıslayarak bunu söyleyince Kerimde aynı tonda konuştu.
"Hasta ve yaralılara öncelik gösterilmesi gerektiğini bilmez misin?"
"Hayır. Ruh hastası ve beyin yetmezliği yaşayanları kapsadığını sanmıyorum."
"O zaman her zaman sonuncu olmayı kabul etsen iyi edersin."
İkiside kapıdan sıkışarak geçtiler ve Özde
"İyi zaten sadece dişlerimi fırçalayacaktım. Beklersin sende."
"Bende fırçalayacaktım zaten beklememe gerek yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA İNEKLİK
Teen FictionGeçmişten uzaklaşmak o kadar zordu ki. Onca yaşanmışlığı unutmak güç istiyordu. Ne kadar onlar unutmaya çalışsalarda yakalarını hiç bırakmıyordu. Ağladıkları, bağırdıkları, utandıkları, kızdıkları bazen de güldükleri, sevdikleri, iç geçirdikleri...