Söz veriyorum.
Söz veriyorum,bir daha sizi üzmeyeceğim..
Söz veriyorum,bir daha hasta olup sizi yormayacağım...
Söz veriyorum,bir daha size bağırıp,karşı çıkmayacağım...
Söz veriyorum,ne isterseniz ikiletmeden yapacağım..
Söz veriyorum, o sevmediğim şapkamı takacağım...
Söz veriyorum,kereviz yiyeceğim ,siz yokken kahvaltı yapacağım...
Anne söz veriyorum!
Baba söz veriyorum!
Beni bırakmayın...
Öğrenemedim ben daha hayata karşı bir şey...
Bakma sen benim büyüdüm ben reşitim artık dememe .
Çok küçüğüm anne ,çok yetersizim baba ...
Aydınlatmayacağım bu gece bu gezegeni !
Çıkmayacağım gece gökyüzüne!
Parlamayacağım hiç bir zaman !
Affetmeyeceğim toprağı,hep bu yüzden uzaktım belkide ona.
Ben gökyüzünde ,o yeryüzünde, siz ise onunla ...
Gözlerimi yavaşça araladım.Burnuma gelen kokudan,kırık beyaz rengindeki odadan,hastanede olduğum pek bir belliydi.Yavaşça doğrulmaya çalıştım.Boğazımda oluşan pürüzü sökmek istercesine yutkundum.
Ne olduğu hatırlamaya çalıştığım an içeri giren kişi ile hafızamdaki ayrı parçalar,eşlerini bulmaya başladı.Onlar birleştikçe içimden bir şeyler kopuyor,nefes almam zorlaşıyordu.
Evren dış görünüşümü beğenmemiş olucak ki yüzünü buruşturarak yanıma gelip ellerini belime sardı.Vücudum ilacını bulmuş gibi daha bir bağlandı Evren'e.
Vücudum acısını gözlerim sayesinde akıtırken Evren'in saçıma yaptığı dokunuşlar başımdaki ağrıyı çok az bir oranla alsada, ruhumda ki acılar tamamiyle geçilmezdi.
Ne yaparsam yapayım ruhum asla iyileşmeyecek,vücudumun aksine her zaman o yarayı en derinden yaşayacaktı.
"Geçecek,geçirmek zorundasın."
Ellerimi yavaşça Evren'den çektim ve doğruca gözlerine baktım.Sözlerindeki kararlılık gözlerinde yoktu.Tedirginlikle bakıyordu gözleri.Usulca kafamı aşağı indirdim.O sırada Fidan Hanım ile Orhan Bey içeri girdi.Fidan Hanımın gözleri kızarmış,Orhan Bey ise gayet durgun görünüyordu.
Nasıl söze gireceklerini bilemez halde birbirlerine bakıp göz kaçırıyorlardı.En sonunda Orhan Bey,yutkunurak konuşmaya başladı.
"Kızım başın sağolsun,bir ihtiyacın olursa biz her zaman yanındayız.Ailene yakışır bir cenaze töreni hazırlanacak."
Umutla gözlerime bakıyordu.Ben nasıl bakıyorum farkında değildim ama karşımdakiler sanki küçük bir kız çoçuğuna laf anlatır gibi konuşuyordu.
Kafamı hafifçe salladıktan sonra konuşmak için yutkundum.
"Eve gidebilir miyim?"
Sesimden şüphe duymuştum bir an,o kadar aciz o kadar yorgun çıkmıştı ki,Fidan Hanım hızla kafasını sallayarak onayladı.
"Tabi tatlım,teyzen uçak bileti ayarlayacakmış,şimdilik bizim eve gidelim tek başına kalamazsın."
"Kendi evime gitmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionHerşeyini kaybetmiş birisine umuttan bahsedilmez.Yolun sonuna son sürat yol alan biri gelecek kavramını yitirmiş,geçmişi rüzgar eşliğinde savurmuş,tek gereği olan ruhunu teslim etmeye koyulmuştur... İşte ben . İşte ruhumun en de...