Sabah uyandığimda her zaman "yaşasın yine yaşıyoruz" diye bağırır Yigit i aniden uyandırır ve başını tavana vurmasıni sağlarladim. Yine aynı şeyi yaptım ama ortalıkta ne Yigit, ne de onun kafasını vurması.. Hiç biri olmadı. Çünkü Yigit yanımda yoktu(!) Kulübeden dışarı çıkıp etrafıma bakındim ama Yigit i göremedim. Bende oturup kulübenin önünde ağlamaktan başka bir şey yapmayacağımı düşünüp kulübenin önünde ağlamaya başladım. Daha bir kaç dakika olmuştu ki sol tarafımdan "hey ufaklık" diye bir ses duydum. Ufaklık olmadığım için bakmadım. Sonra yine "Şişt kız" diye bir ses duyunca kız olduğum için baktım. Ama kesinlikle ufaklık değildim. Ben 15 yaşındayım. Tamam kabul ediyorum belki BIRAZ küçüğüm ama ufaklık değilim.
Baktığımda Yigit tam karşımda duruyordu. Koşarak ona sarıldım:
-Sakın bir daha beni bırakma. Çok korktum. dedim. Şaşırmışti. Çünkü ilk defa ona bu kadar samimi davranıyorum.
-Merak etme. Sana söz veriyorum, seni asla bırakmayacağım. dedi ve der demez öksürmeye başladı. Ona sarılmayı bırakıp ona, sonra eline baktım. Elinde kan vardı. Öksürüğünden kan geliyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT DEVAM EDİYOR
Literatura FemininaBulutların göz yaşları ağaçlara dökülüyordu. O gün 27 Kasım idi. Her yerde su birinkitileri oluşmuş, Yiğit' in (yani abimin) göğsüne çarpıyordu. Abim (ona genellikle Yigit derim şaşırmayın) sıkıca göğsünü ceketiyle örtü. Onu görünce bende aynısını y...