7.Bölüm

63 9 1
                                    

Duştan çıktığım da derim buruş buruş olmuştu. Hala dün gece ki şoku atamamış ve gece boyu uyuyamamıştım. Yorgunluğumu bir şekilde atmam gerekiyordu ve ben kaç saattir banyodaydım bilmiyordum. Üstümü giyindikten sonra omzumu geçen sarı saçlarımı kurutmak için saç kurutmamakinesini alıp aynanın önüne geçtim. Saç kurutma makinesi çalıştığında tenime değen sıcak hava bütün kaslarımın gevşemesine neden oldu ama rahatlatmadı ve bir süre de rahatlayamıyacaktı . Çıldıracağım yaa ben bunların kim olduğunu benden ne istediklerini nereden bulacaktım. Her şey düzenegirdi sanmıştım. Kafamı sokabileceğim bir evim, güzel bir işim ve yanımda olan arkadaşlarım vardı ama bu olay birden bire nereden çıktı. Mutfağa gidipkendime bir bitki çayı yaptıktan sonra yavaş yavaş onu içerken telefonuma bir mesaj geldi. Ekranda Mert yazıyordu ve ben şimdi onunla konuşmayahazır değildim. Üstüme öylesine bir şeyler geçirdikten sonra çantamı alıp evden çıktım. Asansör beklerken yanıma Mert geldi

 -Nereye gidiyorsun?

 -İşe Mert.-Hayır gidemezsin tehlikeli. Hem ben babamla konuştum bir kaç gün seni idare edecekler.

 -Bak Mert patronumun oğluyla arkadaş olabilirim ama bu benim işten kaçacağımı gerektirmez. 

 O bu çıkışıma biraz şaşırmış olacak ki bir şey diyemedi. Asansör gelince izninle diyerek asansöre bindim. Minibüsle gitmeye cesaret edemediğim için taksi çevirmeye karar verdim. Zaten cafe yakındı fazla tutmazdı sanırım. Biraz bekledikten sonra nihayet boş bir taksi bulabilmiştim. İşe gittiğim de patronumÖmer Bey yanına çağırdı. Yanına gittiğimde sözü fazla uzatamıyacağımla başladı sanırım işime son verilecekti. Ben daha fazla yorulmanıza gerek yok benişi bırakabilirim. Üzgünüm kızım buraya kadarmış. Peki anladım efendim diyerek odadan çıkmak için kapıya yönelmişken Ömer Bey bir de Mert'ten de uzak dur onunda başına bir şey gelsin istemiyorum. Ben o söylenenlerden sonra iyice sinirlenmiştim "çocuğunuzu korumaya çalışmanızı anlıyorum taktir de ediyorum ama ben çocuğunuza bir şey gelsin istemem o benim arkadaşım en zor zamanlarımda yanımdaydı. Eğer benimde annem babam olsaydı benide burada tek başıma savunmasız bırakmazlardı. Şuan beni de burada koruyan kişiler olurdu. Beni de anlayın lütfen tüm dünyaya karşı tekim ama benimde ikinci bir şansa hakkım var. Yok mu?" Daha fazla gözyaşlarımı tutamadım ve yanağımdan aşağıya hızlı bir şekilde süzüldüler art arda. Kafeden çıktıktan sonra sahilin oradaki bir banka oturdum ve saatlerce dilediğim kadar ağladım. Gelen geçen herkes bana bakıyordu, baksınlar umurum da değildi. Önümden geçen pamukşeker satan amcayı durdurdum ve beş tane aldım. Annem ben küçükkende her ağladığım da pamukşeker alırdı. Benimiçin dağları delmeye gerek yoktu ki bir içten gülüşe bile razıydım. Aldığım bütün pamukşekerleri yedikten sonra gözyaşlarımı silip ayağa kalktım ve yürümeye başladım. O sırada uzaktan bir kişinin fotoğrafımı çektiğini farkedince yavaş yavaş ona doğru yaklaşmaya çalıştım. Bu sefer fotoğraflarımı çekenbir kızdı. Benim onu gördüğümü anlayınca kaçmaya başladı. Kaçmaya başlayınca bende peşinden koştum ve bu koşuşturmaca en fazla on dakikasürmüştü. Yanına gittim ve elinde ki makineyi alıp içinde ki fotoğraflara baktım. Hepsi bendim. 

-Sende kimsin? Ne diye beni çektin? 

-Ben bir fotoğrafçıyım ve sen ağlarken çok fotojenik duruyordun.

 -Benim ağlamam sizin işinize mi yaradı?

 -Bir bakıma evet.

 -Sil onları sonra git kendine başka model bul. 

-Ama... 

   Sözünü kestim ve silmeye ikna ettim. Bütün fotoğraflarımı sildikten sonra senin adın Alara mı? Diye sordu. Nereden biliyorsun? Künyen de yazıyor.Evet deyip oradan hızlıca uzaklaştım. Zaten başımda tonca bela vardı. Sakin sakin aklıma geçmiş hayatımdan kalan tek arkadaşım olan Masal geldi.Telefonumu elime aldım ve ikinci çalışta açtı. 

-Alo-Masal benim Alara. 

-Alara... Seni çok özledim. 

-Ben de. 

 Bir süre sessiz kalıp hıçkırıklarımızı dinledik. En son ben hapisaneye girerken görüşmüştük ve daha sonra fırsat hiç olmamıştı. 

-Alara ağlama artık. 

-Tamam. Neler yapıyorsun? 

-Evdeyim pek bir şey yapmıyorum. Sen ne zaman çıktın?

 -İki ay filan oldu.-Seni görmem lazım neredesin?

 -İmir'de.

 -En kısa zaman da geleceğim. 

-Sana çok ihtiyacım var ne olur gel.

 -Geleceği arkadaşım söz. 

  Telefonu kapattım ve eve doğru yürümeye başladım. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı ve ben sabah kahvaltısı bile yapmamıştım. Eve girdikten kendime bir sandviç hazırlayıp hızlıca yedim. Canım sıkılıyordu o yüzden televizyonu açtım ama kanallarda izlenecek bir şeyler yoktu. Geri kapattım veelime geçen gün aldığım kitabı aldım okumaya başladım. Yine tam uykuya dalacaktım ki telefonum çaldı, bilinmeyen bir numaraydı açmadım. Israrlaaramaya devam etti ve ben yine açmadım. Telefonum bir kez daha çalınca yine bilinmeyen sanmıştım ki bu sefer arayan Mert'ti. Meşgule atınca bu seferkapımı çaldı. Kapıyı açtığımda kocaman gülümsemesiyle sinemaya gidelim mi? Diye sordu. Bende hayır deme gibi bir şansım var mı? Dedim ve o da ukala bir tavırla tabi ki de dedi. Üstüme doğru düzgün şeyler giydikten sonra çıktık.Saçlarımı tepeden at kuyruğu yapmıştım, gözümde eyeliner ve rimelvardı. Üstüme giydiğim gömlek ve etekle iyi göründüğümü umuyordum. Sinema salonuna geldiğimizde ne tür bir filme girelim? Diye sorunca kesin bir dilledram ve korku istemiyorum. Komedi filmine gidelim bu aralar gülmeye ihtiyacım var. Olur dedikten sonra biletleri alıp yanıma geldi. Kendimize büyük boy patlamış mısır aldık ve sinema salonuna girdik.

                                                                                                 *** 

Yaklaşık iki saat sonra filim bittiğinde gülmekten kızarmış yüzlerimiz ve mısır yüzünden yağlanmış ellerimiz vardı. Çantamdan çıkardığım medille elimizitemizledikten sonra yavaş yavaş gidelim deyince sinema salonundan çıktık. Yürümek istediğimi söylediğimiçin yürüyorduk. Önümüzden maraş dondurması satan bir seyyar satıcı geçince ikimize birer tane Maraş dondurması aldım. İşte bu çok iyi gelmişti gerçekten. Eve vardığımız da ben içeri geçip kendimi doğruca yatak odasına geçtim. Telefonumu şarja taktım ve işe gitmek zorunda olmadığım için alarmı kaldırdım. Makyajımı da çıkardığımagöre artık yatabilirdim. Zaten saat de gece yarısı olmuştu çoktan. Sabah uyandığımda saat on bire geliyordu ve benim hala uykum vardı. Telefonumuelime aldığımda bilinmeyen numaradan on cevapsız arama ve bir tane mesaj vardı mesajı açınca nutkum tutulmuştu. Ben mi yanlış okuyordum yoksa?Bu olamaz ya yanlışlıkla göderilmiştir dedim kendi kendime ama tatmin olamıyordum. Mesajı tekrar okudum ama yanlış görmüyordum gerçekten de "KIZIM..." yazıyordu.  


REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin