Alarmın sesiyle gözlerimi açıp yatağı yokladım ama Doruk yoktu. Yatakta doğrulmaya çalışırken yastığın üzerindeki not gözüme çarptı. Gözlerimi ovuşturup notu elime aldım.
"Uzun zamandır böyle uyumamıştım Küçük. -DORUK "
Notta yazanlar istemsizce sırıtmama neden olurken annemin sesi kulaklarımı doldurdu. "Batı odanda mısın?"
"Evet anne! Üstümü giyip çıkıyorum." Yataktan sürünerek kalktım ve banyoya girip soğuk suyu yüzüme çarparak uykuyu üzerimden atmaya çalıştım. Neden okul olmak zorunda ki?
Mutfağa indiğimde annem kahvaltıyı hazırlayıp çoktan çıkmıştı. Ayaklarımı yere sürerek bir bardak alıp kendime çay koydum.
Kahvaltımı da yaptığıma göre artık evden çıkabilirim. Askıdan deri ceketimi alıp üzerime geçirdim. Az kalsın çantamı unutuyordum. Neyse ki fark edip onu da aldım ve kapıyı arkamdan kapatarak okula doğru yürümeye başladım.
Gözlerim Defne'yi aradı ama anlaşılan daha okula teşrif edememiş. Kitaplarımı almak için dolabıma yöneldiğimde Burak'ı fark ettim. Dolabımın önünde dikilmiş bekliyordu. Yanına gittiğimde beni görüp selam verdi.
"Sana da selam. Eğer çekilirsen kitaplarımı alacağım. "
"A tabi pardon. " diyerek kenara çekildi. "Ben aslında sana Çınar'ı soracaktım. Uzun zamandır ortalıkta yok. Baskette ona ihtiyacımız var. "
İsmini duyunca elimdeki kitabı yere düşürdüm. İstemsizce çenemi kasıyordum. Yavaşça eğildim ve düşürdüğüm kitabı alıp çantama attıktan sonra cevap verdim. "Neden onun nereye siktir olup gittiğini başkasından öğrenmiyorsun?"
Verdiğim yanıt onu şaşırtmış olacak ki ne diyeceğini bilemez halde donup kaldı. Elimdeki çantayı sırtıma atıp onu iterek sınıfıma doğru yürümeye başladım. Sinirden bana doğru gelen Defne'yi fark edememişim.
"Batı! Sana bağırıyorum!" Durup merdivenlerden koşarak çıkan Defne'ye baktım.
"Üzgünüm. Dalgınlıktan duyamamışım. "
"Sorun değil. Birşey yoktur umarım. "
"Yo hayır. Burak'la konuştuk. Çınar'ın nerede olduğunu sordu ona sinirlendim biraz. "
"Peki. Derse 10 dakika var, kantine inmeye ne dersin? "
"Sen git. Ben sınıfta oturacağım. "
Defne'yi gönderdikten sonra telefonuma gelen mesajla irkildim. Cebimden çıkarıp gönderene baktığımda Doruk'tan gelmişti.
Gönderen: Doruk
"Saat 12'de seni okulun arkasında bekliyorum. "
Neden kaçmamı istiyor ki? Cevap yazmadan telefonu tekrar cebime koydum. İlk dersin ne olduğuna bakmak için ders programını çıkardığımda matematiği gördüm. Ama çantama baktığımda kitabı bulamadım. Burak'a sinirlendiğim için almayı unutmuş olmalıyım. "Lanet girsin. "
Sınıftan çıkıp tekrar kitaplarımın olduğu dolaba gidip matematiği de aldım. Kapağı kapatacakken köşeye yapıştırılmış bir not çarptı gözüme. Koparıp üzerindeki yazıyı okudum.
"Doruk'un zaafı he. "
'Bu da neydi şimdi?' diye düşünürken Defne'nin sesiyle irkilip kağıdı cebime attım.
"Ne yazıyor o kağıtta? "
"H-hiç sınav notları."
"Geçebilmiş misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK (GAY)
Teen FictionRuhumun sesini duyabiliyor musun? Sana fısıldıyor. Onun sana ihtiyacı var.