Sabah kalktım. Yiğit'e baktım. Hala uyuyordu. Zaten maalesef tek yaptığı şey uyumakti... Sessizce hazirlandim. Tam çantami alıp çıkıyordum ki çantami yere düşürdüm. Sesi Yiğit'i uyandırdı. Sessizce ondan özür diliyip ayrilacaktim ki
- Nereye gidiyorsun?
+ Şey.. işe
- yine kafeye mi?
+Aslında pek değil.
-Ne demek pek değil. Papatya?!
+ Eğer sözlük anlamını soruyorsan..
-Papatya!
+ Tamam, tamam. Zaten sözlüğüm yok diyecektim. Herneyse...Her şeyi baştan sona anlattım. Hiç bir mimik yapmadan beni dinliyordu. Arada çenesinde ki bazı damarlar beliriyordu. Öyle olduğunda ona kocaman bir gülümseme gönderiyorum. O da biraz yumuşayip sakince dinlemeye devam ediyordu. Sonunda olay bitince sustum. "Çıkmam gerekiyor" diyerek ayağa kalktım ve tam kapıya yonelicekken
-Papatya?
+ Efendim abi?
- Bana ilk defa abi dedin..Hafif gülümseyince bende tebessüm ettim ve onu dinlemeye devam ettim.
-Papatya sen çok güçlü bir kizsin. Seninle gurur duyuyorum. Bak gerçekler açık ben çok da uzun yasamiyacagim..
Gözümden yaşlar dokulurken, gözlerini sıkıca kapattı tekrar açtı ve konuştu
- Senin de bu hayatta her zaman kalbinin ve aklının ikisinide sözünü dinlemeni istiyorum. Kesinlikle kendine iyi bakacaksin farkındayım. Ameliyat parama sadece 130 lira kaldı. Seni çok seviyorum.
Artık gözümden yaşlar süzümüyordu. Çeşme gibi akıyordu. Sessizce abime yaklaşım. Yanağından yavaşça öptüm. O da beni boynumdan öptü. Zaten hep ordan öperdi. Bende hafifçe gülümsedim. El sallayarak çıktım.
Abim haklıydı. 2 senedir hastanede yatıyordu. 130 lira kalmıştı. Şimdi onu hemen gidip alacaktim.***
Önceden Doruk ile konuştuğumuz yere geldim. Çoktan oraya gelmişti.
+Beni görmeye çok meraklısın herhalde.
-Sende bu kadar turuncu olmak zorundasin herhalde.Kıvırcık saçlarımı kulagimin arkasına atarak.
O an yanaklarımin kıpkırmızı olduğuna eminim-Herneyse... hadi gidelim.
Gözlerine baktım uzun uzun. Simsiyah gözleri vardı. İçinde kayboluyordu insan. Sonunda büyüsünden kurtulup arabaya bindim. Araba hareket ettikten birkaç saniye sonra araba sarsıldı. Korkup arabaya tutundum. Doruk kıkırdadi ve
-Sakın ol sadece arabanın üstünü açıyorum.
+ Bu havada mi?
-Evet..Arabanın üstünün açılmasını izledim. Bu sırada yola çıkmıştık bile. Doğal olarak biraz hızlanmaya başladı. Bende rüzgardan üşümeye... kollarımi birlestirince Doruk üşüdugumu anladı.
-Arkada hırka var. Al istersen..
+Senin hiç kibarlıktan haberin yok galiba. Normalde senin vermen gerekir hirkayi yada üstündeki ceketi.
-Çok istiyosun sanırım üstündekileri giymeyi..
+ Ya ne alaka ya?
-Papatya, araba kullanıyorum. Nasıl veriyim ceketi..
+ öf iyi. Sen hiç film izleniyor musun? Orda araba kullanırken verebiliyorlar.
- Film izliyorum ama aksiyon. Sende izlemek ister misin ?
+Off!Arkadan hirkayi alıp giydim. Sıcacıktı ve buram buram Doruk kokuyordu. Fakat gereğinden fazla sıcakti. Resmen terletiyordu. Önümü biraz açtım ve başımı o an rahat buldugum bir yere yasliyarak uyuyakaldim.
-UYANDIĞIMDA-
Başımın sarsılmasıyla uykum hafif açıldı. Fakat başımı diger yana yaslıyarak tekrar uyuma sekline gectim. Tam o sirada tepemde dikilen iki adam gordum. Birbirlerinin aynisiydilar. Doruk daha once amcasindan bahsetmisti. Fakat bu kadar benziycegini dusunmemistim. Konusmaya basladilar
- Bu kiz mi?
+Evet amca. Uykucu degil aslinda ama uyuyakaldi yolda..Gulusme sesleri duynca iyice uyandim ve amcasi bana
-Uyuyan guzel kalk bakalim.
+ Ben cok ozur dilerim. Normalde cok uyuyan biri degilim ama--
-Tamam, tamam. Aciklama yapmana gerek yok. Seni anliyorum. Bu arada ben Serkan. Doruk'un amcasiyim. Ayni zamanda bu sirketin sahibi.. Hadi gel sana iceriyi gezdireyim..
+Tamam, tesekkurler. Bu arada bende Papatya.
-Adini cok kez duydum canim...Dedi iceri girerken. Bende saskinlikla Doruk'a baktim. Muzur bir gulumseme ile bana goz kirpti. Bende gözlerimi devirerek önüme döndüm ve Serkan Bey'i takip etmeye başladım. Uzun bir koridordan geçtik. Etraftaki mini etekli kızlar yiyiecek gibi Doruk'a bakiyordu. Onlara ters bir bakiş attım. Doruk'ta bunu farketmis olacak ki bana gülüp koluma girdi. "Neler oluyor? Ne bu samimiyet?" bakisi atinca
- Amcama seni sevgilim diye tanittim
Hayret icerisinde ona baktim.
-Bu yuzden sevgili gibi davranman gerekiyor.
+Ya oyle davranmazsam?
-O zaman bu isi kaybedersin... Herneyse siyah çiçek. Bunu yaptim. Cunku amcam herkesi kolay kolay sirketine almaz. Ben seni oyle tanitinca--
+Tamam, tamam. Anladim. Peki.Bunlari fisildasark konusuyorduk. Serkan Bey hafifce basini bize dogru çevirerek
-Sevgili fisildasmalari ha? Tamam bir sey demeyeceğim.
Amcasina yapay bir gulumseme gonderip, Doruk'u arkadan cimcirdim. Sonunda asansore geldik. Ben her gun bu kadar yuruyeceksem... Ohoooo.. Serkan Bey 3. kata basti ve sessizce beklemeye basladik. 3. kat olmasi iyiydi. Cunku 3'ü severdim.. Asansorden indikten sonra demin yurudugumuz mesafeden biraz daha az yuruyerek odama geldik. Sol tarafimda fotokopi odasi, sag tarafimda Serkan Bey yani "Müdür Odası" vardi.
+Senin odan nerede Doruk?
-Benim odam yok guzelim. Benim odam her kizin odas---İmalı bir sekilde bogazimi temizledim. O da cumlesini su sekilde tamamladi.
- Benim odam yok guzelim. Benim odam her kizin odası. Fakat benim icin baska kiz yok sedece sen varsin Papatya'm
Al iste bir insan bu kadar okuz olabilirdi. Bazen ona gercekten gicik oluyorum! Kısır domuz!
Biraz uzun yazmaya calistim. Biliyorum cok uzun olmadi ama giderek uzayacak. Merak etmeyin. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyin. Samimi olalim istiyorum. Bu arada umarim Kısır domuz! Kismina gulmussunuzdur. Onu arkadasimla birlikte bulduk. papatyamsihayaller onunda kitabina bakabilirsiniz. Hepinizi cok seviyorum! Dedigim gibi yorum ve votelerinizi bekliyorummmm!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT DEVAM EDİYOR
Literatura FemininaBulutların göz yaşları ağaçlara dökülüyordu. O gün 27 Kasım idi. Her yerde su birinkitileri oluşmuş, Yiğit' in (yani abimin) göğsüne çarpıyordu. Abim (ona genellikle Yigit derim şaşırmayın) sıkıca göğsünü ceketiyle örtü. Onu görünce bende aynısını y...