T W E N T Y - S E V E N

1K 82 47
                                    

*ya kafamda kurguladığım hikayeyi bir türlü buraya istediğim şekilde aktaramıyorum, umarım beğenirsiniz*

*finale son 1*

''Pekala, gel bakalım buraya.''
Justin arabadan hızla indi ve arka kapıyı açıp Ellie'yi kucağına aldı. Hastaneden çıkmışlardı ve Justin,Ellie'nin üzerine titriyordu. Hatta öyle ki bundan sonra ona gerek olmadığı sürece yürümeyi bile yasaklamıştı.

Ellie kollarını Justin'in boynun doladı ve sitem etti. "Tanrı aşkına Justin, kendim yürüyebilirim."

Justin başını hafifçe iki yana salladı ve yürümeye devam etti.
"Hayatta olmaz küçük hanım, bundan sonra gereği olmadığı zamanlarda ayağa dahi kalkmayacaksın."

Ellie, yüzündeki gülümsemeyi gizleyemedi. Aklına gelen 2 kelime onun aptalca gülümsemesine ve yanaklarının kızarmasına sebep olmuştu.

Koca oğlan ve küçük hanım.

Justin, Ellie'yi kucağından indirdi ve yatması için yatağı gösterdi. ''Hey, neye gülüyorsun?''

Ellie omuz silkti, bilmese daha iyi olur diye düşündü. Yatağına ilerledi ve yavaş adımlar ile içeri girip Justin'in üzerini örtmesini dikkatlice seyretti. ''Bilmesen daha iyi olacak,'' dedi onu izlerken.

Justin kaşlarını çattı. ''Pekala, öyleyse, sana iyi geceler küçük hanım.''

Ellie yine gülümsedi. Ve bu seferki daha belliydi. Ki Justin hemen fark etti. ''Yani, küçük hanım demem senin hoşuna gidiyor öyle mi?''

Sadece başını salladı Ellie, konuşmaya bile cesareti yoktu.

''Küçük hanım, size tatlı rüyalar.'' dedi Justin, uzanıp Ellie'nin alnına kısa, yumuşak bir buse kondurdu, arkasını dönüp gideceği sırada, onu engelleyen bir şey fark etti.

Ellie, Justin'in elini yakalamıştı ve bırakmak istemiyordu. ''Justin..burada kal.''

Justin yavaşça yutkundu. Ellie Dolley, onun her gözlerinin içine baktığında ve bir şeyler söylediğinde, Justin paramparça oluyordu, boğazında düğümlenen o yumru gitmek bilmiyordu ve kalp atışları hızlanıyordu.

Justin sadece başını salladı ve kurumuş dudaklarının arasından yavaşça ''Tamam'' dedi.

Ellie'nin yanına geçti ve onu kendine çekip, sıkıca sarıldı. Justin, örtüyü tamamen Ellie'nin üzerine örttü, onun üşümesini istemiyordu, hatta Dünya üzerinde şu anda zarar görmesini istediği son kişi ondan başkası da değildi.

Bir eli kızın saçlarını okşarken, dudaklarından dökülen bir şarkıya engel olamadı.

''Biliyorsun biz efsane olacağız. Ben kralım, sen kraliçe ve biz cennette tökezleyeceğiz. Eğer en sonda bir ışık varsa, o gözlerinin içindeki güneştir. Biliyorum cennete gitmek istiyorsun ama bu gece insansın."

---

Justin gözlerini açtığında, etraf tamamen karanlıktı, sadece ağlama sesi duyuyordu ve kaşlarını çattı. Bir eli hızla yatağın diğer tarafını yoklarken, bulabildiği tek şey boşluk oldu ve Justin küfürler ederek yataktan kalktı. Muhtemelen akşam olmuştu çünkü hiçbir şey görünmüyordu, hızla sesin geldiği yöne ilerlerken, ayağı bir şeye takıldı ve yüzüstü yere düştü.

Neye takılıp düştüğüne bakacak vakti bile olmamıştı. Odadan çıktığında, ışığın geldiği yöne doğru ilerledi ve birkaç saniye sonra kendini banyoda buldu.

to do list :: bieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin