Bölüm Yedi

6.3K 96 4
                                    

'Üzgünüm anlamıyorum'

                   Yüksek sesli konuşmaların bile anlaşılamayacağı kadar gürültünün içinde en sonunda ellerimi kullanmaya karar verdim ve olumsuz manada salladım. Bir saat öncesine kadar basit bir pub olduğunu umduğum yerin içinde kulaklarımın uğuldaması kesilmek nedir bilmezken ciddi anlamda çabalıyordum. Birbirlerine fısıldayarak konuşan birkaç kişiye bakarken bunu nasıl yapabildikler konusunda hiçbir fikrim yoktu.Ve öğrenmek istediğim de söylenemezdi.

                  Cızırdayan mikrofondan eğlencenin birazdan başlayacağını bağıran adamı görmeye çalışırken parmak uçlarımda yükselmeyi denedim.Kalabalık günü yada saati yok gibi bakınırken tuhaf karşılayan sadece bendim. Tek tuhaf karşıladığım şey buda değildi üstelik. Duygu'nun yanındaki bozma gardiyanın sahipleniş şekli beni bunun üzerinde uzun süre düşündürecekti. Ne yani? Şişman ama mutlu olmak her şeye yetiyor mu ? Bu sabah için hakkında düşündüğüm her şey bir bir uçup giderken geldiğimizden beri birbirlerine karşı takındıkları tavra neredeyse gözlerimi devirecektim.

                       Tamam Duygu standartlara göre fena sayılmayacak biriydi ama kabul etmeliyim ki karşı taraf çok daha fazlasını elde edebilirdi yada ben şimdiye dek gördüklerimden sadece olması gerektiğini hissettiğimi düşünüp duruyordum. Bir kez daha göz göze geldiğimizde hafifçe gülümsedim. Bir yanım gidip bunu nasıl yaptığını sormamı istese de nasıl bir cümleyle başlayacağımı bilmediğim için susmakla yetindim.İnsanların çekim güdülerini irdeleyecek değildim.Kimsenin ki bir diğerini tutmuyordu nasılsa.

'Birazdan alışırsın diyorum'

                      Diğer tarafımdaki merdiven bacağın erkek arkadaşı tarafından kabul ettirilmeye çalışılmam neredeyse utanç vericiydi. Nereden bilebilirdim ki! Buraya gelirken beni bir grup çocukla tanıştıracağı konusunda ikna eden bir kıza daha fazlasını sormam gerekiyormuş gibi hissetmemiştim bile. En azından biri eşsiz gelebilme zahmetine girmiş olsaydı savsak adımlarla etrafıma bakınmaktan kurtulabilirdim. Daha ne kadar aşağılanacağımı düşünmekten başka bir şey yapamıyorken önümdeki bira bardağını kavradım.

'Evet, muhtemelen'

                     Benden rahatsız olmuş gibi görünen kız arkadaşı henüz adını bile bilmediğim adamı yakasından tutup kendine çektiğinde daha fazla bakmamın gerekmeyeceğini hissederek başımı çevirdim... Dans pistinden uzak olduğumuz için küçük masaların arasına sıkışmış birkaç çift olabildiği kadar dans etmeye çabalarken önümdeki en iyi seçenek buydu.İzlemek. Bir yerde bunu da kabullenecektim. Daha gelmeden koca bir aptallık olduğunu biliyordum... Birkaç saat önce tanışılan insanlara güvenilmeyeceğini beş yaşındaki bir çocuk bile anlayabilirdi ama ben?... asla!

'Yenilememi ister misin?'

                       Yıkanmaktan renk atmış tişörtüyle önümde dikilen garsona etrafını sıkmaktan tüm soğukluğunu kaybeden bardağı uzatarak başımı salladım.Belki de biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı... İnatla biri için gelmiş olmak gereksizken daha iyisini yapabilirdim. Belki başka biriyle tanışmak için ufak bir gezintiye çıkardım yada balkona benzettiğim yerde en iyi ihtimalleri tartardım... Bacaklarımı masadan biraz daha uzaklaştırıp pist namına hiçbir şeyin olmadığı kalabalığa döndüm. Dans etmekten çok birbirine sürtünen birkaç kişi hallerinden o kadar memnun görünüyordu ki.... Sorun tamamen benim...

                   Kendime ayırdığım kısa boşluk önüm ve ardımdaki uğultudan hangisine daha muhtaçtı bilmiyorum. Ve tabi o an ne kadar kötü göründüğümü de... ferahlayabilmek için saçlarımı geriye doğru attığımda nemlenmiş olduklarını gördüm. Bunca kalabalığa normaldi aslında. Buraya gelmenin ne kadar kötü bir fikir olduğunu bir kez daha kendime hatırlatırken masaya bıraktığım çantama uzandım.

ÇIPLAK (Sanal Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin