S I X T E E N

1K 80 13
                                    

çok kısa oldu

hiç sevmedim

niye böyle oldu bilmiyorum

Ellie uyandığından beri, yaklaşık olarak yarım saat geçmişti, yarım saattir Ellie'nin yanında ailesi vardı, bir şeyler konuşuyorlar ve sürekli kızlarının saçlarını okşuyorlardı. Fakat bu yarım saat, Justin'e yarım asır gibi gelmişti. Sol ayağını sallayıp duruyor, ve ellerini birbirine geçirip sıkıyordu. Kendi kendine sürekli sakin olması gerektiğini hatırlatıyordu. İçinde tarif edemediği bir heyecan vardı ve bunu kelimelere dökemezdi. Hele hele son bir saatte yaşadıklarını asla tarif edemezdi.

Ellie neredeyse ölümden dönmüştü ve bir dakika da gözlerini açmıştı. Justin bunun bir mucize olduğuna inanıyordu. Tanrı'nın bir mucizesi.

O anda onu bölen, kapının açılma sesiydi. Ellie'nin anne ve babası dışarı çıkmış, öylece Justin'e bakıyorlardı. Justin hızla ayağa kalktı, ve bir kaç adım atıp onların önünde durdu. Ailesinin gözlerindeki ifade, gururdu. Onlar, Justin'den gurur duyuyorlardı. Babası elini yavaşça Justin'in omzuna koydu ve hafifçe sıktı.

''Biliyor musun? Bir kaç sene önce, buraya taşınmayı düşünüyorduk fakat Ellie'nin bir sevgilisi vardı. O gün, Ellie'ye bağırdığım ilk gündü. İlk kez ona bağırıyordum ve kesinlikle korkmuştu. Ona ''Sana benden daha fazla değer veren biri olmayacak Ellie Dolley! Hiç bir erkek seni, benim sevdiğim gibi sevemeyecek'' diye bağırıyordum.''

Justin hafifçe yutkundu. Karşısındaki koca adam, neredeyse ağlayacaktı. Hafifçe gözlerinde biriken yaşları sildi, ve Justin'in tam gözlerinin içine baktı.

''Yanılmıştım.''

O anda Justin'in kalbi bin bir parçaya bölündü ve etrafa saçıldı. Neredeyse o da ağlayacaktı fakat buna engel oldu.

''Kızıma benden daha iyi değer veren biri olmayacağını söylerken, yanılmıştım. Seni ilk gördüğümde, hala söylediklerimde kararlıydım. Fakat bu söylediklerim bugün değişti evlat. Yemin ederim ki, sen kızımın başına gelmiş en güzel şeysin.''

Daha fazla dayanamadı ve yaşların yanaklarından süzülmesine izin verdi, koca adam. Yıllar sonra ilk defa ağlamıştı. Kendi çaresizliğine ağlıyordu. Kendi hayatına ağlıyordu. Justin'in bir şey demesine izin vermeden oradan ayrıldı.

Gerçi izin verse bile, Justin ne diyeceğini bilmiyordu çünkü olduğu yerde kalakalmıştı. İlk defa sevdiği bir kızın ailesinden bunları duyuyordu.

Aşık olduğu bir kızın ailesinden bunları duyuyordu.

O sırada, kendi adının biri tarafından seslenildiğini işitti. Başını sola çevirdiğinde ona bakan Ellie'yi gördü. Odanın kapısı açık kalmıştı ve Ellie'de muhtemelen her şeyi duymuştu. Ellie o anda, bir kere daha Justin'in adını seslendi ve elini ona doğru uzattı.

Ve Justin'in bin bir parçaya bölünmüş kalbi bir anda yumuşadı ve eski halini aldı. Birkaç adım atıp Ellie'nin tam yanında durdu ve kızın elini tuttu. Tam aksine bu sefer elleri buz gibi değildi. Sıcaktı. Ama Justin yine de kızın ellerini ısıtmaya çalıştı.

''Konseri kaçırdım değil mi? Bu kendimi aptal gibi hissetmemi sağlıyor.'' Ellie, kurumuş dudaklarının arasından zorlukla konuştuğunda, Justin, duymak için biraz daha eğilmişti ve duydukları onun gülümsemesine neden oldu. Onca şey olmuştu fakat Ellie aptal bir konseri umursuyordu.

''Tanrı aşkına, bunu umursamadığını söyle bana Ellie Dolley.''

Ellie gülümsedi. ''Aslında umursamıyorum, ve umursadığım ve şuanda en çok istediğim şey ne biliyor musun?''

Justin kaşlarını çattı. Kızın elini tutan parmaklarını daha da sıktı. Ellie, yavaşça Justin'in boynunu tuttu ve onu kendine çekti. İkisinin de dudakları birbirine değmeden önce hafifçe fısıldadı.

''Bu.''

Justin neye uğradığını şaşırdı. Dudaklarının arasından kaçan bir küfür yarım yamalak duyulmuştu. Ellie'nin yüzünü avuçladı ve onu öpmeye devam etti. İkisi de son nefeslerine kadar durmadılar ve Ellie nefes almak için geri çekildi.

''Söylesene, beni neden öptün?'' Justin, kızın böyle bir soru beklemediğine emin olabilirdi. Bu öpücük biraz garip olmuştu ve Justin asla böyle bir şeyin olacağını tahmin etmemişti.

''Babamın gurur duyduğu tek erkek olduğunu bilmek, şu anda duyduğum en güzel şeydi.''

Derin bir nefes aldı. Kalbi yeniden hızlı atmaya başlamıştı. Gerçi Ellie, Justin'in yanında olduğu sürece kalbi normalden çok, çok fazla hızlı atıyordu.

''Ama duyduğum en güzel şeyse, bana orada söylediklerindi.''

Justin kaşlarını çattı. Çenesindeki kasların gerildiğini hissedebiliyordu. Ellie'nin neyden bahsettiğini anlamamıştı ve konuşmasının devamını oldukça merak ediyordu.

Ve o anda Ellie, Justin'in dejavu yaşamasını sağladı.

''Seni Seviyorum Ellie Dolley.''

Justin dudaklarından kaçan bir küfüre ve şaşkınlığına engel olamadı.

''Tek hatırladığım, bembeyaz bir ışık ve seni görüyor oluşumdu. Öldüm sanıyordum fakat senin bağırışlarını duydum. Daha sonra, bana bir şeyler mırıldandığını hatırlıyordum fakat çok net değillerdi. En son duyduklarım beni çekip kurtardı.''

Derin bir nefes aldı.

''Bunun adı ne bilmiyorum Justin.''

Justin, kızın ellerini tutup kendi elleri arasına aldı. Tıpkı o andaki gibiydi. Ellie'nin başını yavaşça göğsüne yasladı ve saçlarına yumuşak bir buse kondurdu.

''Bunun adı mucize Ellie, mucize.''

to do list :: bieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin