Yaşlı teyzeye salatasıni verip tam gidicektim ki ...
-Kızım bunda maydanoz var. Yüz kere demedim mi ben sana maydanoz olmayacak diye?
+ Yo Teyzecim demediniz?
-Aaaa bide bana karşı çıkıyo. Terbiyesiz!
-Aaa Teyzecim ya hepsi olsun dediniz. Bi de bana terbiyesiz diyorsunuz? Neyse ben salatanizi alıyim size maydanozsuz getiriyim.
-Yok yok istemez. Kim bilir ne zaman getireceksin şimdi onu da.
+ yok ya hemen getiri-
-Sus istemiyorum!
(Sinirle)
+ peki afiyet olsun!Arkami döndüğümde patronumuzu gördüm.
- kızım bak aklını başına topla. Aşık mısın, nesin?
Yeter bir hatani bile görmek istemiyorum.
+ Ama halil bey tutturdu maydanozlu salata diye. Ne yapayım?
-öf Papatya yeter. Aklını başına topla öyle gel kafeye! Git şimdi
+ ama halil bey biliyorsunuz paraya ihtiyacım var?
- O zaman düzgün yapsaydin işini.
+ Aman senin işine de.........Önlügüm ile yaka kartımla birlikte halil beyin suratına attım. Sanırım kötü bir şey yaptım ama sinirden gözüm dönmüştü. Koşarak kafeden çıktım. Durunca kızıl turuncu arası Kıvırcık saçlarım önüme geldi. Sinirle yüzümden attım. Arkamdan Doruk geldi.
- iyi misin?
+ Nasıl iyi olabilirim Doruk?
Hem sen niye geliyosun?
-Seni merak ettim. Hadi seni evine göreyim.
+ Hayır. İstemiyorum !
- Hadi ısrar etme. Neden bu kadar her şeye kapalısin Papatya?
+ Ya sanane benim evim yok tamam mı? Rahatladın mi şimdi? Bırak beni!Kolumu çekip tam bir adım atım ki
- o zamn seni yaşadığın yere götürürüm.
+Ya istemiyorum bırak!Beni kucağına aldığı gibi arabaya doğru götürdü. Sinirle kucağında tepinirken kemerimi takip hemen sürücü koltuğuna geçti ve kapıları kilitledi.
-Nereye götürüyorum seni ?
+Tarif ederim.
-PekiiiiBir sessizlik oldu. Şu an doğru yoldaydi. Bu sırada düşünüyordum. Acaba iş teklifini kabul etmeli miydim?
+Doruk?
-Papatya?
+Ben..... Ben iş teklifini kabul ediyorum. Senin iş yerinde çalışacağım.
-Papatya? Sen iyi misin?
+ Off eget iyiyim kabul ediyorum işte.
-Bu sefer de ben kabul etmiyorum
+Ne demek şimdi bu?
-Off şaka yaptım. Bak şimdi yarın eski çalıştığın kafenin önüne gel alırım seni ordan.Başımla onaylıyıp hızlıca yolu tarif ettim. "Eee burası Şifa Hastanesi değil mi? Aaa doğru, abin! Ben tam olarak olayı bilmiyorum. Anlatsana!
Tüm olayı anlattım. Gözlerini açmış beni dinliyordu. Bende konuşmamı tamamlayıp "iyi geceler" dedim. O kadar şaşırmışti ki cevap vermedi. Ben de gülerek kapıyı kapattım. Hastanenin önüne gelip uzun uzun baktım. Şimdi her şeyi Yiğit'e açıklama vaktiydi. Eminim yeni tanıştığım ERKEK biriyle anında işini kabuk edip kafeden de atılmam pek hoşuna gitmeyecekti. Bu arada erkek diye bastırdım. Çünkü bilirsiniz. Saçma abi korumaciligi. :D
Bir bölümün daha sonuna geldiiik. Umarım begenmissinizdir. Yorumunuz ve voteleriniz benim için değerli lütfen bunu unutmayıııııın :D ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT DEVAM EDİYOR
ChickLitBulutların göz yaşları ağaçlara dökülüyordu. O gün 27 Kasım idi. Her yerde su birinkitileri oluşmuş, Yiğit' in (yani abimin) göğsüne çarpıyordu. Abim (ona genellikle Yigit derim şaşırmayın) sıkıca göğsünü ceketiyle örtü. Onu görünce bende aynısını y...