ÇOK ŞANSLISINIZ!

99 8 3
                                    


Gözlerim belli bir noktaya odaklanmıştı.Küçük kızın,büyük kaydıraktan kaymak için babasından izin alması kadar masum yürekler,zaman geçtikçe nasıl bu kadar köreliyordu?

Bir zamanlar benimde kaymak için izin istediğim kaydırak şimdi ne kadar basit geliyordu gözüme...Halbuki,hala o masum yüreği beslediğimi düşünüyordum.

Derin bir nefes alıp kollarımı birbirine bağladım.Düşünmek hiç bu kadar acı vermemişti,hiç bu kadar korkmamıştım fikirlerimden...

Geçen bir haftanın ardından kendimi toplamam biraz uzun sürmüştü.Akay Dinçer'in tehditlerini göz ardı etme sebebim belkide öfkesini tam olarak göremememdi.

Asıl gerçek şu ki,tüm bu yaşananlar oldukça gerçekti,ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Ya da nasıl davranacağıma karar veremiyordum.

Babam olsa ne yapardı?

Ne yapmamı önerirdi?

Hüzünle gülümsedim,babam olsaydı öneriye ihtiyacım olmazdı....

Sesli,derin bir nefes verip kafamı geriye attım.Isınmaya başlamış olan havalar ile rüzgarda şiddetini azaltmıştı.Denizdeki dalgalar hırçınlıktan uzak,güneş ise tam tepede mavi sulara vuruyordu.

Düşüncelerimi ele geçiren Akay Dinçer'de aynı mavi sular gibiydi aslında,gökyüzünün benliği hangi renge benziyorsa o gün,mavi sularda ona göre renkleniyordu.Karanlığı taklit eden koyu lacivert,güneşin parlak sarısına meydan okuyacak açık mavi...

Akay Dinçer'e ödediğim bedelden sonra kendimi odamdaki yatağımda bulmuştum.Yatağımın yanına özenle konulmuş zarfa merakla bakıp Akay Dinçer'in gücünün kelimelere dönüşmüş halini görmüştüm.

1-0 yazmış imzasını atmıştı.Aramızda başlattığı bu saçma durum gittikçe sinirlerimi bozuyordu.Evren'in başına gelenler daha çok nefret etmemi sağlıyordu.Benden çok zararı o almıştı,olanlar bir bir zihnime akın edince sersem adımlarla salona ilerledim.

Evren ise salondaki koltuğa serilmişti.Korumalığı sorguladığımda ise kendisinin hiçbir şey hatırlamadığını söylemişti.

Diğer bir başka soru işareti ise babamın yakın arkadaşı, aynı zamanda gerçekleri öğrenmemi sağlayan Günhan Bey, yani avukatımız ise ortalarda yoktu.Aradığım telefonuna ulaşamıyor,soru işaretlerimi koleksiyon haline getiriyordum.

Blue Night'ın işletiminden sorumlu Hilmi amca ise Akay Dinçer'i sadece isminden tanıyordu.Geçmiş ile ilgili pek bir şey bilmemesi moralimi yer ile bir ediyordu.

Geçmişimi nasıl öğreneceğime dair en ufak bir bilgim yoktu ve bu sıkıntı canıma okuyordu.Akay Dinçer'in ne zaman ne yapacağı hakkında da bir fikrim yoktu.Aklımda dolaşan düşünceler sadece başımı ağrıtıyor ve sinirle kafa sallamama neden oluyordu.

Evren'in Akay Dinçer olayına bakış açısı oldukça değişmişti.Olanlardan sonra benden çok düşman kesilmişti Akay Dinçer'e.Hilmi amcanın yaptığı en iyi kıyak, emrinde olan adamları benim emirlerim için görevlendirmesiydi.

Sıkıntılı ile üflediğim nefesimin ardından plana uymak için arabaya doğru yürüdüm.Kurumuş dudaklarımın etkisi ile sertçe yutkunup dudaklarımı ıslattım.Dikiz aynasından baktığım kızda tedirginliğe rastlamaktan nefret ediyordum.Baktığı gözleri,onu zayıf gösteren duygularını bu kadar açığa çıkarmamalıydı.

İzin vermemeliydim.Nasıl merhamet kırıntısına muhtaç bırakılmışsam,aynı şekilde Akay Dinçer'i de merhametime muhtaç etmeliydim,etmeliydim ki bir sonraki skora imzamı atabileyim...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin