12.Bölüm

42 9 0
                                    

  Mert'ten

   Alara beni deli ediyordu. Hali, tavrı, gözleri, saçlarını savuruşu beni kendimden geçirecek kadar kusursuzdu. Belki başkasına göre mükemmel olmayabilir ama bana göre mükemmelliğin anlamıydı. Zaten mükemmel dedikleri şey nedir ki? Herkese göre değişir. Onaaz önce sen benim için her şeysin dedim. İlk önce durdu, önüne düşen bir tutam kulağının arkasına attı ve bir şey demeden arkasınıdöndü ve gitti. Kızarmıştı acaba yanlış bir şey mi yapmıştım? Bir de öpmeye kalkışmıştım. Tabi ki de kafasını çevirecekti ne sanıyordunMert? Belki de hoşlandığı başkası vardır ne de olsa beni sevmek zorunda değildi. Kendime bile şuan açıkladığım duygularım karnımda fillerin koşuşturmasına, kalbimin sıkışmasına ve nefes almamı engelliyordu. Sanırım beni affetmeyecekti. Çağrı denilen çocuğu dövmüştümve mesaj atanı bulamadan çıkıp gelmiştik. Gerçekten yaptığım büyük bir aptallıktı. O an aklıma Alara'nın telefonunun bende olduğu aklıma geldi. Kalkıp yere attığım pantolonumun cebine baktım fakat orada yoktu. Tedirgin olmaya başlamıştım. Salona geçip ceketimincebine baktım ve evet telefon buradaydı. Gidip mesaj atanı bulup Alara'ya götürmeliydim ama nasıl? Uzay öyle şeylerle çok ilgilenirdi.O yüzden Uzay'ı aramaya karar verdim. Şimdi ise kendimi telefonumu arıyordum, şu işe bak ki benim telefonum hiç bir yerde yoktu.Alara'nın telefonundan kendimi ararsam bulurum diye düşündüm. Rehberi açtım ama Mert olarak kayıtlı olan tek bir kişi bile yoktu.Acaba beni ne olarak kayıt etmişti? Tuşlar bölümünü açıp kendi numaramı tuşladım. Yukarıda "öküzüm" yazılı bir kişi çıktı. Numaraaynıydı. Benim onun öküzü olduğum doğrudur. Kendime çağrı attıktan sonra telefonum salonda ki koltuğun altından çıktı. Uzay'ırehberden bulup aradım ama ilk arayışımda açmadı. İkinci kez arayınca açmıştı. 

-Senin saat kaç olduğundan haberin var mı? 

-Uzay senin yardımına ihtiyacım var. 

-Alara'yı nasıl tavlarım diye mi? 

-Saçmalama Uzay. Alara'nın telefonuna bilinmeyenden mesaj geliyor nasıl bulurum o kişiyi? 

-Hımm... Kerem'i ara o bu işlerden anlıyor.

 -Kerem kim ya?

 -Lisenin ilk senesinde bizim okuldaydı. Esmer, uzun olan. 

-Tamam hatırladım sağ ol kardeşim.

 -Başarılar. 

 Keremi aradım biraz saatin geç olmasından yakınsa da yardım etmeyi kabul etti. Üstüme geçirdiğim ilk pantolonla çıktım ve garajdan arabayı alıp son süratle keremin evine vardım. Bulabileceğini söyledi. Saatlerce uğraştıktan sonra bir adres ve isim buldu. 

 Alara' dan 

   Gitmeden önce söylediği şeyler ruhumu yumuşatmıştı. Ama bu ona sinirli olmadığım anlamına gelmiyordu ve ona çok sinirliydim. Bahçeye çıkıp sallanan koltuğa oturdum. O sırada Buffy yanıma gelip iki kez havladı. Koltuğa çıkamadığı için yere oturup biraz onunla ilgilendim. Eski hayatımızdan, babamdan, annemden, ablamdan, evimizden bahsettik. Bugün bir kez daha kaybetmiştim ama ailemi değilbu sefer en değer verdiğim kişiyi "öküzümü." Beni savunması çok güzel bir şeydi ama yapmaması gereken yerde yapmaması gereken birşey yapmıştı. Onu nasıl affedecektim? Nasıl bulacaktım şimdi bana mesaj atanı? Allah'ım ne yapacağım ne olur bir yol göster. Bir süre bahçede yere uzanıp yıldızları inceledim. Masal gelene dek. 

-Üzme kendini bu kadar. 

-Nasıl üzmem Masal benim tek şansımdı.

 -Yeni birini buluruz. 

-Bulabilir miyiz? 

-Buluruz ama kalk ve duş al sonra direk yatağa.

 -Tamam gidiyorum. 

  Masal'ın dediklerini uygulamak için odaya çıktım. Telefonumu şarja takacaktım fakat telefonumu bulamadım. Hiç bir yerde. Of yaMert'te kalmıştı. Moral bozukluğuyla banyoya girdikten sonra gözümde olan makyajı sildim. Saçımı iki yana ayırdım ve yavaş yavaş taramaya başladım. Aynanın önünde ki makas dikkatimi çekti. Elime aldım ve saçımı kesmeye karar verdim. Bir zamanlar annemin dokunmaya kıyamadığı saçlarımı. Tam kesecektim ki annemin söylediği sözler geldi aklıma "bir kadın saçını kesmeyi düşünecek kadarkırıldıysa bile sen kıyma kendine."  Annem kıyamadığın saçlarım artık kırıklarla dolu. Her telinde. Açtım suyu ve sıcacık suda atmaya çalıştım kırgınlıklarımı. Uyuşmuştu her hücrem artık hiçbir şey hissetmiyordum. Yıkandıktan sonra havluma sarılıp tekrar aynanın karşısına geçtim. Aynadaki buğuyu sildim ve dişlerimi fırçaladım. Üstümü giyindim. Saçımı kurutmak istesem de üşenmiştim. Aşağıya akşam yemeğine indim. Masada ki yerimi aldıktan sonra Nihal Hanım servisleri yaptı. Yemeğimi zorla yiyordum. Mideme bir şeyler girmesiyeterdi benim için. İzin isteyip sofradan kalkıyordum ki Masal'ın annesi Elif Teyze ağızını açtı. 

-Neyin var tatlım? 

-Bir şey yok sadece özlüyorum. Hem de çok.

 -Ah tatlım biliyorum acını unuttuğunu sanıyordum.

 -Unutmadım, alıştım. 

  Gözlerimden akan yaşı elimin arkasıyla silip yukarı çıktım koşarak. Kendimi yatağa attım. Ağlıyordum sadece. Camıma taş atılana dek.Balkona çıktıktan sonra Mert'i gördüm. Ona seni şuan görmek istemiyorum dedim. O biliyorum fakat önemli dinlemek zorundasın.Söyle ne söyleyeceksen.

 -Ben buldum. 

-Kimi?

 -Sana mesaj atan sapığı. 

-Ne?  


REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin