KARANLIK (GAY)

2.

Gözlerimi araladığımda Çınar'ın odasındaydım. O nerde uyumuştu? Ayaklarımı yataktan sarkıtıp ayağa kalktım. Odanın kapısını açıp mutfağa doğru gittim ve kahvaltı hazırlayan bir Çınar'a rastladım. Sevecen bir tavırla "Günaydın." deyip peynirden ağzıma attım.

"Günaydın Batı. "

"Dün gece beni nasıl odaya götürdün?"

"Elektrikler kesilince kolumun altında uyuya kalmışsın. Ben de seni kucaklayıp yatağıma yatırdım. "

" Sen nerde uyudun?"

" Misafir odasında. "

Alaycı tavırla "Ah, fedakar arkadaş. " deyip saçlarını karıştırdım.

"Fazla konuşma da masaya otur, kahven soğumasın."

Kahvaltıyı istahla yiyip bitirdik.

"Ben bir arkadaşla konuştum. Senin.. Şu part time işin için. Onun da bir kitapçı dükkanı var. Çok şirin bir yer, eğer istersen haftaya orda çalışmaya başlayabilirsin. "

Gözlerimi heyecanla açıp "Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. " deyip ona boğarcasına sarıldım.

"Eğer biraz daha sıkarsan boğulacağım Batı. "

Kollarımı açıp tekrar sandalyeye oturdum.

"Ayrıca teşekküre gerek yok. Sevindiysen yeter. "

"Sevindim tabi ya. "

"Tamam bugün benim işim var. Sen ne yapacaksın? "

"Bilmem eve gider bir duş alırım. Sonra okula geçerim. "

"Eve gitmene gerek yok, duşunu burda al. Benim kıyafetlerimden giyersin. "

"Farketmez. " deyip ayağa kalktım.

" Tamam o zaman ben sana havlu getireyim. " dedi ve odasına doğru gidip elinde havluyla geri döndü.

"Sağol." deyip havluyu aldığım gibi banyoya girdim.

Sıcak su bedenimden akarken kendimi huzurlu hissediyordum. Gerçi ne zaman Çınar'ın yanında olsam o huzurlu olmama yetiyor. Belki de bir arkadaştan daha fazlasıydı benim için. Babam öldüğünde sadece onunla konuşuyordum. Ve ondan başkasının yanımda olmasına izin vermiyordum. O da zaten hiç ayrılmamıştı yanımdan.

Duştan çıktığımda Çınar odada üstünü değişiyordu.

"Eğer müsait değilsen girmeyeyim?"

"Yo, hayır gel müsaitim. "

Odaya girdiğimde pantolonunun düğmesini ilikliyordu.

"Ben ne giyeceğim. "

"Dolaptan istediğini al. "

Dışarda yağmur yağmıyordu ama havanın soğuk olduğu kesin. O yüzden Çınar'ın bana 2 beden büyük olan polarını giydim. Pantolonları da büyüktü ama zor da olsa bana tam gelen bir tane bulup bacaklarıma geçirdim.

Çınar'ın "Ben çıkıyorum. Sen de çıkınca kapıyı kapatıp kitle. " dediğini duydum.

Çınar'la birbirimizde anahtarlarımız vardı. Her ihtimale karşı kestirmiştik.

Dolapta gözüme siyah bir boyunluk ilişti. Hoşuma gittiği için alıp boynuma taktım. Saate baktığımda okula geç kalacağımı anlayıp adımlarımı hızlandırdım ve evden çıktım. Polar büyük olduğu için Kollarını parmak uçlarıma kadar çekip hızlıca okula yürüdüm.

Okula vardığımda 1. dersin sonuna yetişebilmiştim. Hemen müdürün odasına girip geç kağıdı aldım. Zilin çalmasına 10 dk vardı. Bende kantine gitmeye karar verdim.