KOPMA

140 15 6
                                    


''Çok karanlık,hiçbir şey göremiyorum."

Evren belimden yönlendirirken,görüş alanıma kırmızı koltuklar girmeye başladı.

''Toz pembe beklemiyordun herhalde bardasın.Barın adı da Zifir.''

Kendi kendine kıkırdamasına göz devirip onun yönlendirmesi ile bar masasının taburelerine oturduk.Barmen bizimle ilgilenmeden kulağıma yaklaşan Evren'e merakla baktım.

''Kimseye barın sahibi olduğunu söyleme.''

Nedenini sormadan kafamı salladım.Etrafa iyice göz gezdirirken burasının sahibi olduğuma,bir türlü kendimi inandıramıyordum.Önümüze gelen biralara göz attıktan sonra çalan şarkıya karşılık içimden gülümsedim.

''Moraller nasıl?''

''Normal.''

Kafasını sallayıp derin bir nefes aldıktan sonra duymak istemediğim cümleler ağzından döküldü.

''Seninle daha önce hiç ailen hakkında konuşmadım.Konuşamadım daha doğrusu,o zamanlar acın daha çok tazeydi.''

''Dolunay,aileni kaybetmen şu ana kadar yaşadığın en kötü olay.Olaylar karşısında bu kadar dik,güçlü durman kesinlikle özenilecek türden.''

Dolan gözlerimi titretmemeye çalışırken dudağımı ısırdım.

''Bu konuşmayı yapmak zorunda mısın?''

''Sadece artık üzülmeni istemiyorum."

Eliyle yanaklarımdaki yaşları sildikten sonra yüzüme bakarak tebessüm etti.Evet başarmıştı,moral denilen şey benden en uzak yerlere kaçmıştı.

''Hadi söyle o cümleyi güleyim.''

''Ya sorma,restauranttan beridir söyleyeceğim tuttum kendimi.Zevkle yediğin çoban salata dişinde küçük bir iz bırakmış.''

''Ne!Bunu şimdi mi söylüyorsun?''

Kahkahalarını arasından ayağa kalkmaya çalışırken bir yandan da söyleniyordum.

''Benim gülmem gerekiyordu senin değil!''

Gitmeye kalkıştığımda kolumdan tutup oturttu.

''Ya bırakta lavaboya gideyim.''

Elimle ağzımı kapatarak konuşmaya çalışıyor,bir an önce lavobaya gitmek istiyordum.

"Şaka yap...Şaka yaptım.''

Kısılan gözlerimle birlikte sinirle tabureye geri oturdum.Duygudan duyguya atladığımdan pek sağlıklı düşünemiyordum.Önümdeki birayı elime alıp tereddütsüz kafama diktim.Alıştığım acı tat, boğazımı yakmaktan çok hoşuma gidiyordu.

Birayı masaya bıraktıktan sonra nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim.

"Moralimi düşürdün,şimdi yükseltmek zorundasın.''

Bunu bekliyormuşcasına kafasını hızla sallayıp hareketlendi.Barmene kafası ile selam bıraktıktan sonra nazikçe kalkmam için elini belime koydu.

Seri hareketlerim ile arabaya ilerledik.Naziklikte sınır tanımayan Evren,kapıyı nazikçe açıp geçmem için bekledi.İçten tebessümüm ile bedenimi arabanın içine attım.

''Blue Night'a mı?''

Yüzümdeki saçma gülümsemeyi engelleyemiyordum.Kafasını bana çevirip,dişlerini göstererek gülümsedi.Bana bırakmayıp bu sefer radyoyu o açtı.Slow şarkıya onaylamaz bakışlarımı armağan ettikten sonra Evren'e döndüm.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin