Bilemezdim,o gün başıma geleceklerden habersizdim.Hayatta bizi neyin beklediğini bilmeden ne zaman ,nerede,nasıl,ne çıkacağını bilmiyoruz.Halbuki ne de güveniyoruz kendimize...
Son zamanlarda kendi tavrımı,hissizlik diye adlandırmıştım.Anlamını şimdi yeni yeni kavramaya başladım.Hissizlik,aslında tüm hislerin son safhada yaşandığı vakitti.Sadece ruhumuza ağır geliyor ve yok sayıyordu...Aslında bu kadar zaman hislerimde boğuluyordum.
Görmeyi kendime yediremediğim,en korktuğum yerdeydim.Mezarlıkta...
Eskiden ne de basit gelirdi.Hatta korkar içeri giremezdim.Şimdi ise yüzleşiyorum.Ailemin mezarı başında onları üzmemek için ağlamamaya çalışıyorum.Ama sanırım başaramıyorum.Yanağımdaki ıslaklık,ağzımdaki tat ağladığımın kanıtıydı.Bu sefer çekinmedim ellerimi nemli toprağa sürmekten...İlk defa korkmadım ölülerden.
Aileme,onların yetiştirdiği kız olacağıma söz verip toprağı son kez kokladım.Annemin narin kokusu,babamın ise şefkati ile harmanlanmış derin kokusu burnuma ulaştı.Gözlerimden akmaya devam eden yaşları ailemin tuttuğu narin ellerimle sildim.
Aileme devam edeceğin hayatta,dimdik,sağlam adımlarla ilerleyeceğime söz verdim.Ardından esen rüzgar,annemin yumuşak sesinin onaylayışı olmalıydı.
Hüzünle tebessüm edip onlarsız devam edeceğim hayata başlamak için oradan uzaklaştım.
Arabaya doğru ilerlerken Evren,pür dikkat beni izliyordu.Teyzemi eve bırakmıştık.Eve gidip bir an önce konuşmak istiyordum.Bundan sonra olacakları, kararlarımı belirlemek yoluma devam etmek istiyordum.Kapıyı açıp kendimi sıcak arabanın içine attım.
Ellerimi ovuşturarak Evren'e küçük bir tebessüm gönderdim.Bu yaptığıma şaşırmış olucak ki bir an ne yapacağını bilemedi.Daha sonra beklemediğim bir şey yapıp kollarını belime sardı ve kendine çekti.
"İyi misin?"
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Kaç gündür benim için endişe içerisinde peşimden koşturuyordu.
"Evren çok yorgunum,eve gidebilir miyiz ?
"Hızla kafasını salladı ve eve doğru sürmeye başladı.
Eve geldiğimizde teyzem mutfakta bir şeyler hazırlıyordu
"Teyze biz geldik."
Teyzem alel acele ellerini silip salona geldi.Babamın oturduğu tekli koltuğa usulca oturdum.Evren ve teyzem karşıma oturmuş dikkatle konuşmamı bekliyorlardı.
"Teyzeciğim bu zamana kadar yanımda olduğun için çok teşekkür ederim.Bildiğin üzere on sekiz yaşındayım.Kendime bakabilirim,artık Antalya'ya geri dön.Düzenin yeterince bozuldu zaten,beni merak edeceğin bir durum yok."
Teyzemin gözleri dolmuştu.Nedenini anlamadığım için dikkatle açıklama yapmasını bekliyordum.
"Dolunay sen çok güçlü bir kızsın.Tabi ki kendine bakabilirsin ama burada kalamazsın.Seni bırakamam,çok düşündüm.Seni buradan koparmak istemiyorum ama biliyorsun işim orada ve dönmem gerekiyor ve seninde benimle gelmeni istiyorum."
Kaşlarımı çattığımın farkında değildim.Hiç düşünmediğim,teyzemin fikrine olumsuz düşünüyordum.Kafamı sağa sola sallayıp düşüncelerimi söylemek için konuşmaya başladım.
"Teyze beni korumak istediğini biliyorum.Ama buna alışmak zorundayım.Şuan bu konuyu konuşmasak daha iyi.Yarın sağlam kafayla konuşuruz.Ben odama çıkıyorum."
Teyzem usulca kafasını sallayıp dudaklarını ıslattı.
"Peki öyle olsun,bu arada Beril sabah yine buradaydı.Bir ara haber ver,meraklanıyor senin için ve artık avukat ile görüşmen gerekiyor.Vasiyet hakkında o yüzden iyi dinlen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Novela JuvenilHerşeyini kaybetmiş birisine umuttan bahsedilmez.Yolun sonuna son sürat yol alan biri gelecek kavramını yitirmiş,geçmişi rüzgar eşliğinde savurmuş,tek gereği olan ruhunu teslim etmeye koyulmuştur... İşte ben . İşte ruhumun en de...