(27 Neler oluyor?)

272 19 32
                                    

Beyaz spor ayakkabılı hafif dar pantolonlu V yaka tişörtlü ve garip bakışlı bu adam Devika'yi izliyordu. Devika puslu gözleriyle adamı süzerken gözlerini yüzüne doğru kaydırdı.
Bu sirkette çalışan biri gibi değildi. Ne istiyor olabilirdi ki. Şaşkın bakışlarıyla adamı süzerken adamin konusmasiyla kendine geldi.
"Size şuradaki adam seslenmemi istedi."
Adamin işaret ettiği yöne doğru baktı Devika. Köşede duran adamın yabancı bir simasi yoktu evet tabi ya bu cafede canli muzik yapan çocuk neydi adi? Ahh güven tabi ki isminin anlami güvendi vishwas!!!

Devikayi yercesine baktığı bakışlarını değiştirerek cafeyi işaret etti. Devika terdutteydi ama nefes almaya oyle çok ihtiyaci vardi ki yerden kalkip vishwasa doğru yürüdü. Vishwas da onu yolda karşılayıp karşı caddeye geçmesine yardımcı oldu.
"Sonunda kovuldun ha? Gelmeyeli çok oldu."
Devika yutkundu.
"Kovulmak mi vishwas ben evlendim."
Kaşını kaldırıp hafifce sırıttı adam.
"Evet biliyorum sadece sana takıldım. Ee neden burdasin peki niye ağlıyorsun?"
Devika saçlarını geriye itip bakislarini yere sabitledi.
"Aglamak mi aglamiyordum şey sadece biraz başım döndü hava çok sıcak."
Eliyle kendini havalandirirken vishwas eski calistigi cafede oturmayi teklif etti.
Bu tehlikeli olabilirdi belki ama oyle cok bunalmisti ki onunda birileriyle oturup konusmaya biraz hava alip farkli insanlar gormeye ihtiyaci vardi. Bir de Arnava öfkeliyken kesinlikle intikam almaliydi. Şoföre gitmesini söyleyip gönderdikten sonra cafeye geçtiler.

Sandalyeye oturur oturmaz etrafa göz gezdirdi. Herşey aynıydı değişen sadece kendisiydi ve söze girdi.

"Burda çalışırken şimdi müşteri olarak gelmek ne kadar tuhaf"

Adam sırıttı.
"Hersey yolunda mi?"

Hiç bir şey yolunda değildi. Hergün daha da boğuluyordu,ama bunu söylemezdi. Daha önce sevmediği ne varsa o adamla evlendikten sonra yapmaya mecbur olmuştu. Bunlardan biride yalandı.

"Evet herşey yolunda.. Beni bırak asıl sen anlat işler nasil gidiyor. Chameli nasıl telefonum bile yok artık ondan haber alamıyorum."

"İşler gayet güzel ama keşke sende burda olsaydın. Bu arada telefonuna ne oldu. "
Adam imali bir bakis atti.
"Ah düşürdüm bir süre Arnavdan idare edeceğim ama hiç bir numara aklımda yok."
Adamın gözleri kısıldı.
"Tanrı aşkına Devika. İdare etmek mi zengin bir is adamıyla evlisin ve sana telefon almak yerine kendine mi muhtaç bırakıyor."

"Aslında ben istemedim. Yani biliyorsun telefonlarla sorunum vardir hep hatirlasana calan telefonlari duymayacak kadar dalgin sarjindan haberim olamayacak kadar sorumsuzum."
Adam kahkasiyla gülerken iceriye chamelinin girmesiyle ortam daha da şenlenmişti. Chameli Devikaya kizgin olsada onu cabucak affetmis karsiliginda jalebi sözü almış ve olanlari konusmaya başlamışlardı bile. Devika olabildiğince dikkatliydi bu konuyu yalanlarla sürdürürken ona gerçekleri anlatmak için yanıp tutuşsada su an kimseye boyle birseyi aciklamayamazdi bu chameli bile olsa...

Saat ilerliyor Devika eve gitme girişiminde bulunmuyordu bile öte yandan Arnav eve varmış ve evde devikayi gormeyince cok öfkelenmis, arabasina atladigi gibi soluğu Esha'nin yanında almıştı. Esha karşısında Arnav'i görünce hem çok sevinmiş hemde şaşırmıştı. Çünkü yalnızdı yanında Devika yoktu ve bu şaşkınlıgını gizlemedi.

"Devika nerede? Merakli gözlerle Arnava bakiyordu. Görünen o ki Devika buraya gelmemişti peki bu baş belası kız nereye gidebilirdi ki... Arnav dalmış bunlari düşünürken Esha tekrar sordu.

"Esha devika evde ben sadece birseye ihtiyacin var mi diye merak ettim."

Esha direk söze girdi.

"İhtiyacım olan tek şey Devika onu çok özlüyorum telefonu kapali ulasamiyorum. Devikayi bana getirir misin simdi"ses gelmeyince tekrar devam etti. "Peki öyleyse yarın olsun"

Arnav dalıp gitmişken başını salladı.

"Tamam Esha."

Eshanin gözleri sevinçle büyüdü.
"Yarin gelecek misiniz yani inanmiyorum çok tesekkur ederim."

Arnav başını salladı ve oradan ayrıldı.
Aklı Devikadaydi bu kız nerde kalmıştı kiminleydi delirmişti elinden telefonu aldığı için kendisine defalarca kızmıştı. Evin yakınlarındaki parklara bakarak kendi evine doğru ilerledi. En son aklina devikanin çalıştığı cafe geldi. Hizla gazi kökleyip cafeye gitti. Ama burdada görünmüyordu. Artık eve gidip bekleyişe orda devam edecekti. Eve vardığında hemen odasına geçti. Lanet olsun ki yine gelmemişti. Saat neredeyse akşamın onuydu ve hala bir haber yoktu. Derken sesler yükseldi Arnavda kapıya yaklaşıp salondan gelen sesleri dinledi. Sonunda bas belasi evine döndü. Arnav kendi kendine söylenirken kapıyı sertçe açtı ve merdivenlerden çıkan Devikaya ulasip, onu kolundan cekerek odaya soktu hatta odaya firlatti. Devika bunu bekliyordu ama umurunda degildi.

"Neredeydin baş belası söyle? Seni her yerde aradim her yerde? Eshaya bile gitmemissin çalıştığın cafeye bile gittim."
Muhtemelen cafeden çıktıktan sonra gelmişti Arnav ama neden bu kadar sinirliydi. Eshaya bile gitmesi gercekten merak ettigi icin miydi yoksa kurallarini çiğnediği için mi?

"Devika yüzüme bak ve konus."
Devikayi omuzlarindan tutup sarsti. Ama devika cevap vermiyordu.
"Benden izin almadan asla cikmayacaksin evden duydun mu? Kimleydin ha? O yanindakini elime gecirirsem mahvedecegim. Bir Erkekle birlikteydin degil mi?"

Devika öfkeyle gülümsedi.
"Evet adi Vishwas."
Arnavin gözleri yuvalarından çıkacaktı adeta.
"O züppeyi bulup güzel bir benzeteyimde bir daha senin yanından bile geçemesin."
Devikayi tekrar kollarindan tutup sarsmaya devam etti.
Cani bu kez daha fazla yanmisti.
Arnav var gücüyle omuzlari kavradiginin farkinda degildi. Öyle çok kızmıştı ki kendini kaybetmisti.
"Ucuz kadınlar gibisin kocasını işe gönderip başka adamlarla görüşen sürtükler gibi."

Devika şok olmuştu neler diyordu. Bu boyle omuzlarını kurtarıp Arnava güzel bir tokat atti. Tokadın sesi odaya yayilirken arnavda kendine gelmisti. Devika koşup kendini banyoya attı. Suyu acıp,kendini olduğu gibi Kuvetin icine bırakıp yere çömeldi. Ağlıyordu kalbi acıyordu onuru gururu herseyi paramparcaydi. Hiç bir değeri yoktu. Evet aynen o değersiz kadınlar gibi muamele görüyordu.

Arnav kendine gelince banyo kapisina yaklasti. Ve calmaya basladi.
" Devika aç kapıyı"
Kapıya sertçe vurmaya devam etti.

Devika ses vermesede ağladığı belliydi. Deli gibi agliyordu.

"Devika aç dedim. Aç! aç! şunu konuşalım.Bak yoksa kıracağım."

Devika aldırmıyordu bile...
Derken kapıya atılan sert darbeleri farketti. Canavar gerçektende kapiyi kırmaya niyetliydi. Birkaç darbeden sonra kocaman kapı yere yığılı verdi. Devika şaşkındı. Ama üzüntüsünün önüne geçmemişti şaşkınlığı. Devika bir çocuk gibi dizlerini göğüsüne çekmiş elleriyle bacaklarını kavuşturup,başınıda eğmişti. Kapiya baktıktan sonra ellerini başına götürüp daha sesli ağladı.

Arnav yaptığı her şeyden utanıyordu. Devika ne kadar masum duruyordu.korkup bir köşeye saklanıp ağlayan küçük bir kız çocuğu gibiydi.

Arnav yavasca yaklaştı dizlerinin üzerine çöküp boğazını temizledi.

"Devika ben...ben...hadi çık konusalim."

Devika hayır der gibi başını salliyordu. Titriyordu yüzüne düşen saçlarını geriye alırken Arnav da onu izledi.

"Pekala sen buradan çıkmazsan bende oraya gelirim." dedi ve suyun içine girdi. Bir süre sonra Devikayı kucaklayıp ayağa kalktı. Su hala akıyordu ve ikisininde bedenlerini sırılsıklam etmişti. Su soğuk değildi fakat devika titriyordu. Belkide korkudandi bu.

"Titriyorsun. Devika korktun mu benden."

Bu adam ne yapiyordu böyle yılın dengesizlik ödülü diye bir şey olmalıydı ve bu kesinlikle arnava verilmeliydi. Devika bunları düşünürken Arnav'ın kucağında debelenmeye başladı kucağından inmek istiyordu onun olmadığı bir odaya gitmek, onun yüzünü dahi görmemeyi, nefesinin sesini bile duymamayi istiyordu.

Devika bacaklarını bırak dercesine sallarken islak kuvetin icinde arnav ayakta durmakta zorlandi ve ikiside kuvete düştü Arnav altta devika ise boylu boyunca Arnav'ın üzerindeydi.

Dil SeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin