Nasıl ya bu olamazdı. Ciddi bir şeydi bu! Yoksa Yiğit kanser filan miydi (!) İnanmıyorum o ölemezdi. O benim hayatımdaki tek gerçekti. Bunları içimden düşündüğümü filan sanmayın. Gerçekten bu soruların hepsini sormuştum ona. O da büyük bir sakinlikle sadece şunları söyledi "İYİYİM"
Ne cidden mi? Bu öksürük karşısında bana bunu diyemezdi. Hemen onu hastaneye götürmeye çalıştım. Buna paramız yoktu biliyordum ama böyle olmamamaliydi. Ama tabikide o hastaneye gitmeyi kabul etmedi. Ancak benim bir planım vardı. Bunun için gece olmasını bekleyecektim. Zaman baya bi zor geçti bu gün. Açlığımı bile hissetmedim. Sonunda aynı kulübede Yigit uykuya dalınca hemen dışarı çıkıp hastane aramaya başladım. Fakat kapalıydı. Nasıl düşünememiştim ki bunu. Ama normal olarak daha önce hiç hastaneye gelmemiş olunca.. hastanenin onunde sabah olmasını bekledim. Yiğit beni merak etmişmiydi acaba? Her neyse şu an bu daha önemliydi. Hastane açılınca hemen içeri daldım ve doktora durumu teker teker anlattım. Elinden geldiğince yardım edeceğini söyledi ve izin alarak yaşadığımız kulübeye geldi. Yiğit'in beni hiç merak etmismidir acaba demistim ya yanilmisim çünkü hala öküz gibi uyuyordu. Doktor bana baktı ve bende 1 dakika diye elimde işaret verdikten sonra kulübeye girdim ve " YAŞASIN YİNE YAŞIYORUZ !" diye bağırıp onun kafasını tavana vurdurdum. Bunu yaklaşık bir senedir yapıyordum ve her seferinde çarpıyordu. Doktor kendini gülmekten alı koyamamisti. Yiğit hemen ona baktı sonra da bana soru soran gözlerle baktı. Bende sakin bir şekilde "Senin Doktorun" diyince işler biraz karıştı ama doktor Yigit i sakinleştirip onu hastaneye götürmeye ikna etti. Hemen bir kaç teşhisten sonra hastaneye yatırıldı. İşin iyi tarafı artık kalacak bi yerimiz vardı.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın !! Sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT DEVAM EDİYOR
ChickLitBulutların göz yaşları ağaçlara dökülüyordu. O gün 27 Kasım idi. Her yerde su birinkitileri oluşmuş, Yiğit' in (yani abimin) göğsüne çarpıyordu. Abim (ona genellikle Yigit derim şaşırmayın) sıkıca göğsünü ceketiyle örtü. Onu görünce bende aynısını y...