DÜZENLENDİ
Aden Kara
Pazartesi günü tamamen olaysız geçmişti. Odamda bilgisayarımdan şarkı dinliyordum. Şu akşamlar çok sıkıcı geçiyordu.
"Benimle eğlenmeye ne dersin?" kafamı kaldırıp Çağan'a baktım.
"Nasıl?" bilgisayarı kucağımdan çekti elimi tutup yataktan kaldırdı beni.
"Sprey boyalarla insanların evinin duvarını boyamaya gidiyorum sende gel." bu tamamen çılgıncaydı. Kafamı sallayıp açık olan bilgisayarı kapadım.
"Simsiyah giyin," dolabımı açıp içinden siyah pantolon ve siyah tişört çıkartıp banyoda giydim. Saçlarım kısa olduğu için bere takıp gizlemiştim. Hava sıcak olduğundan üstüme bir şey almamıştım. Çağan sırt çantasının içine sprey boyaları koyup sırtına taktı. Onun sırt çantasına sığmadığı için benim sırt çantama koyduk. Okuldan gizlice çıkıp karanlık sokaklarda kendimize ev seçtik. Bahçeli bir evin duvarını seçmiştik mahkûm olarak. Siyah sprey boyayı elime alıp salladım. Büyük harflerle KATİL yazdım. Sonra da altına AdÇağ yazdım. Bu bizim baş harflerimizin birleşimiydi. Çağan yanıma gelip yanağımı öptü, göğsüne yaslanıp duvarda ki yazıya baktık bir süre. Aramızda ki sessizliği bozan o olmuştu.
"Benim sevgilim olur musun?" göğsünden çekilip şaşkınca ona baktım.
"İstersen bir ömür boyu..." deyip tekrardan sarıldım.
"Ne yapıyorsunuz siz orada!" pencereyi açan yaşlı adam sinirle bize baktı. Yerde ki boyaları topladık,
Yaşlı adam kapıyı açmış bizi kovalamaya başlamıştı. Biz kaçıyorduk, o pes etmiyordu. Adamın yeni boyanmış duvarını kirletmiştik.
Yağmurda yağmaya başlayınca şansıma tükürdüm. Hava sıcak diye üstüme bir şey almamıştım. Ve şimdi ıslanıyordum.
Yaşlı adam yağmurdan dolayıp bizi yakalamak yerine evine gitti.
"Az kalsın yakalanıyorduk." Nefes nefese kalmıştım koşmaktan.
"Ama yakalanmadık." Gülerek yere çöktüm. Şu ana kadar yaşadığım en maceralı ikinci şey olabilirdi. Birincisi ise erkek kılığına girmemizdi.
"Biz şimdi neyiz?" bunu sormuştum çünkü o anlık da söylemiş olabilirdi.
"Sevgili..."
Kendimi yatağa atıp tavanı izlemeye başladım.
Çağan ile ben artık biz olmuştuk. Kalbim buna sevinse de içim rahat değildi. İhanet etmiştim ben Eyleme, o ölse bile...
Melis Balcı
Poyraz beni her an sinir ediyordu, bu çocuğun benimle derdi neydi bilmiyordum ama büyük bir sorun olduğu kesindi. Beni gördüğü an suratında limon yemiş gibi ekşitiyordu.
Odamın penceresi taş yağmuruna tutulmuştu. Yatağımdan kalkıp camı açtım.
"Aşağıya in!" tam pencereyi kapatacakken taşın kafama gelmesiyle acıyla inledim. Taş oldukça büyükmüş, elimle kafamı tutuğum yer kan gölü olmuştu. Poyraz'a büyük bir küfür mırıldanıp pencereyi kapattım. Şimdi kafama dikiş atılacaktı. Hayatımda en korktuğum şey bir yerlerime dikiş atılmasıydı. Şimdiye kadar hiç yaşamamıştım. Poyraz sayesinde ilkleri yaşıyordum.
Banyodan pamuk alıp kafama bastırdım. Pamuk beyaz rengini terk edip kan rengini almıştı.
Yeni bir pamuk alıp kafama bastırdım.
Odamın kapısını sessizce açıp koridora çıktım. Kapıyı yavaşça kapatıp merdivenleri yavaş yavaş indim. Allah'tan kanı görünce bayılmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL (DÜZENLENİYOR)
Teen Fiction(Bölümler düzenlenmeye başladı. Bazı bölümler düzenlendi.) "... adam çok sevmesine rağmen yine kızı terk etmiş." 3 Genç kız Özel Yurt Erkek Lisesinde ölen arkadaşları Eylem'in katilini bulmak için erkek kılığında liseye sızıyorlar. Bu erkek kılıklar...