1.

23.5K 474 155
                                    

Bir gay hikayesidir!  Eveet, uzun zamandır kitap yazmak istyordum ve yazmaya başladım. Okuduğunuza pişman olmayacagınızdan eminim:))  Yazdığım şeyler hem hayallerimden hem de yaşadıklarımdan alıntılar.  Daha çok bölüm var ama yayınlamam için önce belli bir kitleye ulaşmam gerekiyor eğer sizde yardımcı olursanız kitabın tamamını wattpad'de yayınlayacağım:)) Yorumlarınızı esirgemeyin, seviliyorsunuz.. :)

Gözlerimi yavaşça aralamaya başlamıştım. Sabahın ilk ışıkları gözlerimi kamaştırıyordu. Elimle güneşi kesmeye çalışıp uyuşuk adımlarla banyoya doğru gittim. Kendime gelebilmek için yüzümü soğuk suyla iyice yıkayıp ılık bir duş aldım.

Bugün Çınar'la beraber sinemaya gitmek için sözleşmiştik. O yüzden hemen hazırlanıp buluşacağımız yere gitmem gerekiyordu. Zaten bu aralar onu bekleterek fazlasıyla sinirlendiriyordum.

Bugünkü tercihim siyahtan yana olacaktı. Dolabıma biraz bakınıp siyah, bacaklarımı tam kaplayan dar pantolonumu üstüne de siyah bluz ve aynı renk deri ceket geçirdim. Hava yağmurlu olduğu için bot giyecektim.

Hazırlanmam yarım saatimi almıştı. Hazırlanır hazırlanmaz odamın kapısını açıp merdivenleri atlayarak indim. Annem evde değildi. Büyük ihtimalle işe gitmişti. Kapıyı kapatıp ceketimin kapişonunu kafama çektim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Hava biraz soğuktu. Ağzımdan çıkan buharı görebiliyordum. Kaldırıma çıkıp buluşacağımız yere yöneldim. Neyse ki tam zamanında gelmiştim.

" Ah inanamıyorum geç kalmadın (!)"
Gözlerimi devirip " Dalga geçme Çınar. " dedim.

Çınar çocukluktan beri benim en yakın arkadaşım. Şimdiye kadar her şeyimi onunla beraber yaptım. Ve her zaman benim yanımda olmuştur.

" Dostum eğer biraz daha oyalanırsak filme geç kalacağız. "
" Tamam hadi gidelim. "

Sinema salonuna geçip biletlerimizi aldık. Komedi filmine girmek istemiştim. Çınar her ne kadar korku filmi diye diretse de onu ikna etmeyi başarmıştım.

Çınar aslında çok inatçıdır. Ama onu ikna etmeyi en iyi ben bilirim. Zaten o da beni fazla üstelemez.

Film iki saatten fazla sürmüştü. Filmde gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Ama Çınar çoğu yerde ' çok klasik' deyip somurtmuştu. Ben de somurttuğu için hafifçe omzuna vurmuştum.

Filmden sonra canım sıcak bişeyler içmek istiyordu. Çınar'a

" Hadi sıcak çikolata alıp sahilde oturalım. " dedim.
" Tamam bekle alıp geleyim. " deyip sıcak çikolata almaya gitti.

İki dk sonra elinde sıcak çikolatalarla gelmişti. Sahile doğru yürüyüp çikolatalarımızı yudumlamaya başladık.

Kuru bir bank bulmak biraz zor olmuştu ama en sonunda bulup kurulmuştuk. Gözlerim Çınar'ı izliyordu. Teni kumraldı, benden 10 cm kadar uzundu. Gözleri benimkilerin aksine kahverengiydi. Saçları uzun ve şekillendirilmişti.

Ona öyle baktığımı farkedince yüzünü bana dönüp ;

" Bişey mi oldu? " dedi.
" Yo hayır, olmadı. Sadece bakıyorum. "

Kafasını tekrar denize doğru çevirince ;
" Ben bir kitap dükkanında çalışmak istiyorum. " dedim.
" Nerden çıktı o?"
" Kitapları ne kadar sevdiğimi biliyorsun ve ayrıca bu aralar part time çalışmak istiyorum. "
" Peki anladım. Ben bir kaç yer biliyorum. Eğer istersen bir ara göz atrız oralara. "
" Tamam olur. " deyip sırıtmaya başladım. Rüzgar esmeye başlayınca ne kadar üşüdüğümü farkettim.

" Batı galiba üşümeye başladın. İstersen bize gidelim. "
Tebessüm edip " Çok iyi olur. " dedim ve bağdaş kurduğum bankta ayağa kalkmaya çalışırken yere düştüm.

Ayağımın üstüne düştüğüm için canım yanmıştı ve yüzümü buruşturmuştum.

Çınar " İyi misin? " diye sorup kalkmama yardım etti.

Ne zaman bir sorunum olsa hep onun yanına giderim. Ve en iyi hep o anlardı beni. Ağlarken onun omuzunda uyuya kaldığım çok olmuştu. Ve bana karşı başkalarına olduğundan daha hassastır.

Eve vardığımızda cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Beraber içeri girdik ama evin dışarıdan farkı yoktu. Çınar hemen biraz odun alıp şömineyi yakmaya başlamıştı. Ben de oturduğum kanepede kaskatı kesilmiştim. Şömineyi yakmayı başarınca ceketini çıkarıp bana doğru uzattı
" Baya üşümüşsün, burası ısınana kadar ceketimle idare et. " dedi.

Ben de ceketi alıp omuzlarıma attım. Çınar mutfağa gidip iki dk sonra elinde kahve bardaklarıyla dönmüştü. Kendi kahvemi alıp parmaklarımla bardağı doladım. Sıcaklığı bana iyi geliyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra oda ısınmıştı ve Çınar üzerindeki bluzü bile çıkarmıştı. Fitness'a gitmiyordu ama vücudu fazlasıyla iyiydi yani evde çalıştığı belli.

" Kitap dükkanında çalışmayı çok istiyor musun? " diye sorduğunda kahvemden bir yudum alıp
" Evet yani kitaplar bana çok iyi geliyor. "
" Tamam. Ben ayarlayıp sana haber veririm o zaman. "
" Çok iyi olur. " deyip yanağına kocaman bir öpücük bırakmıştım.
" Dur be hemen sırnaşma. " deyip kahkaha atmaya başladı.
Ben de " Hadi be ordan ne sırnaşacağım sana . " deyip omzuna sertçe vurdum.

Çınar ne zaman beni çok sevindirse onu hep yanağından öperim. Bu durum ikimiz için oldukça normal.

Gök gürlemeye başlamıştı. Ev de fazlasıyla sıcaktı. Bluz rahatsız ettiği için çıkartıp Çınar'ın dolabından üzerime bir tşört geçirmiştim. Çınar ise halâ yarı çıplak duruyordu.

Çınar'ın annesi ile babası telefon açıp anneannesinde kalacağını haber vermişti. Ben de yağmur yağdığı için anneme telefon açıp Çınar'da kalacağımı haber vermiştim.

Çınar " Böyle zamanlarda genelde elektrik kesilir. Eğer kesilirse korkma. " dedi.
" Karanlığa karşı fobim olduğunu biliyorsun. "
" Evet biliyorum ama merak etme ben varım. "

Biz konuştuğumuz sırada elektrikler kesilmişti ve ben korkmaya başlamıştım.

Çınar " Korkma. Yanıma gel hadi. " dediğinde ona doğru giderken masaya ayağımı çarpıp yere düştüm. Ayağım fazla açımamıştı ama üstüne düştüğüm için kolum çok acıdı.

Çınar hemen yanıma gelip beni yerden kaldırdı. Beni kaldırırken " Korkuyorum. " diyebildim sadece.

O da korkmamam için bana sarılmıştı. Sonra beni tekrar koltuğa oturtup " Neren acıyor? " diye sorduğunda "Kolum. " dedim titrek çıkan sesimle. Kolumu dikkat ederek biraz ovmuştu.

Karanlığa karşı hep bir fobim vardı. Bu yüzden uyurken ışık kullanırdım. Şimdi ise kaskatı kesilmiş ve Çınar'ın kolunun altına girmiştim. Çınar da karanlığa karşı fobim olduğunu bildiği için beni kendine  çekmişti. Başımı iyice ona yaslamıştım.

" Parfüm kullanıyor musun? " dedim ağzımın içinde geveleyerek.
" Hayır. Neden sordun? "
Ben de biraz daha ona yumulup " Teninin kokusu çok güzel. " diye cevap verdim.

KARANLIK (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin