EL/12.BÖLÜM

874 69 2
                                    

KATİL 12.BÖLÜM

Her şey öğrenilmişti, fakat bu bizim burada işimizin bittiği anlamına gelmiyordu. Müdür ile uzun bir görüşme yapmış, ondan bunu rica etmiştik. Müdür yardımcısı Tülin öğretmenin aksine müdür daha sıcakkanlı bakmıştı bu kız olarak okula devam etmemize. Şu katil işini anlatmamıştık, her şey en baştan olduğu yerde başlamıştı. Yeniden kaydımız yapılmıştı. Ve yine aynı sınıftaydık. Ben Çağan ile yine aynı odada kalıyordum. Değişen tek şey bizim erkek kılığında olmamamızdı. Bu işi devam ettirememiştik fakat bu sefer katili bulacağımıza inanıyorduk. Kendimize ikinci şans tanımıştık bir nevi.

Çağan'a karşı olan hislerim bu hafta tavan yapmış, en üst boyutta ulaşmıştı. Ben Çağan'a âşık olmuştum. Ona âşık olmam beni kötü hissettirse de kendime hâkim olamamıştım.

Onun mezarına gitmeyi tercih etmiştim, ondan binlerce kez özür diler beni affetmesini isteyeceğim.

Onun mezarını görünce oraya doğru ilerleyip mezarın baş kısmına bağdaş kurdum.

"Selam." Giriş kısmım çok komik olduğu için kendi kendime gülüp etrafta biri olup olmadığını kontrol ettim. Neyse ki boş olduğu zaman gelmiştim. Akşamüstü buraya kimse uğramazdı. Nedeni yoktu,

"Kısa kesmeyi çok seviyorum biliyorsun, ama yeri geldiğinde konuyu uzatmayı da seviyorum. Her neyse, senin uğruna öldüğün çocuk... Çağan. Onu senin sevdiğin kadar sevemem belki, ya da onun için ölemem. Ama seviyorum işte. Senden özür diliyorum, beni affet." Ellerimden destek alıp koşarak uzaklaştım. Bu konuşma içimi rahatlatmış mıydı? Hayır.

Kendimi bencil hissediyordum, içim rahatlasın diye mi konuşmuştum gerçekten onunla?

Derin bir nefes alıp minibüse bindim.

Melis Balcı

Hafta sonu dışarı çıkma iznimiz olduğu için iznimizi kullanıp Poyraz'ın beni davet ettiği sinemaya gidiyorduk. Ayla ve Aden'le gideceğim ve Poyraz'ın yüz ifadesini gerçekten çok merak ediyordum. Beni tek sanıp sarılır, arkadan kızlar çıkar... Çok eğlenceli!

Sinema salonun önünde ki koltuklara oturdum ve Poyraz'ın gelmesini bekledim. Kahverengi saçlarımı düzleştirmiştim, yine de kısalardı. Üstümde pantolon ve basit bir tişört vardı. Çok özenmemiştim. Ona hâlâ kızgındım. Onun yüzünden okuldan atılabilirdik, neyse ki müdür insaflıydı.

Poyraz'ı asansörden inerken görünce istemsizce sırıttım. Beni görünce yüzünde ki gülümseme büyüdü ve bana el salladı. Ona el sallamayıp görmemezlikten geldim.

Aynı başkasını bekliyormuşum gibi. Yanıma gelip saçlarını karıştırdı.

"Şey, kusura bakma da... Ben sen gelmezsin diye düşündüm ve kız arkadaşımı getirdim." Bunu ben uygulayacaktım sen değil. Yüzüm şekilden şekille girmiş yere bakıyordum. Kendi planımı Poyraz bana uygulamıştı.

"İstersen sende gel?" kafamı yerden kaldırıp sinirle yüzüne baktım.

"Yok, kalsın bende kızlarla gelmiştim. Arkadaşını getirmen iyi olmuş. Yoksa yalnız kalırdın." Omzuna çarpıp kızların yanına gittim.

"Hadi şu bileti alalım."

Patlamış mısırımı, önümde oturan Poyraz'ın saçına koydum. Bu işi yaparken kendimi ajan sanıyordum. Şimdi sıra rengârenk saçlı kızdaydı. O günde bu kızla konuşuyordu. Akılları sıra benimle oyun oynayacaklardı. İçeceğimi yavaşça rengârenk saçlı kızın saçına döküp içeceğimi yere koydum ve sinemaya döndürdüm bakışlarımı. Kız çığlık atarak koltuktan kalkıp yukarı baktı, sonra elini saçlarına götürdü. Saçları yapış yapış olmuştu. Sessizce kıkırdayarak sinemayı daha keyifli hale getirmiştim.

Sinema bittikten sonra mağazaları teker teker gezmiş, kendimize kıyafet almıştık. Bavulumuzda sadece erkek kıyafetleri vardı. Ve artık onları giymek istediğimi söyleyemezdim. Yemek yedikten sonra alışveriş merkezinden çıkmış, taksiye atlayıp liseye varmıştık. Parayı ödeyip taksiden indik.

Çok yorgun olduğum için odaya girer girmez uyumuştum.

Aden Kara

Odamın kapısını sessizce kapatarak, yatağıma ilerledim. Elimde ki poşetlerden kurtulmak amacıyla yere attım. Şu katili bulmaya bir an önce başlamalıydık. Ve ben şu işin çabucak bitmesini istiyordum.

"Ben geldim." Çağan'ın sesini duyunca elim ayağıma dolaştı. Onu o sahilden sonra ilk defa görecektim. Hem de şimdi!

Yorganı açıp içine girdim ve yalandan gözlerimi kapadım.

"Az önce camdan seni gördüm, bu kadar erken uyuman mümkün değil."

"Hayır, mümkün." Bir insan uyuyorken konuşur mu? Hayır, tabi ki de şu çocukla laf sataşmasına girmeden duramadığım için ağzımdan kaçmıştı.

"Uyuma numarası yapmana devam et, anlamadım say." Gülüşü odada yankılandı. Onunla konuşmalıydım. Yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp serinledim. Onun yanında hava soğuk olsa da sıcaklıyordum.

"Çağan konuşalım mı?"

Ayla Demirel

Can'ı yine aynı yerinde otururken gördüm, mavi gözleri kızarmıştı. Ve bu onu oldukça masum yapıyordu. Hızlı hızlı yanına gidip boş olan yanına oturdum. Saçlarını karıştırıp bana baktı. Gerçekten de mavi gözleri yakından daha güzel duruyordu. Her şeyin öğrenildiği gün ortadan kaybolmuştu.

"Özür dilerim." Diye fısıldayıp yüzümü eliyle tutup kendine doğru çekti. Ona biraz daha yaklaşıp yüzümü çektim.

"Dileme, her şey için artık çok geç." Mırıldanarak söylediğim cümle Can'ın zoruna gitmiş olacak ki banktan kalkıp koşar adımlarla uzaklaştı.

KATİL (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin