5.

8.5K 269 57
                                    

Bekle geliyorum deyip bir yere gitti ve yaklaşık 5 dakika sonra elinde kahve bardaklarıyla geldi.

Göz kırpıp "En sevdiğinden. " dedi.

"Çınar sen... Süpersin. " dedim.

"Şşş tamam. Hadi gel otur. "

Gidip mavi sandalyeye oturdum.

"Çınar. "

Gözlerini gözlerime kitleyip "Efendim. " dedi.

"Bu kadar şeyi nasıl düşündün? Yani ben bile unutmuştum doğum günümü. "

Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve "Ama ben unutmadım. Vee küçük bir sürpriz yapmak istedim."

"Bu arada, senin sürekli işim var dediğin bu muydu? "

"Evet. Ha bide şey var tabi... Ben burayı satın aldım. Yani burası artık ikimizin. "

Ağzım açık kalmıştı. Şaşkın gözlerle ona bakıyordum.

"Şaka mı yapıyorsun?"

"Yaa ne şakası. 1-2 çalışan alırız. Zaten bizde sürekli uğrayacağız. Öyle işletiriz burayı. "

"Kim bilir ne kadar harcama yapmışsındır burası için. Ben.. Kabul edemem."

"Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum. "

"Ama.. "

"Batı bence tamam. Zaten senin de hayalin değil miydi? Renkli eskitme tahta masalar, yüzlerce kitap ve tatlı şirin bi yer.? "

"E-evet. Ya ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum. Tam hayalimdeki gibi burası. "

"Biliyorum Batı. Ve bu arada boyunluğum çok yakışmış sana. "

"A evet şey yani hava soğuk olduğu için almıştım. "

Küçük bir kahkaha attı ve devam etti,

"Tamam tamam. Bide bu akşam bizdesin unutma pes öğreteceğim sana. "

"Tabi geleceğim. Unutmam. "

"İyi o zaman şu pastayı ortadan kaldıralım. Burası böyle kalsın. Bolanları da içeride özel bir oda var sadece ikimizin dinlenme odası, oraya koyarız. "

"Dinlenme odası da mı var?"

"Ahaha evet var. "

"Ahah tamam peki pastayı ne yapacağız?"

"Çok var bitiremeyiz. O yüzden dilim dilim paket yapalım ve sokakta oynayan çocuklara dağıtalım. "

"Süper fikir. " dedim ve pastayı dilimlere ayırıp paketledik. Uçan balonları uçlarındaki resimlerle beraber hiç bozmadan odaya koyduk. Masaları düzeltip dükkanı kilitledik ve çıktık. "

Paketli olan dilimleri 2-3 tane çantaya koymuştuk. Onları da yolda gördüğümüz çocuklara dağıttık. Böylelikle ziyan olmamış oldu.

Sonunda eve varabilmiştik. Çınar anahtarını bulamayınca ben açtım kapıyı. Girer girmez şöminenin başına geçip ısınmaya başladık. Çınar eve geleceğimiz için önceden annesine telefon açıp şömineyi yakmasını istemişti. Ben de anneme telefon açıp Çınar'da kalacağımı söylemiştim.

"Babam iş için şehir dışına çıktı. Annem de anneannemde kalacak. Bu akşam evde ikimiz olacağız. "

Gözlerimi kısıp "Hıı ne güzel. " dedim ve gülmeye başladım.

Çınar odasına gidip büyük bir puf getirdi.

"Neden iki tane getirmedin?"

"Sen önümde oturacaksın. "

KARANLIK (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin