Multimedya: Katre :) Hayırlı Cumalar ve keyifli okumalar...
Biraz şaşkınlık, biraz merak ve çokça da hayranlık dolu bakışlarımla Korel'e bakıyordum. O ise gözlerini Ceren'e dikmişti. Sağ ayağının ucuyla Ceren'in ayak bileğine dokundu. Pis bir şeyi ayakkabının ucuyla iterdin ya hani, işte tamda öyleydi dokunuşu.
Ceren kafasını kaldırıp anlamsız bakışlarla bana baktı. Sanırım benim yaptığımı düşünüyordu. Yanımızdaki Korel'i fark eder etmez bakışları ona döndü. Az önce ağlayan kız o değilmiş gibi keyifle gülümseyerek ayağa kalktı.
''Dayanamayıp peşimden geleceğini biliyordum.'' Heyecanı sesine yapışmıştı. Korel'in kot gömleğinin yaka kısmıyla oynayama başladı sağ eliyle. Korel kaba bir şekilde, üzerinde hangi işkencelerimi uygulasam diye düşünmeye başladığım Ceren'in elini ittirip ''Flaş nerede?'' dedi buz gibi bir ses tonuyla.
Ceren'in böyle bir tepkiyi beklemediği bariz ortadaydı. ''Bi... Bilmiyorum. Ne flaşı?'' Sesinde gizleyemediği bir korku vardı. Korel bir anda elini Ceren'in saçlarına dolayıp kendine doğru çekti. Ağzından kaçan tiz çığlık sokakta yankılanmıştı. ''Nerede diyorum? Bilip bilmediğini sormuyorum.'' Dedi dişlerinin arasından.
Ceren saçlarını Korel'in elinden kurtarmaya çalışmaktan iki büklüm olmuştu. Yüzü çektiği acıyla kasılmış, yaşlı gözlerinde korku vardı. Burada böylece film izler gibi olanları izleyemezdim. Ayağa kalktım. Cevap alamayan Korel, saçlarını tekrar çekip sokakta acı dolu bir çığlığın daha yankılanmasına neden oldu.
''Bırak.'' Dedim sakin bir sesle Korel'in koluna dokunup. Bu içimde bir şeyleri harekete geçirmişti. İlk kez ona dokunuyordum. Gözleri önce kolundaki ele sonra bana döndü. Sert bakışlarında az da olsa bir şaşkınlık vardı. Nedeni beni orda görmesi mi yoksa bırak demem miydi, bilmiyorum. ''Senin ne işin var burada?'' Daha çok kendi kendine konuşuyormuş gibiydi kısık sesi.
Burada olduğumu fark etmemişti. 'O seni ne zaman fark etti ki?' dedi diğer yanım. Haklıydı. O beni hiçbir zaman fark etmemişti.
Boğazımda yine bir yumru oluştu. Yutkunsam da geçmeyecek olan bir düğüm... Gözlerimi kaçırdım. Kendime gelmeliydim. Yatağım dururken bu sokak orasında üzülemezdim. Gözyaşlarımı yastığıma dökmek varken bu sokağa dökemezdim. Kimsesiz bir zavallı gibi acımı ulu orta yaşayamazdım. Kendime gelmeliydim. Bir şeyleri belli edemezdim.
''Bırak.'' Diye yineledim sözümü. Elimi kolundan çektim ama gözlerim gözlerindeydi.
Bakışları anında sertleşip ''Defol!'' dedi iliklerimi bile donduracak kadar soğuk bir ses tonuyla. Umursama Katre o şuan sinirli diye kendimi motive ettim. 'Normalde olsa kıyamaz zaten sana' dedi diğer yanım alayla. Önemsemedim. Ellerimle, parmaklarını Ceren'in saçından ayırmaya çalıştım. Bir kadına şiddet uygulayamazdı. Bu az önce sevdiğim adama yavşayan bir kız bile olsa.
Boşta kalan sol eliyle beni itti. Dengemi son anda sağlayıp düşmekten kurtuldum neyse ki. Benim âşık olduğum adam bu muydu? Bir kadına hiç çekinmeden şiddet uygulayacak kadar aşağılık mıydı gerçekten? Hem de bir flaş için? İçindeki ne kadar önemli olabilirdi ki?
Uzaktan sevmek böyleydi işte, farklıydı. Çünkü o kişiyi tam olarak tanımazdın, kafanda oluşturduğun bir kalıp olurdu, o kalıba şıp diye uyan da bir tek o olurdu. Ya da şıp diye uyduran sen olurdun.
Kafamdaki kalıpta Korel böyle değildi. Bu insanı hem üzüyor hem şaşırtıyor hem de biraz hayal kırıklığına uğratıyordu. Kafamı iki yana salladım, şuan bunu düşünmemeliydim! Ceren'e yardım etmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umuda Kiracı
Novela JuvenilSustukça canını acıtan bir yumru vardır boğazında. Yutkunmaya çalıştıkça geçmeyip acı veren yutkunmayınca da gittikçe büyüyüp nefesini kesen... Ne yaparsan yap geçmeyen bir sancı durur kalbinde. Çığlık çığlığa ağlar kalbin ruhunun gölgesinde... İste...