Bölüm XXI

2.2K 208 15
                                    

Pelin <3 Afişe bakıp bakıp mutlu oluyorum yahu!

Bölüm XXI

Parmakları dalgınca ahşap masanın üzerindeki çatlağı takip etti. Sıkıntısını boğucu sıcaklara bağlamaya çalıştığı her an içindeki ses büyük bir öfkeyle bunun yalan olduğunu bağırıyordu. Gözlerini devirirken aslında her şeyin -bütün bu can sıkıntısı ve öfkenin- yalnızca iki gün evvelki konuşmayla alakası olduğunu biliyordu Rosie. Kendine yalan söylemeyi başarabildiği gün geldiğinde belki hayatı biraz olsun kolaylaşırdı.

"Matmazel de Bellefleur?"

Antonie'nin seslenmesiyle daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve dudaklarına küçük bir gülümseme yayıldı. Sıcaktan öyle mayışmıştı ki oturduğu yerde bir hanımefendi yakışmayacak şekilde hafifçe kaykılmış, başını ellerinden birine dayamıştı. Adamın güler yüzüne karşılık içten bir nezaketle masanın diğer yanına işaret etti: "Oturmaz mısınız Doktor Bey?"

"Rahatsızlık vermek istemem."

"Vermezsiniz." Oturuşunu düzeltirken elindeki mendille zarifçe boynunu kuruladı. "Sıcak havalardan nefret ediyorum." Adam karşısına otururken onaylarcasına bir şeyler mırıldanmıştı. "Belki de daha soğuk bir yerlerde yaşama zamanım gelmiştir."

"Hava her zaman bu kadar sıcak değildir Matmazel." İç cebinden çıkardığı mendille alnını silerken "Paris'e haksızlık etmeyin," diye mırıldandı.

"Şu an size katılamayacak kadar bunalmış durumda olduğum için bağışlayın." Adamın üzerinde gezinen bakışlarına karşılık gülümsemesini koruyarak yerinde kıpırdandı. "Siz neden gelmiştiniz?"

"Buradan geçiyordum ve sizi dışarıda canı sıkkın bir şekilde otururken görünce yanınıza uğramak istedim. Can sıkıntınızı gidermek için yapabileceğim bir şey var mı?"

Rosie başını sağ omzuna eğerken uzun saçlarından biri yüzüne doğru kayarak yanağına yapıştı. Tatlı bir sesle ama yine de homurdanır gibi "Sıcaklar için bir çareniz var mı?" diye sordu. "Sonuçta zavallı ayaklarımı mucizevi bir şekilde iyileştirebiliyorsanız, can sıkıntımı iyileştirmek için havaya müdehale edebilirsiniz değil mi?"

"Sıcaklar için yapabileceğim bir şey yok ne yazık ki!" Adam mahcup bir gülümsemeyle ensesini ovuşturdu. "Ama dilerseniz sizi can sıkıntınızdan kurtarabilirim."

Rosie kaşlarını merakla havalandırdı. Sonunda bütün ilgisini adama vermiş, adamın biraz da mahcup bir tavırla sunduğu bu fikir daha ne olduğunu bile duymasına gerek kalmadan kabul etmeye hazır olduğu bir teklif haline gelmişti. Yerinde hafifçe kıpırdanıp neredeyse çocukça bir heyecanla adama doğru eğildi. Nasıl geçirecekti can sıkıntısını? Madem hava durumunu değiştiremiyordu, bundan daha iyi bir teklif sunabilir miydi ona?

"Bu sokağın sonundaki konakta küçük bir eğlence var." Kadının tereddütlü bakışlarına ve itiraz etmek için aralanan dudaklarını fark ederek ona fırsat tanımadan devam etti: "Sahiden küçük. Sorbonne'dan birkaç arkadaşım ve eşleri..."

"Bu katılamayacağım kadar özel bir davete benziyor Mösyö." Dalgınca parmaklarını dudaklarına vurdu. Antoine onun itirazına rağmen teklifi kabul edip etmemeyi düşündüğünü görebiliyordu. Kesin bir karara vararak gerisin geri sandalyesine yaslanırken "Orada bulunmam doğru olmaz," diye mırıldandı. "Sizi zor durumda bırakmak istemem."

"Bence bize bir şans verin." Adamın küçük imasını anlamazdan gelerek başını zarifçe iki yana salladı ama genç doktor kolay vazgeçecek birine benzemiyordu. "Sandığınız kadar sıkıcı insanlar değilizdir."

Çıplak AyaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin