14.BÖLÜM

48 10 0
                                    


İnsanoğlu ne kadar da nankör. Sevmesini bile adam akıllı beceremiyorsak, sevilmeyi nasıl beklerdik hayattan? Haksızlık değil miydi yaptığımız? Sevmeye cesaretin yoksa dalmayacaksın her kalbini açan insanların yüreklerine. Çocuk oyuncağımı sandın sen sevmeyi? Yürek ister. Her insan sevemez canı gönülden. Eğer çekip gideceksen aldığın bütün günahları üstlenecek  kadar cesaretin var demektir. Ben derim ki olan cesaretini sevmek için harca. Dünyaya bir kez geliyoruz son nefesine kadar sev. Sevmiyorsan şayet sevilmeyi beklemeyeceksin. Hayatta hep pişmanlıkların, kırgınlıkların, üzüntülerin olacak aşka dair ama bu senin elinde. Yakıp kül etmeyi tercih ettin şimdi küllerimden doğuşumu izle. HOŞ'KAL.

Uzay sevgilisi Meltem'e attığı son mesajı okurken gözümden akan yaşı ben bile fark etmemiştim. Uzay'ın şuan beslediği duyguyu ve kırgınlıklarını hiçbirimiz anlayamayız. Zamanla unutacak da diyemem ama alışacak. Alışacak. Masal getirdiği bir bardak suyu ve ağrı kesiciyi Uzay'a uzattı. Bir yudum suyla ilacı yuttuktan sonra bacağına hafifte vurarak ayağa kalktı ve"Kafa dağıtmaya gidiyoruz ."dedi. Hepimiz biraz şaşırmıştık
ama Uzay böyle daha  iyi  olacaksa yapmalıydık ne de olsa yarın geri dönecektik. Arabaya bindik ve biner binmez son ses şarkı açtılar. Gösterişli bir binanın önünde durduk. Dışarıdan tarihi bir yapıta benziyordu. Neresiydi burası.Gece kulübü mü yoksa bar mı? Masal ve ben birbirimize kısa süre baktıktan sonra üstümüzde ki kıyafetlere baktık. Uygun muydu geldiğimiz yere? İçerigirenlere göz gezdirdiğimde hep sade ama bir o kadar da şık kıyafetler giymişlerdi. Kendimi kötü hissediyordum ama bunu düşünmek için doğru bir zaman değildi. Yavaş yavaş o koca, gösterişli binanın merdivenlerinden çıktık. Büyük bir kapının önünde durduğumuzda bizi neyin beklediğini merak ederken kapı açıldı ve geldiğimiz yer klasik müzik konseriydi. Şaşırdım hem de çok. Gece kulübü, bar beklerkenklasik müzik gerçekten değişik geldi gözüme.

-"Beğenmedin mi? "

-"Tabi ki de beğendim Mert ama seni tanımaya yeni başlıyorum ve hayalimde ki sen bu değildin açıkçası."

-"Kimse göründüğü gibi değildir."

-"Değildir."

Ön sıralardan bir yere oturduktan yarım saat sonra konser başladı. Çellodan, kemandan çıkan sesler ruhumun en derinliklerine işlemişti ki huzuru bulmuştum sanki. En az iki saat kadar konser bitmişti. Hepimizin gözünden uyku akıyordu. Kimse ağzını bile açmadanarabaya bindi ve eve kadar da aynı sessizlik devam etti. Eve geldiğimizde Uzay, bana, Masal'a ve Mert'e pijama takımı verdi. Masal'adönüp;"Sen benim yatağımda Alara ile." dedi. "Biz Mertle kanepede yatarız." diye ekledi. Kafamızı sallayarak onayladıktan sonra odaya geçipkapıyı kapattık. Masal yüzüme baktı baktı ve sonra küçük bir kahkaha patlattı.

-"İyi misin?"

-"Sanmıyorum."

-"Gülme be duyacaklar."

-"Çok acayip değil mi? İnce ruhlu öküz çıktılar."

-"Öyle deme yinede giyin ve yat."

-"Peki."

Yatağa girdiğimde çarşafta ki soğukluk tenimin ürpermesine neden oldu. Telefonumu elime aldım ve  Mert' mesaj atmaya kararverdim.

"Her şey güzel olacak mı?"

Uyumuştur belki de neden mesaj attıysam şimdi. Yat sende Alara. Tam telefonu bıraktım ki mesaj geldi.

"Sana söz veriyorum güzel günler gelecek."

Uyumamış. Yataktan yavaşça çıktım ve odanın kapısını açtım , parmak uçlarımda salona kadar yürüdüm ve sessizce "Mert." dedim.Karanlıkta önümü göremiyordum sadece kıpraşmaları duyabiliyordum. Mert'in nefesini yüzümde hissettiğim de bir adım geriledim ve "Buyakınlık bizi yakabilir." dedim. Güldü ve elimden tutup balkona çıktık ve bir anda durdu ve "Yanmaya hazırım." dedi. Tebessüm ettim ve bir tutam saçımı kulağımın arkasına attım. Yüzünü artık görebilecek düzeyde ortamda ki ışık. Daha fazla ortamın başka yerlere kaymasınıistemediğim için "Su içer misin?" dedim ve balkondan çıkmaya yeltendim. Ani bir hareketle beni kendine çekti. Cebim titreşmeye başlayıncaürktüm ve sıçradım. Biri arıyordu gecenin ikisinde ve bilinmeyenden. Mert telefonu elimden alıp açtı alo alo kimsiniz dedi hatta sinirlenince küfür bile etti ama cevap alamayınca kapattı. Ona baktım ve çene kaslarının kasıldığını görebiliyordum. Balkondaki korkuluklara bir yumruk attı ve ikincisini atmasına izin vermedim. Uyu artık yarın erkenden gideceğiz dedim. Mert'te benim elimdentutup odaya kadar götürdü. Yanağına masumca bir öpücük kondurup iyi geceler deyip odamın kapısını kapattım.

Ertesi sabah kalktığımda odada tıkırtılar vardı. Gözümü ovuşturdum ve doğrulduğum da Uzay ve Masal Uzay'ın bavulunu hazırlıyorlardı. En güzeli gülüyorlardı. Mutfağa gittiğimde Mert de mutfaktaydı. Gece uyuyamadığı bariz belliydi.

-"Detaylara böyle takılı kalma."

-"Elim de değil. Ben seni birinin rahatsız etmesi düşüncesine katlanamıyorum."

-"Benim için dert değil."

-"Benim için öyle."

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra herkes hazır olduğu için yola çıktık. Kahvaltıyı dışarıda yapacaktık. Biraz ilerledikten sonra benzin alacağımız yerde kahvaltı yapabileceğimiz yer vardı bu yüzden durduk ve güzel bir kahvaltı olmasa da doyduk. İstanbulil sınırından içeri girdiğimizde Uzay "Yeni umutlara."dedi ve iç çekti. Ama mutluydu her şeye rağmen. Camdan dışarı baktığımızda hava rüzgarlıydı nasıl da belli ediyordu ağaçlar kızgınlıklarını. Rüzgara sinirlenip döküyordu yapraklarını. Yapraklarda ne yapacağını bilemedenteslim oluyordu ve savruluyordu oradan oraya. Bizde başkasına sinirlenip  hayatımızda ki insanları kırmaz mıyız? Tahmin edemeyeceğimizkadar çok. Bulutlar bile sonsuz gökyüzünde karşılaşmaması gereken yerlerde karşılaşınca çarpışırlar ve sonu her son gibi gözyaşı bırakarakbiter. Neden hep finali gözler oynamak zorunda?

Eve girince Ahmet  Amca güler bir yüzle karşıladı bizi."Yukarı çıkıp duşa gireceğim."deyip izin istedim. Masal'da arkamdan "Girmedenönce seninle bir şey konuşacağız dedi." Odaya çıkıp kıyafetlerimi değiştirdim  ve o sırada Masal içeri girdi.

-"Neden bugün arabada durgundun."

-"Bir şey olmadı. Nereden çıkardın?"

-"Bütün yolculuk boyunca dışarıyı izledin ve fazla da konuşmadın."

-"Konuşmamı gerektirecek bir şey yoktu."

-"Sen konuş diye gözünün içine baktı, şebeklik yaptı ve sen oralı bile olmadın."

-"Haftaya doğum günü ne yapacağımı bilmiyorum."

-"Ayarlarız bir şeyler."

-"Ben banyoya giriyorum."

Banyo da saatlerce durdum ve derim buruş buruş olana dek kendimi ıslattım. Camın buğusunu sildim fakat kendimi yinede göremiyordum. Çıktım ve üstüme önünde ayıcık olan mavi bir pijama takımı giydim. Telefonumu şarja taktım ve biraz sonra açıldı. Elimealdığım gibi bir bildirim geldi sesli mesaj.

" Seni üzdüğüm için affet kızım ama ben hiç ölmedim fakat sensiz yaşayan bir ölüyüm."

REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin