Ben onun başında refakatçi olarak kalıyordum. Koltuklar baya rahatti. Ancak içimdeki korkudan bir türlü uyuyamiyordum. Onun öyle seruma bağlı olduğunu bilmek... O uyurken birden kapı tıklandı. Uyanmasin diye koşarak gidip açtım. Hemşire karşımda duruyordu ve doktorun beni çağırdığını söyledi. Bende doktorun yanına gittim. Biraz endişeli duruyordu. Endişelenmemeye çalıştım ama elimde değildi. Eliyle otur işareti verdi. Tedirgince oturdum. Sonra konuşmaya başladı:
- Sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bir şekilde başlamak zorundayım. Abinin hastalığı aşırı derecede artmış durumda. Son derecede denebilir. Büyük ihtimalle uzun zamandır vardı fakat sana söylemiyordu. Ayrıca öksürüğünden kan gelmesi demek akciğerden kan gelerek balgamina akcigerdeki kanın bulaşması demektir. Abinden gelen kan çok koyu. Orada büyük bir tara var. Acilen ameliyata alınması gerek. Tabi bunun için de para...
Gözümden yaşlar dökülmesin diye dudağımı ısırmaya başladım ama işe yaramiyodu. Sessizce agliyordum. Teşekkür edip odadan yavaş adımlarla çıktım. Odaya geldiğimde Yiğit hala uyuyordu. Ona küçük bir not bırakıp dışarı çıktım. Nota " Senin için gittim ama senin için geri gelicem merak etme" yazdım biraz karışık olmuştu ama anlamliydi. Her yerde "eleman aranıyor" yazısına bakıyordum ama hiç bir yerde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT DEVAM EDİYOR
Chick-LitBulutların göz yaşları ağaçlara dökülüyordu. O gün 27 Kasım idi. Her yerde su birinkitileri oluşmuş, Yiğit' in (yani abimin) göğsüne çarpıyordu. Abim (ona genellikle Yigit derim şaşırmayın) sıkıca göğsünü ceketiyle örtü. Onu görünce bende aynısını y...