'Bu nasıl?'
Karşımdaki kadını aradaki kumaş parçasına rağmen görüyor oluşumu bir kenara bırakabilirdim, yüzündeki o korkunç ifadeyi de unutabilirdim ama... Sıkıntıyla ellerimi ovuştururken başımı salladım. Bu tür şeylerde hiçbir zaman iyi olmayacağımı zaten biliyordum.
'Aradığınız özel bir model var mı? Kumaş? Desen?'
Etrafıma bakınarak fikir edinebileceğimi sandığım o kısa anın ardından ne yapacağımı bilmediğim bir başka bakışla döndüm karşımdakine. İnsan her zaman bu tür şeylerin peşinde olmuyorsa hiçbir zaman olmasa da olurdu. İçinde kaybolduğu duygu karmaşasından kurtulurdu en azından.
'Öyleyse size önerebileceklerimi görmek istersiniz?'
Daha fazla direnmenin bir manası kalmadığında kabul ettim. Ne olduğunu bile bile gelip de beş dakikada çıkabileceğimi mi sanıyordum gerçekten?
'Evet... Lütfen...'
'Öyleyse buyurun'
Tüm dişlerini gördüğümden emin olduğum satıcının arkasından bakmakla yetinememenin mutsuzluğuyla kıpırdanırken isteksiz birkaç adım attım. Bir iç çamaşırı mağazasında ne aradığımı bilemememe ne demeliydi? Karşıma ne çıkacağını sanıyordum?... Biraz sonrasında başımı kaldırıp kullanılabilecek olanlara baktım. Yada var olduklarını sandıklarıma.
'Özel bir gece için mi arıyorsunuz?'
İçimdeki kadın gece için hazırladığım fantezi koleksiyonuma yeni bir akım öncesi heveslendirecek bir parça aradığımı söylememi isterken kendimi
'Hayır... Yani evet ama o kadar da özel bir şey aramıyorum' derken buldum.
Hayata geçirebileceğim daha parlak bir fikrimin olmayışına bir kez daha hırslanırken satıcı kadına kalmadan bir şey bulabilenin derdindeydim. Seçeneğin fazla olması kesinlikle mantıklı değildi. Olay amacını aşırıyordu ama başka bir yolda yoktu. Saatlerdir huzursuzlanmamı engellemek hariç her şeyi yapan hormonlarım tarafından ele geçirilmişken en iyisini elde etmenin peşindeydim.
Gece isimlerine göre dizilmiş bir yığın parçadan giyilebilir olanları ayıklamaya çalıştığım koca bir saatin ardından en kapalı olanların transparanlar olduğuna karar verdim. Kabul etmek istemesem de işe yaradıkları bir gerçekti. Üzerlerin de küçük taşların olduğu bir bölümün önüne geldiğimizde artık ne bulabileceğimi az çok kestirmiş olmanın bilinciyle hareketlendim.
Buraya gelen hangi insan sadece kendi mutluluğu için hareket ederdi ki? Burası hayal gücünün son kapısıydı. İstediğin her şeyi yapabilecekmiş gibi...İstediğin her kimse onu verebilecekmiş gibi... Bir yırtıcı gibi...
'Ben bedenlerinizi çıkartayım'
Başımı salladığım kadın birkaç metre uzakta bir bölmeye girerken bende bir parçayı elime aldım. Beyaz, dantel ve işlemeli bir şeyi.
'Sen de nesin böyle!'
Üzerime doğru yaklaştırdığım çamaşıra aynada bakarken Bürge için katlandığımı hatırlattım kendime. Hala konuşmuyor oluşumuza bulabildiğim tek çarenin artık işe yaraması gerekiyordu. Bu hale hangi ara geldiğim konusu aklımın bir köşesinde tüm bedenimi rahatsız ederken silkelendim. Şuan bunları düşünmemem gerekiyordu. Tamam bu doğru değildi ama neyin doğru olması gerekiyordu ki? Haklı bir nedenim olduğu için buradayken öylece çekip gidemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIPLAK (Sanal Serisi 1)
ChickLitMasanın üzerinde kıpırdanan parmaklar kararsızlıkla oynamaya devam ederken derin bir nefes aldı. Yapacaktı... Ve bundan zevk alacaktı... ----------- Bir mesaj : ...