28. Bölüm

157 17 30
                                    


Keyifle okuduğunuz bir bölüm olması dileğimle...

Katre'nin anlatımıyla...

''Ben Korel. Dershane çıkışı seni bekliyor olacağım. Hani heyecanlanırsın falan kendini hazırla diye söyleyeyim dedim. ;)''

Sertçe yutkundum kalbim gümbürderken. Heyecan esir alsa da benliğimi korku teslim olmamakta kararlıydı. Bir o kadar da haklı... Korel her seferinde üzmüştü beni. Bu sefer temkinli davranmalı, her söze sazan misali atlamamalıydım. Kalbim bana uymayacağını atışlarıyla belli etse de nöronlarımın beni terk etmemesini umdum.

Nefesimi sertçe dışarı üflerken merak çöreklenmişti hemen yanı başıma. Kaldırımın ortasında dikilmeye bir son verip yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Acaba bana ne söyleyecek, neden dershaneye kadar gelecekti?

+++

''Katre? '' Öpülesi dudaklarından dökülen adım kalbimin özgürlüğünü ilan etmesine zemin hazırlıyordu. Güçlükle ciğerlerimi doldururken usulca geriye doğru döndüm.

''Efendim?''

''N' aber?'' Fazlasıyla keyifliydi.

''İyi, senden?'' Bense olabildiğine heyecanlı...

''Sana bağlı.''

''Hı?'' dedim bir anlık şaşkınlıkla.

''Yarın doğum günüm gelirsin değil mi ?'' Salak mısın sen ya neden gelmeyeyim ki?

''Katre?'' dedi bir süre sonra elini gözlerimin önünde sallarken. Benden olumlu bir cevap bekleyen umut dolu gözlerinde kaybolmaktan cevap verememiştim haliyle.

''Ha?'' Sanki dünyada söyleyecek sözcük kalmamış gibi anlamsız bir kelime döküldü dudaklarımdan. Saçlarımı kulağımın arkasına atarken utanç denizinde boğuluyordum.

''Yarın diyorum, doğum günüm. '' Bakışlarımı çevrede dolaştırmaktan vazgeçip yüzüne çevirirken sol elini ensesine attı. '' Ah her neyse!'' İçime çöreklenen hüzün kendimden nefret etmem için yeterli bir nedendi. Hiç olmazsa kafanı salla değil mi? Gözlerine mal gibi bakıp susmakta neyin nesi? Vazgeçerdi tabii adam!

''Yarın saat birde hazır ol! Gelir seni evinizden alırım.'' İçsel tartışmamı yarıda kestiği gibi dünyayla bağlantımı da sekteye uğratmıştı. Vazgeçmemişti! Kayıp balık Nemo kopyasına dönüşürken ardına bile bakmadan hızla arabasına binip gitti.

Birkaç dakika öylece baktım arkasından. Gözden kaybolsa da gözlerim hâlâ gittiği yöndeydi. Dilimle kuruyan dudaklarımı ıslattım. Gülümsemem mutlulukla sırtını yüzüme yasladı. Doğum gününe davet edildiğim yetmezmiş gibi birde gelip beni evimden alacaktı.

Hayal gibi yahu!

Zihnime bomba gibi düşen sorular gözlerimin kocaman açılmasına neden oldu. Ben ona ne hediye alacaktım? Tartışmasız en önemlisi ne giyecektim?

+++

''Tren konusunda ısrarcıyım.'' Elimdeki saati yerine bırakıp başka birine uzanmadan önce Nehir'e hoşnutsuz bir bıkkınlıkla baktım.

''Öküz saatten ne anlar Allah aşkına!'' Bakışlarım çenesini durdurmaya yetmiyordu ne yazık ki. Seslice nefesimi koy verdim.

''Madem fikirlerim dinlenmiyor neden buradayım Safsalcığım?'' Gözlerimi yumup derin bir nefes hediye ettim ciğerlerime. Sakin olmaya özen göstererek ondan tarafa döndüm.

Bir Umuda KiracıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin