EL/13.BÖLÜM

855 70 1
                                    

Aden Kara

DÜZENLENDİ


Çağan ile konuşmuş ona tüm duygularımı açıkça dile getirmiştim, benden zaman istemişti. Buna darılmamıştım. Bende onun yerinde olsam bende zaman isterdim.

Küçük bir kâğıda hazırladığım listeye yeni kişiler eklemeye başladım.

Bu yazdığım kâğıtta katil olabildiklerini düşündüğüm kişiler vardı. Birinci sırada Burak vardı. Soğuk biri olduğu için değil, hislerime güvendiğim için yazmıştım onu.

Odamda tek başıma oturmanın çok sıkıcı olduğunu fark edince sandalyeyi geri iterek kalktım. Listeyi hırkamın cebine yerleştirip kursların olduğu sınıflara ilerledim. Bugün benim resim kursum vardı. Gitmeyi istemesem de yeteneğim oldukça iyiydi. Resim çizmek insanı rahatlatıyor, hayal ettiği şeyleri kâğıda çizdirtiyordu. Hiçbir zaman çiçek ya da manzara resmi çizmemiştim. Onlar gerçektiler, ben gerçek olmayan şeyleri çiziyordum. Hayallerim gibi.

Sınıfın kapısını tıklatıp hocanın gel demesiyle kapıyı açıp içeriye girdim. Okul erkekler için olduğu için hepsi ya futbol kursunda, ya da basketbol kursundalardı. Resim kursunda sadece ben ve Burak vardık. Hocamız, bayandı. Aynı resim gibi kusursuzdu.

"Hoş geldin Ahmet." Bana Ahmet demesine gülüp en önden bir sıraya geçtim. Burak'tan uzak bir yere oturmuştum bilerek,

"Aden." Resim öğretmenimiz kafasını anlayışla sallayıp önüme tuvali uzattı. Çantamdan boyalarımı çıkartıp dizdim.

Kızlarla en büyük hayalimiz 70 yaşına gelince uçurumdan el ele atlamaktı. Onu yavaş yavaş çizmeye başladım. Aramızdan yaşlı olmayı isteyen Eylemdi.

Ona göre yaşlı olmak; insanın derdinin kalmaması, sevdiği adamla evlenmesi ve çocuklarının da torunlarının olması güzel bir şeydi.

Masmavi gökyüzü çizdim önce, gökyüzü masmavi olmadan atlamayacaktık.

Uçurum çizdim sonra, bu bizim atlamamız için gerekli olan şeydi.

Sonra yaşlı olmayı isteyen Eylem'i, onun yüzünü bilerek güzel çizmiştim. Onunla hep kavga ederdik. Şakayla karışık şekilde.

Ben ona ''Yaşlı olunca sen bizden daha güzel olursun.'' Derdim o da bana yapmacık sinirle

''Güzel olsam ne olur, sevdiğim adam beni sevince.'' Derdi.

Ve el ele tutuşturdum bizi, atlarken hiç bırakmayacaktık elimizi.

Resmim bitince gülümseyerek baktım resmime, yeteneğime göre güzel olmuştu.

Boyama işini sona bırakmıştım, sadece kıyafetlerimizi boyayıp tuvali hocaya göstermek için yerimden kalktım. Arkamı dönüp Burak'ın benim resmime dikkatle baktığını gördüm. Tuvali ve bakışlarımı ondan kaçırıp hocanın yanına gittim.

"Nasıl olmuş?" diye sordum sevinçle, resim hocamız tuvali eline alıp inceledi ve yüzünde ki büyük bir gülümsemeyle

"Sen çok yetenekli bir kızsın, lütfen bu yeteneğini harcama ve dibine kadar kullan. Bu resim sende kalsın, sonra sergiye alacağım." Dedi. Tuvali elinden alıp boyalarımı çantama attım. Teşekkür ederek sınıftan ayrıldım.

Bir saat önce çıktığım odaya tekrar girip yatağımın başköşesine tuvali astım. Odam böyle daha güzel olmuştu.

Telefonumla çizdiğim tuvali çekip sosyal hesaplarımda paylaştım.

Telefonumu titreşime alıp yastığın altına koydum, sırtımı yatağın başlığına yaslayıp bilgisayarımdan oyunlar oynadım.

KATİL (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin