NEFRET

52 6 3
                                    


Alnımdan akan teri kolum ile sildim.Hızlı nefes almaktan dudaklarım kurumuştu.Kum torbasına vurduğum her darbede vücudumdaki birikmiş siniride vücudumdan atıyordum.

Tüm dikkatimi sağlam yumruk atmaya odaklamışken yanımdan geçip kum torbasının yanında duran kişi ile dikkatim dağıldı.

Evren,kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.Ellerimi indirip kuruyan dudaklarımın yaladım.Dün gece olanlardan sonra bu şekilde karşı karşıya gelmek oldukça şaşırmama sebep olmuştu.

Yutkunup gözlerinin içine bakmaya devam ettim.Ne diyeceğimi bilemeden öylece ona bakıyordum.

''İki gün dayanamazsın derken büyük haksızlık etmişim.''

Gülümseyerek gözlerimin içine bakıyordu.Hiçbir şey olmamış gibi yapmak elbette benimde işime gelirdi.Evren'i kaybetmek istemiyordum.Bende gülümseyip kafamı salladım.

''Sen neden geldin?''

''Uğrayıp seni görmek istedim.''

Çatılan kaşlarıma gülümseyip kafasını sağa sola salladı.

''Korkma,annemlere gideceğim.Geçerkende Aykut'a uğrayayım dedim.''

''Neden korkayım canım.''

Gülümsemeye çalışıp dün gece olanların üstünü çizmiş olmasını diledim.Omuz silkip vedalaştıktan sonra Aykut'un odasına doğru ilerlemeye başladı.Bende daha bir sinirle kum torbasına vurmaya başladım.

Geçen zamanın ardından duş alıp Aykut ile vedalaştıktan sonra arabaya doğru ilerledim.Arabaya binip bir an önce evime varmak istiyordum.

Arka koltuğa spor çantamı attıktan sonra çalma listemi başlatıp eve doğru sürmeye başladım.

Evime vardığımda spor çantamı alıp evime doğru ilerledim.Midemin çığlıklarını duyduğum an kendi kendime gülümsedim.Bir an önce bir şeyler yemek istiyordum.

Korumam olan Mustafa Bey,henüz gelmemişti.Birgün akşam yemeğine onu davet etmeliyim diye düşündüm.

Tüm bunları düşünürken arkamdan gelen sese karşılık hızla döndüm.Yüzümdeki acıya karşılık dengemi sağlayamadan yere yığıldığımı hissettim.

*****

Henüz açamadığım gözlerim,acı içinde sızlayan dudağım ile kendimi çok kötü hissediyordum.Ellerimi yüzüme değdirmek istediğimde hareketi engelleyen şeyin ne olduğuna merakla bakmak istedim.

Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştıktan sonra bulanık görüşüm yüzünden gözlerimi kırpıştırdım.Ellerim,ayaklarım sandalyeye bağlanmıştı.

Kurumuş dudaklarımı yavaşça dilimle ıslattım.Dudağımın kenarına değen dilim ile acıyı hissetmem bir oldu.Yüzüme aldığım sert darbe ile dudağım patlamıştı.

Kuruyan sadece dudaklarım değildi,boğazımdaki kuruluk ile hararetle su içme isteği arttı.Sürekli yutkunurken etrafa göz gezdirdim.

Boyası çıkmış gri dört duvarın arasında sandalyeye bağlanmış bir vaziyette olacakları bekliyordum.Aklıma gelen ilk isim tabiki Akay Dinçer'di.

Kaçırıp bu şekilde bağlamak onun adetiydi.Bu sefer ne yapacağını düşünürken eskimiş tahta kapının yüksek sesle açılması ile kafamı kaldırıp gelene baktım.

Tahminlerimde yanılmış olmam hiçbir şekilde lehime görünmüyordu.Kısa boylu,orta yaşlı,takım elbiseli adam yüzündeki iğrenç sırıtma ile içeri girdi.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin